| Konu: | HDP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 27 |
| Tarih: | 22.11.2017 |
CHP GRUBU ADINA ZEYNEL EMRE (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Tabii, yasama dokunulmazlığı meselesi ülkemizde çok fazla tartışılan ana konulardan biri hâline geldi. Özellikle, son yıllarda sürekli milletvekillerinin tutuklanması ve 24'üncü Dönemden başlayarak görev yapmalarının da bir şekilde engellenmiş olmasıyla bu konu Türkiye'nin gündemine oturdu.
Değerli arkadaşlar, yasama dokunulmazlığının yani milletvekilinin her şart altında, ne olursa olsun, gelip seçildiği Parlamentoda görevini yapabilmesinin asıl amacı yani bu hakkın ortaya çıkış nedeni ve korunmasının temel amacı şu: Millî iradenin önüne hiç kimsenin geçememesi ve egemenliğin kayıtsız, şartsız Meclislerde yansımasıdır. Bakın, tüm dünyada parlamentolar kurulduktan sonra yasama dokunulmazlığı milletvekillerine tanınmış bir haktır ama esasında bu, milletvekili lehine tanınmış bir imtiyaz olmaktan öte, milletin hakkının korunmasına yönelik bir düzenlemedir. Zaman içerisinde bağımsız yargı bütün ülkelerde yavaş yavaş oluşmaya başladıktan sonra da dokunulmazlıklar sınırlandırılmıştır çünkü esas itibarla, dokunulmazlık, muhalefet milletvekili için bir korumadır yani iktidardan korunması amaçlanmıştır, mantığı budur bunun.
Değerli arkadaşlar, tüm dünyada, incelediğimizde, 200'e yakın ülke varsa, devlet varsa "Tutuklu milletvekili var mı?" dediğimizde, biz bu konuda tekiz. Şu anda, güncel, dünya parlamentolarında bir milletvekilinin tutuklanması diye bir şey söz konusu olmamış. Burada iki şeyi sorgulamamız lazım: Sürekli suç işleyen milletvekilleri bizde mi var yoksa bizim sistemimizde mi bir problem var?
Değerli arkadaşlar, bir milletvekili yargılanabilir, hüküm alabilir, şayet milletvekilliği düştüyse yani hüküm burada okunup da milletvekilliği düştüyse ondan sonraki iş başka bir iştir ama milletvekili sıfatı varken gelip de burada görevini yapmasının hiçbir şart altında engellenememesi lazım, bu evrensel bir haktır. Bakın, geçmiş tarihte de dünyada sadece iki örnek bulabildim; biri Hollanda'da, biri Japonya'da milletvekilinin tutuklanması. Orada da her ikisinde de "Biz, yargının işine karışamayız ancak millî irade, egemenlik burada kayıtsız şartsız olmalıdır, yarışan haklardır bunlar..." En yakın cezaevine nakledilip yine parlamentoya gelmeleri sağlanmıştır veyahut da parlamento açık olduğu dönemlerde serbest bırakılıp kapalı olduğu dönemlerde cezaevine alınmışlardır. Bu hakkın bu kadar kutsal ve değerli olduğunun altını çizmek açısından bunları anlatıyorum. Şimdi, bizde değerli arkadaşlar...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ZEYNEL EMRE (Devamla) - Sayın Başkan, bir dakika daha rica etsem.
BAŞKAN - Bir dakika daha ek süre vereyim size.
Buyurun.
ZEYNEL EMRE (Devamla) - Mesela, bizde Anayasa Mahkemesinin daha önce tutuklu milletvekilleriyle ilgili vermiş olduğu karar var. Şimdi, kanunlar, yasalar, yönetmelikler vesaireler değiştiği zaman yüksek mahkeme olarak Anayasa Mahkemesi de farklı kararlar verebilir ancak somut olayla ilgili yani "Bir milletvekili tutukluyken bu görevini yapamaması bir hak ihlali oluşturur." kararını vermişken bu kararından, bu içtihadından dönmesi, Anayasa Mahkemesinde korku ikliminin hâkim olmasının ve kendini baskı altında hissettiğinin en büyük kanıtıdır.
Değerli arkadaşlar, şu anda bizim milletvekilimiz Enis Berberoğlu da tutuklu. Ve Enis Berberoğlu'nun tutuklandığı olayda da âdeta mahkemeler yakan top misali kendi önüne gelen dosyayı bir yukarı atıyorlar, bir aşağı atıyorlar; aman benim başım belaya girmesin diye. Mutlak bir hukuksuzluk altında tutukluluk hâli devam ediyor.
Şimdi, değerli arkadaşlar, Parlamento olarak biz, bu Parlamentonun hukukunu koruyamazsak vatandaşın hukukunu, hakkını hiç koruyamayız. Bir an önce Parlamento bu işe el atmalıdır. Dolayısıyla biz bu konuda araştırma önergesi verilmesinin doğru olduğunu düşünüyoruz, katılıyoruz.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Emre.