| Konu: | Bazı Vergi Kanunları ile Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 21 |
| Tarih: | 13.11.2017 |
CHP GRUBU ADINA SELİN SAYEK BÖKE (İzmir) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, yüce Meclisimizi saygıyla selamlıyorum.
502 sıra sayılı Kanun'un ikinci bölümüne dair Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum.
Bu torba yasa artık gerçekten çorbaya dönmüş bir yasa. Birçok kanunu orasından, burasından yamamasına rağmen, esasında özünde çok açık bir mesaj barındırıyor. Öyle bir bütün ki bu, 127 maddelik bu kanun aslında 4 temel unsurda birleşiyor. Bu torba kanun bir borçlanma kanunudur, bu torba kanun bir vergi artışı kanunudur, bu torba kanun bir kurumsal çöküş reçetesi ve kurumsal çöküşü derinleştirme kanunudur, bu torba kanun bir rant düzenini devam ettirme kanunudur. Yani 127 maddeyle ortaya çıkan bu çorbadan esasında 2 temel mesaj çıktığını görüyoruz. Bu mesajlardan birincisi, bugüne kadar bu iktidarın yapmış olduğu hataların faturasının vatandaşa çıkartılıyor olması, ikincisi de büyük bir çelişkiyle bunca yük yaratan ve bu yükü bu torba kanunla vatandaşın üzerine yıkıyor olan bu düzeni daha da derinleştiren ve devam ettirmeyi vadeden bir torba yasayla karşı karşıyayız.
Şimdi, ortaya çıkan faturayı bir değerlendirmek gerekiyor. Bu yasada artan vergiler var, bu yasada artan borçluluk var. Türkiye zaten hiç olmadığı kadar borçlu bir şekilde bu yasayı tartışıyor ve sanki bu borçlar yokmuşçasına bu yasada 37 milyar liralık bir ek borç yetkisi talep ediliyor. Türkiye zaten borçlu demiştim, bunu rakamlarla ortaya koymanın önemli olduğunu düşünüyorum. Bugün Türkiye'nin brüt dış borç stoku 2003'ten sonra ilk defa yine millî gelirinin yüzde 50'sini aşmış durumda, hazinenin dış borcu 4'e katlanmış, iktidara geldiğiniz dönemde hane halklarının borcu 6-7 milyar lirayken bugün 400 milyara dayanmış yani vatandaşın borcu neredeyse 60 kat artmış, özel sektör ve hane halkının borcunun toplamı 2,5 trilyon lirayı buluyor. 2001'de bütün Türkiye'nin borcu millî gelirine oranla yüzde 144'ken bugün yüzde 212'ye ulaşmış yani borçlanmışız. Bu borçlanmayla üretip de borç ihtiyacını ortadan kaldıracağımıza millî gelirin içerisinde borcun payının arttığı bir düzeni devam ettiren bir torba yasayla bir kez daha karşımızdasınız. Şimdi, bu torba yasayla istenen bu 37 milyarlık ek borç var olan borcun üzerine bir borç yüküdür ve bu borçlanma faizi mutlaka artıracaktır. Yani, ortaya koyduğunuz bu faturada sadece borç yok, sadece vergi yok, faiz artışı da var sizin getirdiğiniz bu torba yasayla. İşte, tam bu yüzden bu torba yasaya "borçlanma kanunu" diyoruz. Vergiler de var. Emekliye, emekçiye, çiftçiye, esnafa, tüketiciye, KOBİ'ye zaten vergi yüklenmişken bugün burada internet vergisi, kurumlar vergisi, motorlu taşıtlar vergisi, kira gelirinden vergi artışıyla bu yasa da bir vergi artışı yasası olmanın ötesine geçmiyor.
Eğri oturup doğru konuşalım, hem borçlanma hem vergi artışına ihtiyaç duyuluyorsa belli ki koskoca bir delik var o kamu maliyesinin orada. Bu kadar acil tedbir gerekiyorsa işler hakikaten sıkışmış, deniz gerçekten bitmiş demek ki. Biz bu uyarıyı daha önce ne zaman yaptıysak dönüp dediniz ki: "Aman canım, mali disiplin var, bütçemiz sağlam." Bütçe sağlam olsaydı 37 milyar lira daha borçlanmak gerekmezdi. Bütçe sağlam olsaydı 80 milyonun üzerine bunca vergi yükleme ihtiyacı olmazdı. Şimdi görüyoruz ki derdi rant olan bir ekonomiden maalesef sadece açıklar ve vatandaşa yük çıkıyor. Bu rant düzeninin sınırına gelindiğini biz biliyorduk ama şimdi o kısır döngü kendisini bu torba yasada açıkça ortaya koyuyor.
