| Konu: | Bazı Vergi Kanunları ile Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 21 |
| Tarih: | 13.11.2017 |
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri ve Genel Kurulun sevgili emekçileri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, hepinizin bildiği gibi, AKP iktidarı tüm yasal mevzuatı dağıtan, yasama yapma iradesini torba yasa yapmayla daraltan bir mantıkla Parlamentoyu âdeta kısıtlamaktadır ve bunu yapmaya da devam etmektedir. Yasaya göre hareket eden değil, harekete göre yasa çıkaran bir aklın öne çıkması söz konusudur. "Yasa ve Anayasa bu işe ne der?" değil, "Bir şahıs bu işlere ne der?" AKP için daha önemli. Yasanın harekete uydurulmasının tarihteki örnekleri de kabile devletleri ve feodal beyliklerde görülür.
Makroekonomik çerçeve çökertildikçe, ülkenin tüm kaynakları pervasızca har vurup harman savruldukça ekonomi daha da derin bir kısır döngünün içine itilmektedir.
Değerli arkadaşlar, söz konusu torba yasa aslında yoksulu daha yoksullaştıran, tüm vergiyi yoksula yükleyen bir mantıkla yapılıyor. Bunun en önemli maddelerinden bir tanesi -biraz önce oylarınızla geçti ama ben yine o maddeye dönmek istiyorum- örneğin bu tasarının 29'uncu maddesi. Yapılan düzenlemeyle 474 sayılı Gümrük Giriş Tarife Cetveli Hakkında Kanun'da ve Kanun'un eki olan Gümrük Giriş Tarife Cetveli'nde değişikliğe gidilmiş ve maddenin Komisyonda kabul edilmesiyle cetvelde yer alan eşyalardan gümrük vergi had ve nispetleri muaf olanların gümrük vergisi had ve nispetleri sıfır olmuştur. Değişiklikle Bakanlar Kurulunun cetvelde yer alan eşyaların gümrük vergisi had ve nispetlerini yüzde 50'ye kadar yükseltebilmesinin ya da sıfıra kadar indirebilmenin önü açılmıştır. Maddenin görüşmeleri esnasında bahsi geçen cetvelde yer alan ürünlerin listesine fırsat sunulmamış ve 1964 tarihli yasayla muafiyet tanınan bu ürünlerin hangi ihtiyaca binaen muafiyetlerinin kaldırıldığı açıklanmamıştır. Kimi ürünlerin muafiyetlerinin devamı hâlinde kamu yararı olup olmadığının incelenmesine dair verilen öneri kabul edilmemiştir. Ayrıca, Bakanlar Kuruluna vergi konusunda maddeyle verilen yetki oldukça geniştir. Vergilerin kanunlarla düzenlenmesi hukuk devleti açısından bir temel koşuldur ve iktidar sürekli torba yasalarla vergi oranlarını değiştirme yetkisini Bakanlar Kuruluna veya Maliye Bakanlığına devretmektedir. Bu durum, kabul edilemez olup maddenin tasarı metninden mutlak çıkarılmasını gerektirir.
Değerli milletvekilleri, AKP'nin ekonomi politikaları tarihine baktığımızda bu durumu net şekilde görebiliriz. İktidara geldiğinde Kemal Derviş reçetesini devam ettiren iktidarın temel vaadi ekonominin özerkleştirilmesiydi. Bir süre bu şekilde devam eden AKP ekonomi politikaları ne zaman kendi sermaye birikim süreçlerini yaratmaya başladı o zaman ekonomiye siyasetin müdahalesini öncülüne alarak tüm özerk alanları yok etmeye yöneldi. Bu durum, belki AKP'li sermaye için kısa vadeli kârlar yaratsa da ülke ekonomisi için olumsuz sonuçlar yarattı. İşte bugün görüyoruz ki işsizlik 5 milyon kişiye varmış, dolar 4 TL sınırına dayanmış, cari açık ülkenin boyunu aşmış, enflasyon yüzde 12'ye varmış, üretici enflasyonu yüzde 15'i aşmıştır. Ve AKP Hükûmeti temel müdahaleci mantığını değiştirmeksizin bu tabloyu düzeltmeye yönelik attığı her adımda ekonominin toparlanmak yerine daha da kötüye gittiği görülmektedir.
Değerli arkadaşlar, bir ülkede ekonominin toparlanması ancak barış ve kardeşlik ortamının yaratılmasına bağlıdır. Maalesef bugün, ülkede herkes hayatından endişe eder bir pozisyondayken, işverenin yatırım yapması ve bu kazançtan herkesin adilce faydalanması imkânı AKP tarafından neredeyse ortadan kaldırılmıştır. Böyle olduğunda zengin daha zengin olmuştur ama yoksul daha da yoksullaşmaya başlamıştır. En zengin yüzde 1'lik kesim, yüzde 39'dan yüzde 60'lara tırmanırken yoksul kesim daha da artmıştır. Dolayısıyla AKP'nin politikası, başından beri, kendi sermayesini yaratmak ve kendi rant çevresini zenginleştirirken ülkeyi yoksulluğa ve yoksunluğa itmektir.
Bu vesileyle Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Toğrul.