| Konu: | LÖSEMİLİ ÇOCUKLAR HAFTASI?NA İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 18 |
| Tarih: | 08.11.2012 |
TÜRKAN DAĞOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Lösemili Çocuklar Haftası nedeniyle gündem dişi söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
İçinde bulunduğumuz bu hafta, çocuk sağlığı açısından son derece önemli bir hastalık olan lösemiye karşı farkındalık yaratmak ve lösemili çocukların sorunlarının konuşulup, tartışıldığı bir haftadır.
Tüm kanser türlerinde olduğu gibi, ne yazık ki lösemi vakalarında da dünya çapında endişe verici bir artış gözlenmektedir. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre her yıl dünya genelinde kansere yakalanan 180 bin çocuğun 1.500'ü lösemi hastasıdır ve yine Dünya Sağlık Örgütünün 2020 verilerine göre, bu değer 2020 yılında 2 misline çıkacak diye hesaplanmaktadır. Çocukluk çağı kanserlerinin tüm kanserlerin yüzde 4'ünü oluşturması ise, bu konuya ne denli önem vermemiz gerektiğinin başlı başına bir kanıtıdır.
Türkiye'de bu karamsar tablo bir istisna teşkil etmemektedir. Aynı şekilde Türkiye'de de kanser vakaları gün geçtikçe eskiye nazaran daha fazla artmaktadır. Bununla beraber, özellikle son yıllarda gelişen modern tanı ve tedavi yöntemleri sayesinde, lösemideki iyileşme oranları yüzde 80'lerden yüzde 90'lara çıkmıştır ve buradaki neden, kemoterapinin düzenli olarak uygulanması, çevre ve temizlik koşullarının iyileşmesi ve gıda sağlığına dair bilinçlenme de bu süreci desteklemektedir.
Tedavi edilebilen, ancak son derece zorlu ve maliyetli bir süreci gerektiren lösemi hastalığında, çocuklarımız yaşamlarının en masum dönemlerinde zor bir hastalığın pençesinde yaşam mücadelesi vermektedir. Sosyal devlet anlayışı içinde İktidarımız, AK PARTİ, çocuklarımızın yarınlara sağlıklı birer birey olarak hazırlanması için lösemili çocuklarımızı yalnız bırakmamaktadır. On sekiz yaş altı çocukların tamamen sağlık güvencesi kapsamında tutulması, lösemi tedavisinin ücretsiz gerçekleşmesinde önemli bir yapı taşıdır. Artık, çocuğu kanser diye, çocuğu lösemi diye hayvanını satan, evini satan, tarlasını satan ya da kolunda bileziğini satan ailelerle karşılaşmıyoruz. Bunların hepsini devlet kendi bütçesinden zaten ödüyor.
Değerli milletvekilleri, nitelik ve nicelikleri giderek artan devlet hastanelerinde bu birimlerde konusuna hakim ve uluslararası literatür ve uygulamaları takip eden uzman sağlık çalışanlarımız görev almaktadır. Yeni kurulan ve kapasiteleri güçlenen onkoloji birimleri de bu anlamda önemli faydalar sağlamaktadır. Sağlık Bakanımızın geçtiğimiz gün açıkladığı üzere lösemi hastalarının Türkiye'de temin etmekte zorlandığı ilaçlar artık Hacettepe Üniversitesi bünyesinde ve TÜBİTAK ile ortak çalışmalar sonucunda üretilecektir. Sağlık Bakanlığı Kanser Daire Başkanlığının önümüzdeki günlerde hayata geçireceği evde bakım hizmetleriyle ülkemizde bir yenilik daha gerçekleşecek ve o küçücük masum çocukların hastane köşelerinde daha fazla vakit kaybetmemeleri ve daha sağlıklı bir ortamda tedavi görmeleri bu hizmet sayesinde onlara sağlanacaktır.
Bilindiği üzere lösemili çocuklarımızın tedavilerinde önemli bir etmen de kemik iliği naklidir. Sağlıkta Dönüşüm Programı çerçevesinde nakil merkezî sayısında önemli bir artış kaydedilmiştir ve bugün Türkiye'de 56 tane nakil merkezî vardır. Ancak, bizim sorunumuz doku bulmaktadır. Bugün 480 tane çocuk hastamızın kemik iliği nakline ihtiyacı vardır. İşte, biz bugün, bugün burada bu konuştuklarımızla ve bu hafta bu konuya yaptığımız vurgularla eğer toplumu bu konuda bilinçlendirirsek ve bu doku nakillerine bir katkımız olursa ben şahsen kendimi mutlu addedeceğim.
Bu açıklamayı yaptıktan sonra da herkesi saygıyla selamlıyorum ve herkese iyi çalışmalar diliyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.