Konu: | Bazı Vergi Kanunları ile Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 19 |
Tarih: | 08.11.2017 |
AYŞE ACAR BAŞARAN (Batman) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; evet, yine bir torba yasa var karşımızda. Gerçekten çok uğraşmışsınız. Oku oku bitiremedim ben içindeki kanunları. Şurada bence beş dakika madde üzerinde konuşmak için çok az bu kanun açısından. Yani, bu kanunun ne olduğunu anlatmak bile, sadece içerisindeki kanunları saymak bile beş dakikadan daha fazla sürüyor ama tabii, biz alıştık. Torba yasaların içerisine dolduruyorsunuz, dolduruyorsunuz. Ya, bu şekilde de "Bir şekilde ne kadar iktidarımızı yürütebiliriz..." Torbalarla yürütüyoruz. Vallahi arkadaşlar, torba da kurtarmıyor, bin tane torba da getirseniz kurtarmayacak. Vallahi size söyleyeyim, çuval da kurtarmayacak çünkü mızrak artık çuvala sığmıyor, bu çok net göstergesi. Çünkü sizin bir eliniz halkın cebinde ama o halkın cebi de delik; cepleri delik, cepken delik. Siz halka bakıyorsunuz, halk size bakıyor. Aynen şu anda mevcut Türkiye'nin içerisindeki durum bu.
AYŞE SULA KÖSEOĞLU (Trabzon) - Siz de çok güzel demagoji yapıyorsunuz.
AYŞE ACAR BAŞARAN (Devamla) - E, anlarsanız.
Ve şunu da söyleyeyim: Demagoji yapıyorum da farkındaysanız şu anda en fazla oy aldığınız kitle istatistiksel olarak da yoksul kesim. Bence biraz da siz de onları düşünün. Birazcık demagojilerden hissedip anlamaya çalışın.
AYŞE SULA KÖSEOĞLU (Trabzon) - Yoksul kesimi koruyoruz ki oy veriyorlar. Yoksul kesimi korumasak oy vermezler.
AYŞE ACAR BAŞARAN (Devamla) - Değerli arkadaşlar, bu kadar vergi geliyor. Her şeye vergi... Hatta şöyle yapıyorsunuz bir de: Önce "Yüzde 40" diyorsunuz, sonra aman Allah'ım, bir şekilde müjdelerle o vergiyi indiriyorsunuz yani bir şekilde ölümü gösterip halkı sıtmaya razı ediyorsunuz. Her şeyden vergi, her şeye zam ama bu zamlar haberlere bile yansımıyor; düzenleme şeklinde, işte, düzeltme şeklinde yansıyor, zam olarak bile yansımıyor. Ben 1990'lı yıllarda çocuktum ama en azından medya çıkıp çok rahat bir şekilde iktidarı eleştirebiliyordu, hükûmeti eleştirebiliyordu, "Zam var." diyebiliyordu; ülkede "Zam var." bile diyemiyoruz. Ama her yer zam. Benzine zam, ekmeğe zam, her şeye zam. Bir gidin, halk ne yaşıyor biraz görün. Halkın hepsinin sizin gibi Malta'da, yurt dışında, orada, burada çocuklarının şirketleri yok. Halkın sizin gibi, sizin çocuklarınız gibi gemicikleri de yok.
AYŞE SULA KÖSEOĞLU (Trabzon) - Kayyum atanan belediyelerde nasıl soyduğunuz belli oldu, belli oldu, ne gibi soygunlar yaptığınız kayıtlarda belli.
AYŞE ACAR BAŞARAN (Devamla) - Halk üç kuruş parayla çocuklarını okullara göndermeye çalışıyor, düzgün bir gelecek yaşatmaya çalışıyor ama o çocuklardan mesela Batmanlı bir genç -bugün bir haber okudum- öğretmen olmuş ama atanamamış, kuru yemişçilik yapıyor, bu da sizin ayıbınızdır.
AYŞE SULA KÖSEOĞLU (Trabzon) - Yönettiğiniz belediyelerde ne yaptığınız belli.
AYŞE ACAR BAŞARAN (Devamla) - Her gün o üniversite mezunları atanamadığı için intihar ediyor, doktoru intihar ediyor, öğretmeni intihar ediyor, hemşiresi intihar ediyor. Siz hiç düşündünüz mü bu insanlar bu travmayı niye yaşıyorlar? Çünkü insanlar bu ülkede artık aç, aç. Peki, niye bu kadar vergi var, bu vergilerle ne oluyor? Eğitim mi daha iyi bir noktaya geliyor? Her gün eğitim sistemini değiştiriyoruz. Bütün alfabenin harflerini bir araya koydunuz, sıraladınız, sıralamadığınız harf kalmadı eğitim sisteminde, her harfi denediniz, sonuç aynı, sıfır, şu anda dünyada yine eğitim konusunda en geri ülkelerden biriyiz.
Ha, bu arada, sistemin değişikliğinin bir de çok büyük bir zararı olmuş, onu da belirtelim. 100 milyon kitap çöp olmuş, 2 milyar TL zarardaymışız. Bu da eğitim sisteminin bize getirdiği.
Peki, biz bu kadar vergiyi niye ödüyoruz bunlara vermiyorsak, sağlığa vermiyorsak, eğitime vermiyorsak, toplumun kalkınmasına vermiyorsak? Savaşa veriyoruz. Her gün garip bir şekilde sürekli birileriyle savaş hâlindeyiz. Bir gün kalkıyoruz ki Rus uçağı düşürülmüş, Rusya'yla savaş hâlindeyiz. Rusya domates satın almıyor bizden, yalvar yakar domates satın alması için uğraşıyoruz, domates satın alınca da bunu müjde olarak halka ilan ediyoruz. Bir gün geliyor Irak'a savaş açıyoruz, Irak'la savaşıyoruz, üç gün sonra geliyor bakıyoruz ki petrole ihtiyacımız var, ticaret iflas etmiş, vay efendim "Kardeşim İbadi" diye koşuyoruz İbadi'nin kollarına. İşte, siz bu istikrarsız politikalarınızın tek faturasını halka çıkartıyorsunuz sonra her defasında gidip bu halktan tekrar oy istiyorsunuz, "Bizi iktidara getirin." diyorsunuz. Değerli arkadaşlar, halk uyanıyor artık, farkına varın.
Bakın, otomobildeki o cam filmi meselesi bile bir gelir elde etme aracınız oldu. Önce cam filmini "Tamam, takabilirsiniz." dediniz, sonra o cam filmleri söktürüyorsunuz, insanlara ceza yağdırıyorsunuz. Artık nereden, nasıl para kazanacağınızı; nereden, nasıl halkı sömüreceğinizi; o vatandaşın delik cebinden 5 kuruşu hani düşmüşse bir yerlere, nasıl oradan alabileceğinizi şaşırdınız. Bence vazgeçin artık. Biraz da o halkla empati yapın, onların yaşadıklarını anlamaya çalışın. Dediğim gibi, onlar burada bizim oturduğumuz gibi ceylan derisi koltuklarda oturmuyorlar, sefalet içindeler ve bu Meclisten bir çözüm bekliyorlar diyorum.
Teşekkür ederim. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.