| Konu: | MHP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 15 |
| Tarih: | 31.10.2017 |
MHP GRUBU ADINA MUSTAFA MİT (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; çiftçilerimizin sorunlarını ve bu sorunların ortadan kaldırılması için alınması gereken tedbirlerin tespiti maksadıyla vermiş olduğumuz araştırma önergesi üzerinde söz almış bulunmaktayım, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, 100 milyonluk nüfusu besleyecek durumdaki tarımsal üretim miktarı, 80 milyonluk Türkiye'yi besleyemez hâldedir. Bütün partiler çeşitli vesilelerle tarımın içinde bulunduğu durumdan şikâyet etmektedirler, bize de çare bulmak düşer.
70'li yıllarda bizden mercimek tohumu alıp götüren Kanada'dan mercimek, Yunanistan'dan pamuk, Rusya'dan buğday, en acısı da saman ithal etmekteyiz. Canlı hayvan ve kırmızı et ithal etmemize rağmen yine de fiyatları düşüremiyoruz. Üretici ithalat ile yüksek yem fiyatlarından, tüketici ise yüksek et fiyatlarından şikâyetçidir.
Önümüzdeki yüz yılın tartışmasız en önemli sorunu, gıda güvenliğidir. Bütün dünyada olduğu gibi tarımı desteklemek zorundayız. Tarımda 2000 yılında başlayan doğrudan gelir desteği, en ciddi sistematik destek programıdır. 2006 yılında Tarım Kanunu çıkarılarak yapılacak yardımlar kanuni esasa bağlanmıştır. Tarım Kanunu'nda "Tarıma bütçeden ayrılacak kaynak, gayrisafi millî hasılanın yüzde 1'inden az olmaz." denmektedir. Ancak şimdiye kadar bu miktarda destek çiftçiye yapılmamıştır. 2006 yılından bugüne kadar çiftçilerimize aktarılamayan bütçe değerlerinin toplam tutarı 87,5 milyardır. 2002'de çiftçilerin kullandığı nakit kredi miktarı 1 milyar lirayken 2017 Eylül itibarıyla çiftçilerin bankalar ve tarım kredi borçları 88 milyara ulaşmıştır. Yasal hakkı verilmeyen çiftçi krediye, faize mahkûm edilmektedir. Çiftçi hayatını banka kredileriyle devam ettirmeye çalışmaktadır. Amerika Birleşik Devletleri'nde 2014 yılında çıkan tarım kanunuyla gelecek on yıl için 596 milyar dolar, Avrupa Birliğinde ise 2014-2020 arasında 480,3 milyar avro tarımsal destek programları açıklanmıştır.
Değerli milletvekilleri, 2002 yılında DAP gübrenin çuvalı 13 lirayken 2017 yılında 83 liraya yükselmiştir. Azot gübre 9,45 lirayken 2017'de 68 lira olmuştur. Nitrat gübre 7,55 lirayken 2017'de 53 lira olmuştur. Geçen sene gübrede ve yemde KDV'nin sıfırlanmasına rağmen, satış fiyatında bir değişiklik olmamıştır. Tarımsal kesime destek olarak açıklanan uygulama çiftçiye değil başka kesimlere çiftçi üzerinden kaynak aktarılmasına yaramıştır.
2002 yılında mazotun litre fiyatı 1,30 lirayken 2017'de ortalama 4,5 lira olmuştur. Milyonluk yatların kullandığı mazot, KDV ve ÖTV'den istisna edilmişken tamamen üretim ve istihdam sağlayan tarım kesiminden KDV ve ÖTV'nin alınması büyük haksızlıktır. Çiftçinin kullandığı mazottan KDV ve ÖTV'nin alınmasından vazgeçilerek çiftçilerimize ucuz mazot temin edilmelidir.
Ziraat odalarının 2017 yılı buğday maliyet tablosuna göre ortalama 1 kilo buğdayın maliyeti 1,065 lira olup satış fiyatı ise 0,94 liradır. Bütün tarım ürünlerinde tohum fiyatları enflasyonun üzerinde artış göstermektedir. Çiftçimiz yabancı tohum üreticisi firmaların insafına terk edilmiştir. Tarladan yok pahasına alınan ürün tüketiciye neredeyse on katı fiyatına satılmaktadır.
Değerli milletvekilleri, çiftçimiz yaptığı masrafı karşılamak bir yana yeni ekim yapacak, kredi taksitlerini ödeyecek güçten yoksun kalmıştır. Çiftçimizin Ziraat Bankasına ve tarım krediye olan anapara borçlarının ödenebilir uzun bir takvime bağlanacak şekilde ertelenmesi ve tahakkuk etmiş faizlerin de silinmesi gerekmektedir çünkü ötelenen borçlar yıllar itibarıyla birikmiş olup eklenen faizlerle birlikte artık ödenemez hâle gelmiştir. Ziraat Bankası lehine verilen ipotek miktarları karşı karşıya kaldığımız tehlikenin boyutunu göstermektedir.
Çiftçimizin mağduriyetinin giderilmesi gerektiğini ifade ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Mit.