Konu: | Bazı Vergi Kanunları ile Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 27 |
Tarih: | 22.11.2017 |
LEZGİN BOTAN (Van) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sözlerime başlamadan önce Anayasa Mahkemesinin partimizi hedef alan kararı siyasi bir karardır, hiçbir hukuki değeri yoktur ve halkımızın vicdanında yok hükmünde sayıyoruz.
Ben de grubum adına 102'nci madde üzerinde söz almış bulunmaktayım, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
AKP Hükûmeti bu maddeyle -yaptığı bütün değişikliklerde- Bakanlar Kurulunu çok geniş yetkilerle donatmaktadır. Böylece, ihtisaslaşmanın birikimini hiçe sayarak yönetmeliklerin Bakanlar Kuruluna devredilmesini doğru bulmuyoruz. Dolayısıyla, maddenin tasarı metninden çıkarılması lazım.
502 sıra sayılı Kanun Tasarısı esasında ekonomik krizin yükünü vatandaşın sırtına bindiren bir tasarıdır. Çünkü, AKP Hükûmeti içte ve dışta sürdürdüğü savaş politikalarıyla neden olduğu ekonomik krizi vergi artışlarıyla halkın cebine dadanarak aşmayı planlamaktadır. Dolayısıyla, bu tasarı "halkın cebindekini al, zenginin cebine koy" tasarısıdır. Bu nedenle, dolar her gün yeni rekora imza atarken savaş politikalarını gözden geçirmeyen AKP, halkın elindeki parayı çıkarmasını bir çözüm olarak görüyor. Borçlanmaya çözüm olarak vergi artışlarına başvuruyor. Hazine garantisiyle yapılan köprülerle şirketlerin zararlarını yine halkı cebinden ödemeye çalışıyor. Oysaki işsizlik rakamlarına ve enflasyon artışına bakıldığında halkın yoksulluğu kolayca görülebilir. Burada, halkı yoksullaştıran bu politik anlayış bana ünlü İngiliz halk hikâyesi kahramanı Robin Hood'u hatırlatmakta, sadece bir farkla, Robin Hood mazlumun yanında, zalime karşı mücadele eder ve mazlumun tarafını tutar, zenginden alır, fakire verir ancak AKP bunun tam tersini yapmaktadır. AKP ağır vergilerle mazlumun sırtına yeni yükler yüklemekte ve bu ağır vergilerle savaşın yükünü halkın... Yoksulların cebindeki parayı alıp zenginin cebine koymaktadır. Ancak, Anadolu'nun da bir Robin Hood'u var, o da Köroğlu'dur fakat Bolu Beyi'nin torunları bunu nereden bilsin.
Değerli milletvekilleri, halkın iradesinin tecelli ettiği bu çatı altında önergelerimizle ve konuşmalarımızla yanlışları eleştiriyor, önerilerde bulunuyoruz ama AKP kapıldığı güç zehirlenmesi ve neredeyse dağlarla boy ölçüşen kibriyle kulaklarını tıkamış durumda. Dolayısıyla, muhalefet partileri tarafından verilen Meclis araştırması ve soru önergelerinin reddedilmesi de başka bir türlü konuşturmama çabasıdır. Özellikle, 26'ncı Dönemde HDP'nin önergeleri eften püften gerekçelerle reddedilmektedir. Bir örnek vermek gerekirse, Hakkâri'nin Şemdinli ilçesinde, Şapatan'da onlarca insan ağır işkencelerden geçirildi ve bunların fotoğrafları basında da yer aldı. Bunun üzerine ben de 8 Ağustosta bir soru önergesi verdim ve bu soru önergemiz yine tarafımıza iade edildi. Önerge, istenilen değişiklik yapılmasına rağmen Sayın İsmail Kahraman tarafından tarafımıza tekrar iade edildi. Şimdi onu sormak istiyorum: Sayın İsmail Kahraman, istediğiniz değişiklikleri yapmamıza rağmen önergeleri niçin tarafımıza tekrar iade ediyorsunuz? Orada yapılan işkenceyi örtbas etmeye mi çalışıyorsunuz? İç Tüzük maddelerine dayanarak demokratik siyaseti susturmaya mı çalışıyorsunuz? Bu yasakçı zihniyeti İç Tüzük'e dayanarak kurumsallaştırmaktan bir an önce vazgeçin.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; aynı şekilde, işleme alınıp üzerinden bir yılı aşkın süre geçen, Çerkezlerin yaşadıkları sorunlarla ilgili verdiğimiz araştırma önergemiz de reddedildi. Burada, sadece, geçen bir "asimilasyon" kelimesi söz konusuydu. Biz de burada Sayın İsmail Kahraman'a tekrar sorduk, burada tekrar soruyorum. Sayın Başkan, eğer yasaklı kelimeler varsa bu Mecliste bunların gruplarla paylaşılması lazım dedik ancak tarafımıza "Hayır, yasaklı kelimeler yok." denildi. Ama varmış ki yeniden, tekrar önerge tarafımıza iade edildi.
Burada bugüne kadar 19.529 yazılı soru önergesi verildi, bunların 1.546'sı iade edildi, 846 önergeyle HDP 1'inci sırada. Yine, 2.241 Meclis araştırması önergesinin 149'u iade edilirken 137 araştırma önergesinin iadesiyle yine HDP 1'inci sırada. Yani bu yöntemle HDP'yi konuşturmamaya çalışıyorsunuz, demokratik siyaseti susturmaya çalışıyorsunuz ama eş genel başkanımız, rehin olan eş genel başkanımızın dediği gibi "Ne yaparsanız yapın mutlaka ama mutlaka kazanacağız." Bu da böyle bilinsin.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Botan.