| Konu: | MHP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 19 |
| Tarih: | 08.11.2017 |
MHP GRUBU ADINA KAMİL AYDIN (Erzurum) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ilgili önerimiz hakkında konuşmak üzere Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Saygıdeğer milletvekilleri, bizlerin seçilmişler olarak yüce Mecliste yapmakla mükellef olduğumuz en önemli iki şeyden bir tanesi, milletin ali menfaatlerine uygun genel birtakım sıkıntıları dile getirmek olduğu gibi, düzenlemeleri yapmak olduğu gibi, aynı zamanda temsilcisi olduğumuz, seçildiğimiz bölgenin de yerel birtakım sıkıntılarının çözülmesine katkıda bulunmaktır, bunun için buradayız. Bu, bizim hem siyasi hem ahlaki sorumluluğumuz.
Bölgemin hemen hemen tek muhalif milletvekili olarak bir muhalefet tanımı da yapmak istiyorum aynı zamanda: Muhalefet "siyah"a "beyaz", "beyaz"a "siyah" "evet"e "hayır" "hayır"a "evet" demek değildir. Çünkü muhalefetin de iktidarın da nihai hedefi milletin ali menfaatleridir, vatandaşların sıkıntılarının düzeltilmesidir. Dolayısıyla yapılan iyi şeylere destek olunabileceği gibi, eksik şeylere, yapılmayan şeylere de mutlaka bir muhalefet şerhi düşüp o konudaki düşüncelerimizi, muhalefet şerhimizi de beyan etme bizim yine ahlaki ve siyasi sorumluluğumuzdur.
Bu genel değerlendirme ışığında, malumunuz, Doğu Anadolu Bölgesi gerçekten -kış geldi şu anda- zorlukların yaşandığı bir bölge. Çocukluğumdan hatırlıyorum ben, küçük bir memur ailesinin evladıydım, yaz gelirdi, herkes tatil, gezi planlaması yaparken bizim temmuz, ağustos aylarımız -babamızın dar geliriyle- bir sonraki kışın odununu ve kömürünü almayı hesaplamakla geçerdi çünkü yazın biraz daha ucuz olurdu, kışa kalırsa pahalı olurdu. Şimdi, böyle zor, hayat şartlarının yoğun olduğu bir coğrafyadan geliyoruz. Bu meyanda -özellikle geçen sene de bir kanun teklifi verdik- yerimizden, kürsüden, bir dakikalık söz hakkıyla, her türlü fırsatta dile getirmeye çalıştığımız bir husus vardı. Neydi? O günler de yatlarla, kotralarla, gemilerle ilgili vergi indirimlerinin konuşulduğu günlerdi, biz de dedik ki bunlar elit, mikro bir gruba hitap ediyor, makro bir gruba, halkın çoğunluğuna hitap eden, bir bölgenin hemen hemen hepsini kapsayan bir iyileştirme yapalım, doğal gazda da vergi indirimine gidelim ama yanıt alamadık, gerekli cevabı göremedik. Fakat geçen günlerde yine bölgemizde iki ilimize ait doğal gazda bir indirim anlaşması yapılmış, EPDK'nın araya girmesiyle bir indirim gerçekleştirilmiş yüzde 9 civarında. Çok sevindik çünkü o iller de bizim, benim kanun teklifim o illeri de kapsıyordu zaten. Gümüşhane ve Bayburt adına çok sevindik ve bu işte katkısı olanlara da çok teşekkür ediyorum. Ama bu işi sadece Bayburt, Gümüşhane'yle sınırlı tutmamak lazım. Doğu Anadolu Bölgesi'nde gerçekten eksi 40'ları gören, Erzurum merkezinden bir pergelle çizdiğimiz zaman Ardahan'ı da, Kars'ı da, efendim, Ağrı'yı da, Muş'u da kapsayan geniş bir yelpazeden bahsediyoruz. Biz diyoruz ki: Artık bu tür imkânları mademki sağlıyoruz, böyle bir imkânımız var, bunu genişe, genele teşmil edip aynı imkânı Doğu Anadolu'da bu işten muzdarip diğer illerimize de sağlayalım. Niye? Çünkü gerçekten, bakın, sosyal bir devlet bunu yaparsa bir zarara uğramaz. Ben reel birtakım sonuçlar üzerinden bir iki şey söyleyeyim isterseniz. Evlerde, yakıtın pahalı olmasından dolayı, inanın bir odaya toplanıp tek odada yakıyorlar. Bu da hastalıklara neden oluyor, Erzurum'da kış aylarında üst solunum yolu hastalıkları ağırlıklı müthiş hastane kuyrukları oluyor. Bunun, inanın devletimize, bütçemize yükü çok fazla. Gelin, o sağlığa harcadığımız ekstra yükü hafifletip doğal gazda -gerçekten- yapılan düzenlemeleri diğer iller için de yapmaya çalışalım. Bu anlamda biz her türlü desteği sağlamaya hazırız çünkü aksi takdirde biz bunu bir çifte standart olarak algılarız. "Ha, demek ki herkes eşittir, bazıları daha eşittir derecesi düşük olsa da." böyle algılarız ve bunun peşini de bırakmayız çünkü bu bizim ahlaki ve siyasi sorumluluğumuz dâhilindedir, sözümün başında ifade ettiğim gibi.
Ben şimdiden yetkilileri tekrar duyarlı olmaya çağırıyorum. Yapılan bu güzel şeyi... Bölgede, efendim, biliyorsunuz, cazibe merkezleri oluşturuldu ve biz de büyük bir katkı verdik, destekledik; bütün illeri kapsadı. Yapılan güzel şeylere "güzel" diyoruz. Bu da iki ille sınırlı kalmamalı, Erzurum'u artık kimse kandırmamalı. Yani yüksek hızlı trende yaptığınız şeyi burada da yapmayın lütfen. Efendim, lojistik merkez olacakmış, onun için yüksek hızlı tren Sivas'tan Erzincan'a genleşti, Erzincan'dan Erzurum'u atladı, Kars'a genleşti...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Bir iki dakika daha verin Başkanım.
BAŞKAN - Tamamlayın lütfen bir dakikada.
KAMİL AYDIN (Devamla) - Yani tamam, güzel şeyler, vallahi takdirle karşılıyoruz. Kars'a kadar gitsin ya, Kars da bizim sınır taşımız ama Erzurum niye orada baypas edildi? Efendim, lojistik merkez olacakmış, yük taşıma ağırlıklı olacakmış. Sanki biz ilimden, irfandan hiç anlamıyoruz. Tam tersine, Erzincan'dan sonra düz ovaya iniyorsun, hızlı tren için çok ideal bir yer. Aynı şeyi şimdi doğal gazda yapmayın. Bakın, evet, Binali Yıldırım var; evet, Ahmet Bey var; evet, Naci Ağbal var; Recep Akdağ da bizde var, e siz de bizdesiniz. Erzurum'a yapılan bu haksızlığı, bölge illerine yapılan bu haksızlığı hep beraber ne olur giderelim diyorum.
Yüce Meclisi saygılarımla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.