GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Vergi Kanunları ile Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:22
Tarih:14.11.2017

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, şimdi, bu maddenin revize edilmesini iktidar öneriyor fakat bu, ancak, yalnızca Bartın, Amasra ve Zonguldak'taki işçileri taşeronlaşmadan kurtaracak, diğer işçileri taşeronlaşmayla karşı karşıya bırakacak bir anlaşma olduğundan biz maddenin bu şekilde revize edilmesini değil, tamamen çıkarılmasını istiyoruz.

Değerli arkadaşlar, bilmiyorum farkında mısınız ama Divanda olağan biçimde numarası okunan bu maddeye karşı geçtiğimiz hafta tam 4 bin işçi direndi. Türkiye Taşkömürü Kurumuna ait Amasra, Üzülmez, Armutçuk, Gelik ve Kozlu'da maden işçileri madenlerin özelleştirilmesine neden olacak bu maddenin tasarıdan çıkarılmasını sağlayabilmek için yirmi bir saat yer altında kaldılar ve ocaktan çıkmadılar. Ayrıca, işçiler direndikleri için bizzat Türkiye Kömür İşletmeleri Genel Müdürlüğü tarafından işten atılmakla, binlerce liralık cezalar ödemekle de tehdit edildiler. Bu maddeye ilişkin oy kullanırken bir kez daha maden işçilerinin gözünün kulağının sizlerde olduğunu hatırlatmak isterim. Kanun metninde özelleştirmeyi, taşeronlaştırmayı gizlemek ve gelecek olan tepkilerden korunmak için "özelleştirme" ya da "taşerona devretme" kelimesi yerine "ihale etme yetkisi" kullanılmış. Madenciler "Bu yasa geçerse özelleştirdiğiniz madenlere onlarca şirket girecek, denetimsizlik artacak, iş cinayetleri artacak." diyorlar.

Madencilik sürekli verimlilik öne sürülerek özelleştiriliyor ve taşeronlaştırılıyor. Başlangıçta kaçak işletmelere yasal bir yapı kazandırmak için 1988 yılında redevans uygulaması başlatılmış, bu da ilk özel işletmelerin ortaya çıkmasına neden olmuştu. Redevans asıl olarak kamu madencilik kuruluşlarının özel firmalara devredilmesi demek. Uzun zamandır kullanılan ikinci bir özelleştirme yolu ise kamu madenlerinde yapılacak herhangi bir işin özel şirketlere gördürülmesi yani şimdi artık neredeyse bütün sektörlerde uygulanan taşeronluk. Öyle ki kamunun elinde son birkaç saha kalmış durumda.

Peki, bu sırada üretime ne olmuş, acaba biliyor muyuz? 1974 yılında ülkemizin taş kömürü üretimi yaklaşık 5 milyon ton gerçekleşmişken 2016 yılında toplam 2,5 milyon ton kömür üretimi gerçekleşmiş. Yıllar içerisinde gerçekleşen bu büyük düşüşün nedeni ise işçi sayısının düşmesi. 1974 yılında 39.399 kişi olan TTK yani Türkiye Kömür İşletmeleri işçi sayısı 2016 yılında 8.501 kişiye düşmüş. 1999 yılında ülkemizde gerçekleşen linyit üretimi yaklaşık 65 milyon tonken 2015 yılında 58 milyon ton linyit üretimi gerçekleştirilmiş. Yani, madenleri özel sektöre devrettikçe üretim artmak yerine, aksine düşmüş arkadaşlar. Kârlı bir sektörün, kârlı kamu kurumlarının rant için, birtakım kişilere para kazandıracağız diye nasıl bitirildiğini görüyorsunuz. Rakamlardan da anlaşılıyor ki özelleştirmenin rant yaratmaktan başka üretime, istihdama hiçbir katkısı yok. Bu yasaya "dur" demek gerekiyor. Madenleri bin parçaya bölecek, aynı madende onlarca şirketin çalışmasına ve denetimsizliğe yol açacak bu yasayı durdurmak için günlerce eylem yapan işçilerin sesine kulak vermek gerekiyor.

Maden işçileri Türkiye işçi sınıfının en dinamik parçalarından biridir. 1960'lardan bu yana Türkiye ekonomisine, grev ve eylemleriyle de Türkiye tarihine damga vurdular. Evet, binlerce işçi yaşamını kaybetti, madenciler 12 Mart, hatta 12 Eylül koşullarında bile direndiler. 1990'larda ve 2000'li yıllarda bu geleneği yaşattılar. Akıllı patron, akıllı siyasetçi maden işçisini karşısına almaz. Bu ülkede üretim durmasın diye yerin altında sabah akşam kömür karasını alınlarında taşıyan işçileri dinleyin ve bu yasayı geri çekin diyoruz.

Saygılar sunarım. (HDP sıralarından alkışlar)