GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Vergi Kanunları ile Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:22
Tarih:14.11.2017

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

47'nci madde esas itibarıyla ne getiriyor? Tarım dışı arazi kullanımının -aslında bir cümleyle özetlemek gerekirse- önü açılmaktadır. Peki, nasıl yapılıyor? Yani buradaki düzenlemede aslında söyleyeceğimiz şeyi, iktidar partisinin tarım politikasının çok daha dışa bağımlı hâle geldiğini, ithalata dayandığını ve gerçekten, bu konuda, birçok alanda olduğu gibi tarım politikaları yönünde de ciddi bir sıkıntı olduğunu ve tökezleme olduğunu görüyoruz.

Şimdi, Türkiye'de tarım politikası nedir, ne olmalıdır, bunun üzerine biraz konuşmak lazım. Bir kere, her şeyden önce, Türkiye'de şu anda, bitki çeşitliliği açısından zengin, coğrafya ve iklim açısından uygun, çeşitlilik gösteren ekolojik bölgeler yani her şey var ama tarım yeterince üretemiyor, çiftçi yeterince ürününü pazarlayamıyor ve buna ilişkin de tabii ki iktidarın temel olarak politikalarının rolü var. Nedir? Burada, bir kere ihracat yönünde gıda güvencesinin ve dış ticaret dengesinin olabilmesi için öncelikle üretim maliyetlerinin düşürülmesi gerekir, destekleme araçlarının doğru ve amaca uygun olarak kullanılması gerekiyor, bir de ayrıca tabii ki tarım politikalarının istikrarlı olması gerekiyor.

Şimdi "Çiftçilerin en büyük sorunu ne?" diye soracak olursak, tarım arazilerini başka yerlere tahsis etmek değil tabii ki, orada çiftçiye açıkça yoksulluk, parasızlık, işsizlik dayatılıyor; yüksek girdi maliyetleri. Buna ilişkin, sıklıkla ifade edilen, muhalefetin sıkça söylediği bir mesele olmasına rağmen maalesef hiçbir düzenleme yapılmıyor. Tohum bunların başında geliyor, gübre, tarım ilacı ve mazot bakımından ithalata bağımlı bir durumda şu anda Türkiye ve bu nedenle dövizdeki her yükselme, üretim maliyetlerini de artırıyor ve çiftçiyi daha çok mağdur ediyor. Şimdi, bu politikalar tabii ki dışa bağımlılığı hızla artırmaktadır ve üretimi bu şekilde sürdürülemez hâle getirmektedir.

Bir de başka bir bölüm de var, sulama yatırımları oldukça yetersiz, yeterli bir durumda değil. Şu anda tarımsal arazinin -verilere göre- yüzde 25'i sulanabiliyor, diğer bölümü yağışa bağlı yani yağış olmadığında tarımın, üretimin olması mümkün olmuyor, bu şekilde nadas da devreye girmiş oluyor. İşte üretici açıkça burada ithalatla terbiye edilmeye çalışılıyor.

Peki, nedir başka bir sorun? Arz eksikliği nedeniyle, Hükûmet politikası olarak, fiyatı artan her ürünün fiyatının ithalat yoluyla düşürülmesi kolaylığına da başvuruluyor ve bununla birlikte, tarımsal ham madde ithalatı, ihracatın şu anda 6 katına ulaşmış durumda. AKP döneminde 11 milyar dolarlık tarımsal ham madde ihracatına karşılık 66 milyar dolar ithalat yapılmıştır. Bu rakamlar aslında durumun vahametini çok net bir şekilde gözler önüne seriyor.

İşte 47'nci madde ve diğer tarımla ilgili maddelerin hiçbirinde bu sorunların çözümünü ve aklını göremezsiniz çünkü pragmatik, günü kurtarma, kendi politikalarını farklı şekillerde günübirlik yürütme anlayışıyla karşı karşıyayız; iktidarın temel anlayışı budur. Çözüm değil; kendi çözümünü, kendi iktidarını, kendi bekasını düşünen bir yaklaşım var.

Şimdi, burada, tarım arazilerinin amaç dışı kullanıma tahsis edilmesi demek, ülkede tarımın tümüyle dibe vurması demektir, buna seyirci kalmak anlamına geliyor. Bu madde aslında buna elverişli hâle getiriyor. Siz de üretimin ve ekonominin en önemli kaynaklarından birisi olan tarım arazilerini amaç dışı kullanıma açarak tarım üreticilerine, tarım emekçilerine açlığı ve yoksulluğu dayatmaktasınız.

Bir taraftan "Şehirleri dikey mimariyle ne hâle getirdik?" diye hayıflanırken, şimdi "Şehirlerimize ihanet ettik." diye seçmenleri kandırmaya dönük politikalarla şehirler talan ediliyor, peşkeş çekiliyor. Bundan beş sene sonra da topraktan ürün alamayan, aç kalmış yoksullara neyi bahane ederek hata yaptık diyeceksiniz? Tarım arazilerine ihanet ettik mi diyeceksiniz?

O zaman şimdiden uyaralım: Gelin, ihanet etmeyin. Tarımı destekleyin, sonra pişman olmayın diyoruz.

Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)