Bu torba yasa yalnızca şimdiye kadar saray rejiminin yaptığı hataların yükünü vatandaşın omzuna bırakmıyor, aynı zamanda bu rejimin ortaya çıkardığı çarpık ekonomik düzeni de derinleştirmeyi vadediyor. Veriyle konuşalım. Somut olarak torba yasa nasıl oluyor da bugünkü düzeni derinleştiriyor? Bugün Türkiye'yi bu borç sarmalına sokmuş olan ranta dayalı inşaat düzeniydi ve dış borçlanmayla sanal bir tüketim yaratan çarpık bir düzendi. Bu torba yasa, ranta dayalı inşaatı destekleyen, borçlanan bir Türkiye ekonomisini kısır döngüden çıkarmak yerine, o kısır döngüyü derinleştiren bir düzeni vadediyor. İnşaat sektöründen rant vergisi almak yerine, üretenleri, verimli bir biçimde üretime katkıda bulunanları kapsayan kurumlar vergisini artırmayı teklif ediyorsunuz. Yani, rant yerine üreticiyi cezalandıran, rantı destekleyen yaklaşım çok açık. Türkiye'yi inovasyona taşıyacak bilimsel, rasyonel, eşit, ücretsiz bir eğitime doğru adım atacağınıza yandaş şirket zengin etmenin yolu hâline gelmiş FATİH Projesi'ne bu torba yasayla vergi muafiyeti getiriyorsunuz. Yandaşlarınıza devrettiğiniz TELEKOM'u kurtarmak için bu torba yasaya maddeler sıkıştırdınız. Türkiye'yi yeşil ekonomiye taşıyıp doğayı, çevreyi korumak yerine beton ekonomisine devam etmek için meraları, deniz kıyılarını inşaat rantına bu torba yasanın maddeleriyle açıyorsunuz. Özetle, bugün Türkiye'yi zor durumda bırakan bu çarpık büyüme modelini aynı sonuçları bir daha ortaya çıkartacak biçimde tekrar derinleştiriyorsunuz. Bugün artan borçlanma ve vergi ihtiyacı yarın daha yüksek borç ihtiyacı doğuracak, yarın daha yüksek vergi ihtiyacı doğuracak ve 80 milyon bu yükün altında ezilecek. İşte tam bu yüzden bu torba yasa bir rant düzeni torba yasasıdır diyoruz ve bunu gösteren verilerin arttığını ifade ediyoruz.
Rant düzeni ülkede eşitsizliği artırıyor. Bugün Türkiye'de gelirden en yüksek payı alan ilk yüzde 20'lik kesimle en düşük yüzde 20'lik kesim arasındaki gelir farkı 8 kata yükselmiş durumda. Gelir adaletsizliğini ölçen Gini katsayısı son birkaç yıldır artış eğiliminde. Bozulan gelir dağılımı en çok orta sınıfı vuruyor. İşverenlerin gelir artış hızı son on yılda yükselmişken, 2016 yılında gelir artışı en düşük olan kesim ücretliler ve maaşla çalışanlar. Yani orta gelir sınıfını yok eden bu anlayış bu torba yasayla, rant düzenini destekleyen bu torba yasayla tekrar perçinleniyor. Diyorsunuz ki: "Motorlu taşıtlar vergisi en çok kimin canını acıtır? Orta gelir sınıfının, o zaman motorlu taşıtlar vergisini artıralım. Kim kullanmadığı köprüler için para ödemek zorunda kalıyor? Orta sınıf. O zaman biz ne yapalım? Kamu-özel ortaklıklarını devam ettirecek yasaları bu torbanın içine sıkıştıralım." Bu torba yasa vatandaşına karşı rant düzenini destekleyen bir rant yasasıdır ve AKP'nin iktidar anlayışını da çok açık ortaya koymaktadır.
Bugün, kuralsız, kurumsuz, keyfî iş yapmayı marifet sanan siyasetiniz kendini bu torba yasada da gösteriyor. Bugüne kadar kaç kere uyardık bilmiyorum ama bir kez daha uyarma ihtiyacı duyuyorum: Denetim olmadan, kural olmadan, şeffaflık olmadan, kurumlar çalışmadan istikrar olmaz. Bu ülkede bunca vergi yükü ihtiyacını, bunca borçlanma ihtiyacını ortaya çıkartan bu keyfî anlayıştır zaten. Bu keyfî anlayış da bu torba yasayla bir kez daha derinleştiriliyor. "Nasıl?" derseniz, torba yasanın kendisi zaten keyfî, kuralsız ve demokrasiden uzak anlayışın ortaya çıkışına yol açıyor. Öyle ki, otuz saniye içerisinde kurumlar vergisiyle ilgili getirilen önergeyle gelir vergisinden vazgeçip kurumlar vergisi artışını getirdi üstelik de son birkaç haftadır bu ülkede sayfa sayfa kurumlar vergisinin düşürüleceği konuşulduğu bir dönemde. Döviz oynaklığına alışmıştık, bu torba yasa sayesinde vergi oynaklığını da görmüş olduk. Etki analizi? Tabii ki yok. Planlama? Ne gerek var, üstelik daha bundan birkaç hafta önce bambaşka bir ekonomi anlatılırken.
37 milyar liralık ek borçlanma hukuksuzca isteniyor. Ek bütçe getirilmesi gerekirken neye harcanacağı belli olmadan bu vatandaşın omzuna 37 milyar liralık ek borç yükü getiriliyor. Sorduğumuzda kimi bakanlar "Savunma sanayisine harcanacak." diyor, kimi bakanlar "Spekülasyon olabilir, ataklara karşı bu parayı topluyoruz." diyor. Bu cümlenin kendisi zaten spekülasyona açıktır ve kurumlara güveni bakanların bu açıklamaları ve bu torba yasa yıkmaktadır.
Sonra, bu yetmiyormuş gibi, Varlık Fonu'na para aktarıp paralel hazine kurmak için maddeler bu torba yasaya konuyor. Paralel devletin nasıl bir ceza kestiğini görmeyen, âdeta bu ülkeyi yıkmaya ant içmiş bir siyasi yaklaşımla bir paralel hazine kurulması bu torba yasanın içinde. Bir çağrım var: Rantın değil halkın ekonomisine ihtiyacımız var; yoksa, yarın çok geç olacak.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Böke.