GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Vergi Kanunları ile Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:18
Tarih:07.11.2017

AYCAN İRMEZ (Şırnak) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; şu an görüşülmekte olan yasa tasarısının 6'ncı maddesine ilişkin grubum adına söz almış bulunuyorum.

Değerli milletvekilleri, AKP hükûmetleri döneminde içeriğinde birbiriyle hiçbir ilişki bulunmayan çok sayıda kanunda değişiklik yapılmasını öngören ve "torba yasa" olarak adlandırılan kanun tasarıları ve tekliflerinin gündeme getirilerek aceleyle yasalaştırılması yöntemi bir alışkanlık hâline gelmiştir. İlgisiz düzenlemelere aynı tasarıda yer vererek bunu da Genel Kurulda temel yasa olarak görüşme durumunu alışkanlık hâline getiren AKP'nin bu yöntemi -bir ilk olarak- İç Tüzük'ü hiçe saymaktadır.

Değerli milletvekilleri, "torba yasa" olarak da adlandırılan bu türden kanun hazırlama ve yapma tekniği, hem torba yasa teklif ve tasarılarında ele alınan konuların yürürlükteki mevzuatla uyumu açısından ciddi sorunlar yaratmakta hem de uygulama aşamasında öngörülemeyen sıkıntıların ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Torba yasalarla AKP iktidarı, demokratik gelenekleri tekrar tekrar yok saymakta, yasa yapma sürecinde demokratik temayülleri de ayaklar altına almaktadır. Farklı komisyonların görev alanlarına giren düzenlemeleri içeren torba yasa kanunları ve tekliflerinin ilgili komisyonlarda görüşülmesi yerine esas komisyon olarak sadece Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülmesi toptancı zihniyeti gözler önüne sermektedir. Bu yöntem, getirilen düzenlemelerin ekonomik ve mali etkilerinin yeteri kadar anlaşılamaması ve tartışılamamasını amaçlamaktadır. Böylece ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının hazırlık aşamasında görüşlerinin alınmaması sağlanmaktadır. AKP hükûmetlerinin olağan yasa yapma sürecinin dışına çıkarak bu şekilde acele yasalaştırma yoluna gitmesi kabul edilemez.

Değerli milletvekilleri, torba yasaların Genel Kurula gelme aşaması başlı başına büyük bir sorun ne yazık ki teşkil etmektedir. Buna dair eleştirilerimizi yaptıktan sonra, şu an 6'ncı madde üzerine... Biliyorsunuz ki yaz-kış saati uygulamasına Türkiye'de 1972 yılında geçilmiş ve 2016 yılına kadar aralıksız olarak sürmüştür. 2016 yılında ise enerji tüketiminin tasarrufu adı altında sürekli yaz saati uygulamasına geçilmiştir. Yaz saati uygulamasının enerji tasarrufuyla sonuçlanacağı iddiasına karşın, ilgili uzmanlar ve yapılan araştırmalar bunun tam tersini ifade etmelerine rağmen, tüm tepkilere rağmen bu uygulamaya şu an bu kanun tasarısında yer verilmiştir. Bakın, enerji tasarrufuna değil, ne yazık ki, tam tersine, israfa yol açıyor. Yapılan bazı araştırmalara göre elektrik tasarrufu sağlamak bir yana, 30 Ekim 2016-26 Mart 2017 arasında yaz saatinde olan Türkiye'nin elektrik tüketimi yüzde 6,3 oranında artmıştır.

Diğer bir odanın -Elektrik Mühendisleri Odası- verilerine göre ise burada yani şu an bu yapılan düzenlemeyle üreticiler ve dağıtım şirketlerinin kâr ettiklerini ve beş ayda 2,8 milyar TL'lik bir israfa yol açıldığını ayrıca kaydetmişlerdir.

Ayrıca, 30 Ekim 2016-26 Mart 2017 yani son beş ayda Türkiye'nin toplam enerji faturasının yüzde 12,6 oranında arttığını gösteriyor. Ayrıca, şunu da gösteriyor ki doğal gazda da faturayı katladı ve katlamaya da devam edecektir ve bu, halkın cebine bir şekilde yansıyacaktır. Bu da gösteriyor ki halkımız daha fazla doğal gaz faturası ödemeye ne yazık ki devam edecektir. Bu veriler de gösteriyor ki bu uygulamanın tasarruf sağlamadığı, daha fazla israf ve yüksek maliyet demektir.

Ayrıca, bu uygulama da biliyorsunuz ki çocukların psikolojisini olumsuz etkiliyor. Yaz saati uygulamasıyla birlikte öğrenciler, zifirî karanlıkta uyanıp alacakaranlıkta okul yoluna düşmeye başlamaktadır. Veliler, yaz saati uygulamasından oldukça şikâyetçi. Kimse çocuğunun karanlıkta okula gitmesini istemiyor. Ama ikili eğitim yapılan binlerce okulda okuyan milyonlarca öğrenci gün ağarmadan okula gitmek zorunda kalıyor. Tüm öğrenciler ve velilerin psikolojisi üzerinde ne yazık ki olumsuz etki yaratan bu durum, ders başarısını da aynı şekilde olumsuz bir şekilde etkiliyor. Psikologlar, bu durumun öğrencilerin odaklanmasına engel olduğunu ifade ediyor. Bu durum tüm öğrencileri etkiliyor. Çocuklarla yapılan araştırmalarda da çocukların morallerinin bozuk, enerjilerinin düşük, dikkat seviyelerinin yetersiz, uykulu olmasına neden olduğunu ifade etmek istiyorum ve derhâl Hükûmet bu dayatmadan vazgeçmelidir.

Bu maddenin bir an evvel torba yasa tasarısından geri alınması gerektiğini vurgulamak istiyorum. (HDP sıralarından alkışlar)