GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Vergi Kanunları ile Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:26
Tarih:21.11.2017

MAHMUT CELADET GAYDALI (Bitlis) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 502 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 86'ncı maddesi üzerinde partim ve grubum adına söz almış bulunmaktayım. Sizleri ve kamuoyunu saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, 86'ncı maddeyle yeni bir düzenleme yapılarak 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu'na ekleme yapılmıştır. Eklenen maddeyle toplulaştırma çalışmaları süresince arazide tarım faaliyetleri yapmak, toplulaştırmayı uygulayan ilgili kuruluşun iznine tabi tutulmuştur.

Tarıma elverişli olan alanlar da iyi bir saha analizi oluşturulmadan birer birer yok edilmektedir. Tarım alanları bu kadar hızlı yok olurken tarımla uğraşanlar, deyim yerindeyse ekmeğini topraktan çıkaranlar da birer ikişer toprakları terk etmek zorunda kalmaktadır. İktidarın hem tarım sektörüne etkin bir çözüm bulamıyor olması hem de sürdürülebilir bir yönetim anlayışının belirlenmemiş olması sorunların boyutunu giderek artırmaktadır.

Özellikle bu maddeyle öngörülen arazi toplulaştırması akıllıcadır, konuyla ilgili uzmanlar tarafından yapılması da ikinci önemli bir parametredir. Oldubitti mantığıyla yapılması doğru değildir.

Tarım sektörüyle ilgili yasal düzenlemeler yapılırken konu sadece bir mülk olarak değil, aynı zamanda doğal kaynak olarak da ele alınmalı ve konuya tarımsal üretim fonksiyonu içeren bir bakış açısıyla bakılmalıdır.

Tarım politikasının böyle torba yasalarla, aralara sıkıştırılan düzeltme maddeleriyle geçiştirilmesi son derece yanlıştır. Bunun tek yasa altında detaylı bir şekilde incelenerek hazırlanması ve uygulanması gerekir. Memleketimizin ciddi bir tarım politikasına ihtiyacı vardır. Arazi toplulaştırmasında üretici her aşamada desteklenmelidir ama üreticiyi desteklemeden kasıt, 30 bin lira genç çiftçiye hibe olarak düşünülmemelidir. Tabii, genç çiftçilerin desteklenmesi önemli ama bunu belli bir sistem içerisinde gerçekleştirmek gerekmektedir. Aktarılan kaynakların ne şekilde kullanılacağı belli olmayan yöntem ve metotlar hem çiftçiliğin hem de hayvancılığın gelişimine katkı sağlamayacaktır. Bu konuyla ilgili önerim: Hayvancılık veya çiftçilik yapmak isteyen emekçileri devlete borçlandırarak; bunun karşılığında ise devletin her türlü ihtiyaçları giderecek, tarıma ve hayvancılığa hazır tesislerin işletmesini yapmak üzere küçük aile işletmelerine teslim etmeleridir. Hatta, eldeki mevcut devlet üretme çiftliklerinin dahi küçük çiftliklere göre tanzim edilip çiftçilik yapmak isteyen ailelere cazip bir ücretle kiraya verilerek ve realist üretim hedefleri belirtilerek insanların üretken hâle getirilmesidir.

Üreticiyi bu şekilde üretime teşvik etmek gerekmektedir, aksi takdirde getirilen hibe ve faizsiz kredi usulü yaklaşımlar günübirlik çözümlerdir. Bu sistemler piyasaya, sirkülasyona para sunmak amaçlamaktadır. Piyasada geçici bir rahatlık sağlar ama bu çok kısa vade içindir, uzun süreçte hiçbir işe yaramaz.

Toprakla ilgili politikalar belirlenirken sürdürülebilir bir kalkınma hedefleniyorsa öncelikli olarak kırsal alanda düzenlemelerin yanında mülkiyet ve kullanım hususlarının da gözden geçirilmesi gerekmektedir. Kırsal alandaki insanlar kalkınırsa otomatik olarak kasaba ve şehirler de kalkınmış olur çünkü kırsal alan en uç noktalardır. Rant ekonomisinden vazgeçip üretim ekonomisine geçmenin tek yolu budur. Toplulaştırmayla mülkiyet hakkı güvence altına alınmalı, aynı zamanda da parsel şekillerini değiştirerek etkin bir toprak yönetimi desteklenmelidir. Fakat söz konusu maddede getirilen "Ortak kullanım alanları olarak planlanan alanlarda toplulaştırma çalışmaları süresince tarımsal faaliyette bulunmak özel arazi toplulaştırmasını yapan ilgili kuruluşun iznine tabidir." kısmı, geçici bir süre için bile olsa mülkiyet hakkını fiilen ortadan kaldırmaktadır. Mülkiyet hakkını gözeten ve koruyan, bunun yanında, özellikle verimli tarım alanlarının ve tarım dışı kullanım taleplerinin yoğun bulunduğu bölgelerde öncelikli olarak toplulaştırmanın yapılarak etkin, sürdürülebilir bir yapının oluşturulması gerekmektedir.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)