| Konu: | Helal Akreditasyon Kurumu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 16 |
| Tarih: | 01.11.2017 |
BÜLENT ÖZ (Çanakkale) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben de size helal olsun diye konuşmama başlamak istiyorum.
"Bu kanun tasarısının amacı ekonomi." diyorsunuz ama yine toplumu inanç üzerinden şekillendirmeye çalışıyorsunuz. Bugün çıkarmak istediğiniz kanun tasarısıyla başka bir içtihadı devletleştirme niyetinizle karşı karşıyayız. Bir ürünün ve hizmetin güvenilirliğini belirleyen Türk Akreditasyon Kurumu hâlihazırda görevi -zaten Helal Akreditasyon Kurumunun yapacağı görevi- üstleniyorken siz bir masrafı daha hak görüp israfa yöneliyorsunuz ve yeni bir kurum açıyorsunuz; ekonomik kazanca değil, kayba neden oluyorsunuz.
Helal Akreditasyon Kurumunun kısaltılmışı "HAK"tır. Soruyorum: Bu kurum millete hak mıdır? "Bu, milletimize müstahak." mı diyorsunuz? Gıdanın helal olması kazancın helal olmasıyla ilintilidir. Soruyoruz: Yandaşlarınıza haksızca imkân sağladığınız kazançlar helal midir? On beş yılda 42 kez İhale Kanunu'nu değiştirdiniz, yetmedi, ihaleleri pazarlık usulüne çevirdiniz. Tüm ihaleleri haksızca yandaşlarınıza verdiniz, belki farkında değilsiniz ama kul hakkı yenmesine müsaade ettiniz. Size geçtiğimiz hafta buradan isimlerini de vererek bazı kişilerden bahsetmiştim; vergileri sıfırlattığınız, kamu hakkını gasbettiğiniz kişiler. Milletimiz helali, haramı iyi bilir; siz de bilseydiniz para kasaları ve ayakkabı kutularını aklamaz, vergileri sıfırlatmaz, binlerce dolarlık saatin haram olduğunu bilerek hesap sorardınız. Yoksa, siz onlara da helal damgasını mı vurmayı düşünüyorsunuz?
Şimdi, "helal" ve "haram" diyorsunuz, bunun adı "demagoji"dir. Helal damgası alan firmanın ürünü helal de almayan firmanın ürünü haram mı olacak? Siyasi anlamda kutuplaştırdığınız milletimizi yediğimiz, içtiğimiz, giydiğimiz ürünlerde de mi kutuplaştıracaksınız?
On beş yıldır dinî eksenle yaptığınız her hareket felaketle sonuçlandı. On beş yılda, sözde dinî bütünlüğünüz ve cemaatseverliğiniz 15 Temmuzu yaşattı ama yine de ders almıyorsunuz. Kursağına kadar harama gömülmüş nefisler, yolsuzluğa batmış eller ve kul hakkıyla kirlenmiş gönüllerin her lokması haramdır. "Kul hakkı, yetim hakkı yemeyin, yedirmeyin." Dinimiz bunu emreder. Tüm bunlar bitti, bu işlere girdiniz. Yaptığınız iş israftır, israf da haramdır.
Helal ve haram gerçeğinde Yüce Allah emrediyor "Kul hakkıyla bana gelmeyin." diye. Peki, yolsuzlukla mücadele var mı? Yok. Rüşvetle mücadele var mı? Yok. İş ete buda gelince alimallah allame kesilirsiniz. Biz asırlardır haramı ve helali bildik, dedelerimiz, atalarımız da bildi. Haram olan yetim hakkına el sürenler gibi, bu israf kurumlarına dökmeyin garibanın hakkını.
Bir ürüne helal damgası vurmakla ihracat artmaz. Hatalı dış politikalarınız bir kurum kurarak aşılamaz. Siz helal damgayla hayal ihracat peşindesiniz. Siz "Tüketiciyi koruyacağım, ihracatı artıracağım." adı altında üreticiyi bir kez daha döven olacaksınız. Üstelik bu kanun tasarısı geri çekilmezse işin sonunda zaten ilişkilerimizin sorunlu olduğu İslam ülkeleriyle bir başka soruna daha neden olacaksınız. Ekonomi diyorsunuz, ekonomiyi canlandırmanın ve ihracatı artırmanın yolu mevcut olan kurumlara israfa yönelik bir kurum daha eklemek olamaz. Yeni kurumlara yeni bütçeler harcayarak dünya ülkeleriyle ekonomik rekabet edilemez. Politikanız, mevcut kurumların çalışma modellerinin iyileştirilmesi olmalıdır. Politikanız, ülkelere "ey" diye başlayıp tehditler savurmak değil, ikili ilişkilerimizin güçlendirilmesi olmalıdır.
Sayın milletvekilleri, bu yasa tasarısı ekonomik kazanç değil kayıp getirecektir ülkemize. İslam ülkeleriyle ihracat değil, politik savaş olacaktır diyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)