GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Vergi Kanunları ile Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:21
Tarih:13.11.2017

İSMAİL FARUK AKSU (İstanbul) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 502 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 38'inci maddesi hakkında Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz aldım. Genel Kurulu ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.

38'inci maddeyle Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumuna münhasıran alacakları ve borçlarına ilişkin olarak Maliye Bakanlığının görüşlerini almak suretiyle hazırlayacağı usul ve esaslar çerçevesinde ve maddede düzenlenen esaslar dâhilinde uzlaşma yetkisi verilmektedir.

Gerekçede, kurumun muhataplarının yargısal yollara daha az başvurmasının sağlanması ve kurum üzerindeki dava/takip yükünün azaltılmasıyla kurum alacağının daha hızlı tahsil edilmesinin amaçlanmakta olduğu ifade edilmektedir. Ne var ki görüşmekte olduğumuz madde, vatandaşlardan tahsil edilen verginin bazı özel şirketler tarafından zamanında hazineye aktarılmamış olması sebebiyle oluşan ciddi bir devlet alacağından feragat edilmesi anlamına gelmektedir. Kamu alacaklarının yapılandırılması bu tasarıda da olduğu gibi son yıllarda sıkça başvurulan bir yöntem hâline gelmiştir. Bu tür yapılandırmalar alacakların tahsilini hızlandırmak ve kamu maliyesinin finansmanı için uygulanmaktaysa da aslında bazı mükellefleri ödüllendirirken bazılarını cezalandıran bir nitelik taşımaktadır. Vergi affının alışkanlık hâline gelmesi sonucunda vergi, ceza ve diğer borçların ödenmesi konusunda hem şirketlerin hem de vatandaşların "Nasıl olsa af çıkar." düşüncesiyle yükümlülüklerini yerine getirmekten imtina ettikleri görülmektedir.

Değerli milletvekilleri, vergilerin millî geliri kesimler arasında yeniden dağıtma işlevinin yüksek gelirlilerden düşük gelirlilere doğru olması ve kamusal hizmetlerin yükünü adil kabul edilecek biçimde dağıtıyor olması istenir ve bu nedenle de vergi sisteminin bu bilinci desteklemesi beklenir. Oysa vergi sistemimizdeki adaletsizlikle kurumlara yönelik yapılan yeniden yapılandırma düzenlemeleri hem yükümlülüklerin ertelenmesi sonucunu doğurmakta hem de mükellefiyetlerini yerine getirenler bakımından bir haksızlık ortaya çıkarmaktadır. Dahası, sürekli af getiriliyor olması "Birileri kayırılıyor mu?" sorusunun vatandaşların vicdanlarında sorgulanmasına yol açmaktadır. Çünkü bu tür düzenlemeler yapılırken yükümlülüklerini yerine getiren mükellefleri ödüllendirecek, dolayısıyla vergi adaletinin ve bilincinin yerleşmesini sağlayacak bir mekanizma ne yazık ki oluşturulamamıştır.

Devletin temel hedefi, istikrarlı büyümenin sağlanması ve güçlü bir üretim ekonomisinin tesisi suretiyle üreten, istihdam yaratan ve üretilen değerden bu süreçte yer alan her kesimin adil pay almasını sağlayan, yoksulu gözeten ve gelir dağılımını adaletli kılan bir sosyal refah düzeni oluşturmak olmalıdır. Kuşkusuz ekonomiyi büyütebilmek için yatırıma, yatırım için de kaynağa ihtiyaç bulunmaktadır. Esasen yaşadığımız sorun ülkemizin yurt içi kaynaklarının yani iç tasarrufların düşük düzeylerde olmasıdır.

Bir başka problem de yatırımcı için belirleyici temel faktörlerden olan hukuk sistemi, idarenin işleyişi, iş gücünün niteliği, şeffaflık ve öngörülebilirlik yönündeki belirsizlik ve güvensizliktir.

Sağlıklı işleyen ve güven duyulan bir ekonominin tesisi ancak bu temel problemlerin aşılmasıyla mümkün olabilecektir. Aslolan, kuralların ve kurumların sağlıklı işlediği öngörülebilir bir devlet ve toplum düzeninin tesisidir, ancak bu şekilde huzur ve barışa, sosyal adalete ve demokrasinin gelişmesine katkı sağlanabilecektir. Unutulmaması gerekir ki vergileme, devlet-toplum ve devlet-birey ilişkilerinin bir yansımasıdır. Devlet ile vatandaş arasındaki vergi ilişkisine bakılarak toplumun ve idarenin ne kadar demokratik olduğunu anlamak bile mümkündür.

Milliyetçi Hareket Partisi olarak hassasiyetle üzerinde durduğumuz ve beklediğimiz tavır, devlet idaresinin milletimizin bir emaneti olarak görülerek yetimin hakkını koruyan bir anlayışla meselelere yaklaşılmasıdır, kamunun kaynaklarının ve 80 milyonun hakkının haksız yere bir kişiye ya da zümreye aktarılmaması, onların emanetine sahip çıkılmasıdır.

Bu düşüncelerle, önergemize destek vermenizi bekliyor, sizleri saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarında alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Aksu.