GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:27
Tarih:22.11.2017

HDP GRUBU ADINA MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yolsuzluğun araştırılmasıyla ilgili önerge aslında çok önemli ve gerçekten, Meclis olarak bu konuyu daha ciddi, geniş ve derin bir şekilde araştırma ihtiyacı var çünkü kamuoyundaki algı, aynı zamanda, Türkiye Yolsuzluk Algı Endeksi'nde de çok çarpıcı bir şekilde yerini buluyor. 2013 yılından sonra bir gerileme başlamış ve rakamlara baktığımızda, 2016 yılı endeks sonuçlarına göre, Türkiye 41 puan alarak 176 ülke arasında 75'inci sırada yer almış Yolsuzluk Algı Endeksi'nde.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - 2013'ten sonra değil mi?

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla) - Birisi konuşunca cevap verme ihtiyacı duyuyorum, böyle bir alışkanlığım var.

Bu, tablonun ne kadar vahim olduğunu aslında ortaya koyuyor. Fakat durum bu iken yolsuzluğun genellikle üst düzeyde yapıldığını da kamuoyu çok yakından biliyor. Vatandaşın yolsuzluk yapma olanakları yok -tırnak içinde, olanakları yok- küçük hırsızlıklara büyük büyük cezalar verilirken milyarlarca lira ya da çok daha büyük rakamlarla yapılan yolsuzluklar, usulsüzlükler aklanıyor; bu da, tabii ki ciddi bir ayrımcılık ve eşitsizlik, kamuoyunun aslında dikkatinden kaçmıyor.

Değerli milletvekilleri, şu anda kayyumların yaptıkları yolsuzluklar çok ciddi bir şekilde Diyarbakır'da, Mardin'de, Urfa'da, Siirt'te, birçok ilde tartışılıyor ama bu gündeme getirildiğinde hemen önergeler reddediliyor, soruşturma yapılmıyor. Bu konuda Şeffaflık Derneği var. Yönetim Kurulu Başkanı Oya Özarslan'ın bir sözü çok dikkat çekiciydi, kesinlikle katılıyoruz. Diyor ki: "Yolsuzluk -panzehri- güçlü kurumlarla, kuvvetler ayrılığıyla, denge ve fren mekanizmalarına sahip bir hukuk devleti ilkesiyle ancak çözülebilir, bu şeffaflık sağlanabilir." Bizde böyle mi? Hayır? Melih Gökçek istifa ettirildi, Kadir Topbaş istifa ettirildi, diğer belediye başkanları istifa ettirildi, yolsuzluk yapmadıklarını hiç kimse söyleyemez; bizzat Hükûmet yetkilileri zamanında "Parsel parsel sattınız." dediler. Ee, vatandaşın ne günahı var? Bir baklava çaldı diye çocuk ceza alıyor ama parsel parsel satanlara hiçbir şey yokmuş gibi "Hadi git, evinde otur." deniyor. İşte burada, halk, yurttaş bunların hepsini görüyor; burada, yolsuzluklar büyüdükçe cezasızlığın daha da büyüdüğünü çok net bir şekilde fark ediyor. Halk diliyle, gücü yoksula yetiyor, gücü vatandaşa yetiyor devletin ama üst düzey yolsuzluklarda kesinlikle bunlar dikkate alınmıyor.

Şimdi, İsveç Maliye Bakanı -çok dikkatimi çekmişti- Mona Sahlin, devlet kasasından çikolata almak için 60 lira kullandığı ortaya çıkınca istifa etmişti. Peki, bizde ne oluyor, yani şu anda yapılan tartışmalar? İşte yeni bir yönetmelik çıktı, Halkbankın tabelasının neredeyse...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Danış Beştaş.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla) - Tamamlıyorum.

BAŞKAN - Bir dakika daha, peki.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla) - Zarrab dosyasıyla beraber Halkbanka yöntem geliştirilecek ve yönetmelik geliyor. Şimdi, bunların hepsini kamuoyundan gizlemenin bir yolu yoktur. Yolsuzluk varsa ve bu saklanıyorsa, bu er ya da geç ortaya çıkacaktır. Hukuk devleti olma dışında, denge denetim dışında, bunların araştırılması dışında, Meclisin yolsuzluklar konusunda güçlü bir irade ortaya koyması ve yargının adil bir yargılamayla ceza vermesi dışında bir çıkış da yoktur çünkü o yolsuzlukla gasbedilen paralar bu halkın cebinden çıkıyor, vergilerinden çıkıyor. "Reza Zarrab 8,5 milyar dolarlık bir rüşvet dağıttı." iddiası var. Bu rüşveti kime verdi, bunun ortaya çıkması gerekiyor. İşte, bütün bunlar yolsuzluğun en üstten araştırılması gerektiğini bize söylüyor. Bu nedenle önergeyi destekliyoruz.

Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Danış Beştaş.