| Konu: | Bazı Vergi Kanunları ile Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 27 |
| Tarih: | 22.11.2017 |
BEHÇET YILDIRIM (Adıyaman) - Teşekkürler Başkanım.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, ekranları başında bizleri izleyen sevgili halkım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Emekçiyi, köylüyü, dar gelirliyi ezmeye yönelik, holdingleri ve sermayedarları koruyan, kollayan 125 maddelik bu yasa tasarısında Adıyaman'ı yakından ilgilendiren, Adıyaman'ı derinden yaralayan tütün konusunda halkımın sesi soluğu olmaya çalışıyorum. Onun için, Adıyaman yöresinde çok kullanılan Kürtçe bir atasözü, bir deyimle sözlerime başlamak istiyorum. "..."(x) Yani yas yerinde herkes kendi ölüsüne ağlarmış. Benim için de yas, bu torbada tütüne gelen yasaktır; benim için yas, tütünün önüne çekilen settir; benim için yas, Adıyaman'ın can damarı olan tütünün bitirilmesidir. (HDP sıralarından alkışlar)
Öncelikle halkın haklı talepleri için yaptığı eylem ve etkinlikleri sindirmeye yönelik tavır gösteren, "AKP zarar görmesin, AKP'li vekiller yıpranmasın." düşüncesinde olan, AKP'nin menfaatlerini Adıyaman'ın menfaatleri önünde tutan kişi ve kesimler -ki, onlar kendilerini biliyor-gözünüz aydın; Adıyaman tütünü bitti, Adıyaman tütünü öldü. "Yok, tütün yasaklanmıyor, önü açılıyor." diyenlerin kim olduğunu halkımız da çok iyi biliyor, tarih de biliyor; bunları yazacaktır ve bunları yargılayacaktır.
"Kooperatifler aracılığıyla tütünün önünü açıyoruz." yalanını uydurdunuz, bu yalana kendiniz inandınız, çevreyi inandırdınız, şimdi de gariban halkımızı inandırmaya çalışıyorsunuz. Daha önce de söyledim, şimdi de tekrarlıyorum: İktidarın bir hastalığı var. Hastalığın adı "mitomani" yani söylediği yalana inanma hastalığı.
Bakın, şimdi, Rıza Sarraf davası görülecek Amerika'da. Yaptığı usulsüzlükler, rüşvetlere bile kılıf uydurmaya çalışan bir iktidar ve çamur medyası var. Şimdiden "Rıza Sarraf'ı yargılayan hâkim ve savcılar FETÖ'cü." ya da "Kumpas." deyip bu yalana sarılıyorsunuz, buna inanmaya çalışıyorsunuz. Ama orası Türkiye değil, yargıyı etkileyebileceğinizi düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Gizli pazarlıklar için Amerika'ya gidip gelmeleriniz de fayda etmez.
Şimdi, tütün için çok yalan söylediniz. Halkı dinlemediniz. Yandaş STK'larınızla, size yakın kesimlerle konuşarak, allem edip kallem edip tütünün önüne set çektiniz. Eğer halkı dinleseydiniz üreticinin de, küçük esnafın da, tüketicinin de kabul edeceği, size sunduğu 11 maddelik, tütünle ilgili çözüm önerilerimizi önemserdiniz. Bunu ben değil, bunu halkımız istiyor ama bunların hepsini es geçtiniz.
Şimdi, tütün için öyle bir proje, öyle bir üretim alanı düşünün ki köyden kente göçü engellesin, sosyal dokuyu korusun, ciddi bir istihdam alanı yaratsın, üretici emeğinin karşılığını aldığı için kazansın, esnaf ticaretini yaptığı için kazansın ve tüketici ucuza mal ettiği için tasarruf etsin; ayrıca, cezayla, yasaklarla önlemeye çalıştığınız yurt dışından getirilen sigara kaçakçılığını önlesin. İşte, sarmalık kıyılmış tütün üretimi ve ticaretinin fiilî olarak hâlihazırdaki durumu bu. Peki, böyle hem üreten açısından hem tüketen açısından kazandıran bir projeye, üreticisinden tüketicisine kadar, küçük esnafı da kapsayacak şekilde bir yasallık kazandırmayı niye düşünmezsiniz?
Biraz önce belirttiğim bu durumdan üretici, sarmalık kıyılmış tütün satan küçük esnaf ve bunu tüketen vatandaş memnun. Peki, kim rahatsız? 1) Yabancı sigara fabrikaları. 2) Sigara kaçakçıları. 3) Vergi alamadığı için Hükûmet rahatsız.
"Sigara kaçakçıları kazansın." diyecek kimse yok zaten. Geriye kalıyor yabancı sigara firmalarının kayıpları ve vergi kaybı. Çok millî olduğunuzu iddia ediyorsunuz, yabancı sigara fabrikalarını da düşünecek hâliniz yok. Peki, vergi kaybını nasıl önleyebiliriz? "Vergi kaybım var." diye yerel üretimi bitirerek bunu temin etmeye çalışmak zaten akıl kârı değil. Ha, illa vergi alınacaksa buna da kimsenin itirazı yok. Ancak millî ve yerli olmanın gereği olarak...
Tütün üretiminden tüketimine kadar oluşan bu fiilî durumu yasak hâle getiriyorsunuz. Az vergiyle kendi üreticinizi ve kendi insanınızı destekleyerek yasal güvence vereceksiniz, çözüm burada. Yoksa yasaklayarak, vergi oranları belirsiz kooperatif seçenekleriyle insanları açlığa mahkûm ederek bir çözüm yaratamazsınız. Bu problemin çözümü küçük çiftçiye, üreticiye, esnafa yasak getirmek değil; mevcut üretim ve pazarını yasal hâle getirmektir diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Yıldırım.