GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Vergi Kanunları ile Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:24
Tarih:16.11.2017

DİRAYET TAŞDEMİR (Ağrı) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu selamlıyorum.

Aslında, bugünkü konuşmam madde üzerinde değil ama özellikle son dönemlerde cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine ilişkin görüşlerimi paylaşmak istiyorum ben.

Özellikle, sizlerin de bildiği gibi, OHAL gerekçesiyle binlerce insan haksız, hukuksuz bir şekilde tutuklandı. Bugün cezaevlerinde yaşanan duruma bir göz attığımızda, aslında, yaşanan hak ihlallerine, ciddi anlamda işkence ve insanlık onuruna aykırı uygulamalar olduğuna bizler tanıklık ediyoruz, böyle duyumlar da alıyoruz. Açıkçası, cezaevlerine bugün baktığımızda, neredeyse birçok ilimizin nüfusunu aşacak düzeyde bir cezaevinde tutsak sayısı var. Dolayısıyla, bu durumun kendisi bile, artık, cezaevlerinde yaşanan sorunları, cezaevlerinin kendisini cezaevi olarak adlandırmanın ötesinde bir toplanma kampına dönüştüğünü de bizler söyleyebiliriz. Özellikle, cezaevlerinden tutsakların bize gönderdikleri onlarca faks ve mektup var, ailelerinin ciddi başvuruları var. Özellikle son dönemde medyada ve basında da Elâzığ Cezaevi çok gündeme geldi. Bugün bizim de içerisinde milletvekili arkadaşlarımızın olduğu bir heyetimiz Elâzığ Cezaevine gitti yerinde incelemek için ama bu konuda ciddi bir sessizlik var. Özellikle AKP sıralarında oturan vekillerin ve Hükûmetin bu konuda daha fazla bir duyarlılık göstermesi gerekiyor. Size bir kez daha hatırlatmak isteriz ki Elâzığ Cezaevinde olan tutsaklar Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, Elâzığ da Amerika'dan daha yakın; uçağa biniyorsunuz, bir buçuk saat sonra Elâzığ'da oluyorsunuz.

Dolayısıyla, bütün bu hak ihlalleri ve gündeme gelen bu insanlığa aykırı şiddet ve onur kırıcı uygulamalar, cezaevlerine yönelik tutum bizi bir kez daha "Özellikle, 80 darbesinden sonra Diyarbakır Cezaevi bu konuda pilot cezaevi olmuştu, bugünkü uygulamalar da acaba Elâzığ da bir pilot cezaevi uygulaması mı?" diye düşündürtüyor. Dolayısıyla, eğer öyle bir şey söz konusu değilse burada bir açıklamanın, bir an önce yerinde incelemenin yapılması gerekiyor.

Yine, özellikle, Elâzığ Cezaevinden bize ulaşan bazı hak ihlallerine ilişkin birkaç örnek vermek istiyorum. Örneğin, Mehmet Öztürk bir yıldır cezaevinde ama üç aydır hücre cezasında, dolayısıyla tecritte. Yine, Mustafa Çelik, Gümüşhane Cezaevinden Elâzığ Cezaevine sürgün ediliyor ama o da 30'a yakın tutsakla birlikte hücre cezasına çarptırılmış. Yine, Elâzığ Cezaevinde Saray Belediye Eş Başkanımız... Hani, kayyumun atanmasıyla biliyorsunuz ki belediyemiz gasbedilmişti, Belediye Eş Başkanımız tutsak edilmişti. Tutsak edilmesi, rehin tutulması yetmiyormuş gibi bir de orada Belediye Eş Başkanımız Zilan Aldatmaz'a yönelik ciddi bir saldırı gerçekleşiyor. 40'a yakın gardiyan Eş Başkanımıza saldırıda bulunuyor, Eş Başkanımız merdivenden itiliyor ve parmakları kırılıyor. Yine, bu saldırı esnasında 24 kadın arkadaşımız orada yaralanıyor. Yine, 4 yaşındaki Nudem isminde bir çocuk da bu darp uygulaması sırasında darbediliyor.

Açıkçası, birçok cezaevinde benzer uygulamalar var. Yine, Şakran ve Alanya cezaevlerinden kadınların gönderdiği mektuplar var. Şakran Cezaevi de, biliyorsunuz, yine, sürgünlerle, işkence iddialarıyla bir dönem gündeme gelmişti. Bugün de oradan gelen mektuplardan anladığımız kadarıyla benzer uygulamalar yine devam ediyor. Özellikle, 3 kişilik görüş hakkının gasbedildiğini bizler biliyoruz. Hem haksız ve hukuksuz bir şekilde tutuklanıyor insanlar hem ailelerinden binlerce kilometre öteye gönderiliyor hem de sıkı bir güvenlik gerekçesiyle, güvenlik bahanesiyle insanlar tecritte tutuluyor.

Aslında, bu uygulamalar ve bu hak ihlalleri çok fazla, benim beş dakikaya sığdırmam mümkün değil ama hızlıca birkaç tanesini yine de Genel Kurulda sizlerle paylaşmak istiyorum.

Mahpusların cezaevine ilk girişlerinde baskıyla çıplak arama yapılıyor. İnfaz durumunda işkence uygulanıyor, onur kırıcı davranışlara maruz bırakılıyorlar. Yine, kurum yetkilileri görüşme esnasında tutsaklardan esas duruşta beklemelerini istiyor. Bunu kabul etmeyen tutsaklarla görüşme gerçekleştirilmiyor. Yani "Orası askerî cezaevi mi?" diye de sormak istiyoruz. Yine, basın-yayın, TV gibi haber alma ve bilgi edinme araçlarında ve kanallarında kısıtlamaya gidiliyor. Özgürlükçü Demokrasi gazetesi verilmiyor. Özel eşyalara keyfî bir şekilde el konuluyor. Yine, tutsak mahpus kartı takmaları, koğuşlardan her çıkışta ayakkabılarını çıkarmaları gibi keyfî dayatmalarda bulunuluyor. Yine, tutsaklar OHAL gerekçesiyle hiçbir sosyal faaliyete katılmadıklarını ve izolasyona tabi tutulduklarını ifade ediyorlar. Sebepli sebepsiz verilen disiplin cezalarıyla tutsaklar sindirilmeye çalışılıyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

DİRAYET TAŞDEMİR (Devamla) - Tutsakların çoğuna disiplin cezası veriliyor. Birçok tutsağın da infazı yapılmış durumda. Dolayısıyla, bütün bu uygulamalar faşizm uygulamalarıdır. Bir an önce bunlara son verilmelidir.

Tutsakların hepsinin can güvenliğinden, onurundan birinci derecede sizler sorumlusunuz.

Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)