GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Nijer Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Ormancılık Alanında İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:14
Tarih:26.10.2017

MHP GRUBU ADINA İZZET ULVİ YÖNTER (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygılarımla selamlıyorum.

Tabii, Türk milleti, Türkiye Cumhuriyeti devleti çok yoğun bir beka mücadelesi vermektedir. Bu beka mücadelesi verilirken hainlerle, teröristlerle, Türk ve Türkiye düşmanlarıyla âdeta göğüs göğse bir mücadele de gösterilmektedir. Terörizmle olan ve çok boyutlu sürdürülen mücadelede, özellikle, sahadaki kardeşlerimizin, mücadele eden evlatlarımızın, arkadaşlarımızın beklentileri, talepleri de buna paralel bir şekilde artmaktadır. Şu anda Türkiye'de, vatanımızın hemen hemen her köşesinde, sınır ötesinde birçok coğrafyada uzman çavuşlarımız terörle mücadele etmekte, Türkiye'nin hak ve hukukunu korkusuzca müdafaa etmektedir. Huzurlarınızda bütün uzman çavuşlarımıza en kalbî selam, sevgi ve saygılarımı gönderiyorum; Allah onları var etsin diyorum.

Uzman çavuşlarımız elbette korkusuzca, kahramanca, "ama"sız, "fakat"sız mücadele etmektedirler. Ancak, onların sorunları var, onların talepleri var, onların istekleri var, onların mağduriyetleri var. Değerli arkadaşlarım, Milliyetçi Hareket Partisi olarak, terörle mücadelede aktif ve inanmış bir şekilde mücadele eden her kardeşimizin sorunlarının çözümü hususunda elimizden gelen tüm demokratik mücadeleyi gösterdik, gösteriyoruz, inşallah, bundan sonra da göstermeye devam edeceğiz. Uzman çavuşlarımızın kanayan yaraları, uzman çavuşlarımızın feryatları, uzman çavuşlarımızın beklentileri "Ben insanım." diyen, "Vicdan sahibiyim." diyen her bir insanımızı rahatsız etmektedir. Artık bu meseleleri, bu sorunları çözmek zorundayız.

Şimdi, 3 Ekimde Silvan'da alçakça şehit edilen bir kardeşimiz vardı, ismi Mehmet Kızılca; 21 yaşında, Karamanlı. Mehmet Kızılca uzman onbaşıydı. Yirmi gün sonra yine Diyarbakır'da merkez Yenişehir ilçesinde evinden çıktıktan sonra alçakça suikasta uğrayan Bilal Dicle evladımız, kardeşimiz de uzman çavuştu, maalesef şehit edildi.

Değerli arkadaşlarım, dikkatinizi çekiyorum, Allah aşkına şu sorunu çözelim, bu kardeşlerimizin beylik tabancaları yok, kendilerini savunamıyorlar. Terörist, hain karşısına geliyor, kahraman uzman onbaşımız, uzman çavuşumuz haine karşı cevap veremiyor, mukabele edemiyor, kendisini savunamıyor. Uzman çavuşumuza devletimiz tank veriyor, top veriyor, makineli tüfek veriyor, ağır silahları veriyor ve uzman onbaşımız, uzman çavuşumuz bunları ustaca, uzmanca, kahramanca kullanıyor fakat bu kadar ağır silahı kullanan kardeşlerimize biz sivil hayatlarında kendilerini savunmak adına beylik tabancasını vermiyoruz. Elinizi vicdanınıza koyun, lütfen düşünün, biz Mehmet Kızılca'yı nasıl kaybettik, biz Bilal Dicle'yi nasıl kaybettik, bu kardeşlerimizi nasıl şehit verdik? 3269 sayılı Uzman Erbaş Kanunu'nun 13'üncü maddesinde bedeli mukabilinde zatî tabancalarının bu kardeşlerimize verileceği yazıyor. Arkadaşlar, ya 13'üncü maddeyi kaldıralım ya bu 13'üncü maddeyi değiştirelim, kaldırdıktan sonra idari bir tasarrufla uzman çavuşlarımıza bedelsiz beylik tabancalarını verelim. Buna "Hayır." diyebilecek bir aziz milletvekilimiz var mı, bir vatan evladı var mı, istirham ederim söyleyiniz.

Ben bir arkadaşınız, kardeşiniz olarak bu şehadetlerden son derece üzülüyorum, sarsılıyorum. Kendilerini savunamıyorlar. Aldığım mesajın haddi hesabı yok, hepsi feryat ediyor. Biz nelere para harcamıyoruz, biz nelere kaynak ayırmıyoruz? 80 bine yakın uzman çavuş kardeşimiz var. Bu kardeşlerimiz diyor ki: "Bize beylik tabancamızı verin." Neyin bedelini kimden alıyoruz? Bedel ödeme sırasında en öndeler ama ödül konusunda en arkadalar. Bunu kabullenmek mümkün değil, bu tenakuzu anlamlandırmak mümkün değil.

Değerli arkadaşlarım, gerek Adalet ve Kalkınma Partisine sesleniyorum gerek Cumhuriyet Halk Partisine sesleniyorum: İstirham ederim, bu 3269 sayılı Kanun'daki 13'üncü maddede uzman çavuşlarımızın elinden tutan, önüne geçen, beylik tabancalarını edinmeleri hususundaki engeli kaldıralım, önlerini açalım, kendilerini savunamıyorlar. Bakın, biz burada rahat koltuklarda oturuyoruz ama şu anda birileri dağda taşta nöbet bekliyor, vatanı savunuyor. İdlib'de, Başika'da, Afganistan'da, El Bab'da, Cerablus'ta, vatanımızın hemen hemen her yerinde uzman çavuşlarımız bu millet için mücadele ediyor. Kaç gündür gerek ulusal televizyonlarda gerek gazetelerde konuyu gündemde tutmaya çalışıyoruz. Arkadaşlarımızdan rica ediyorum, uzman çavuşlarımızın sorunlarını hep birlikte çözelim.

Tabii, bu 3269 sayılı Kanun'da uzman çavuşlarımızın sözleşmeli çalışacakları hüküm altına alınmış. 676 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'yle de sözleşme yaşı 45'ten 52'ye çıktı. Buraya kadar tamam, bir sorun yok fakat 80 bine yakın uzman çavuşumuz "Vatan savunmasının sözleşmesi mi olur?" diyorlar. Bu nasıl bir iş arkadaşlar? Arkadaşlarımız kadro istiyor, analarının ak sütü gibi helal olsun, çok mu göreceğiz? Bir yandan beka mücadelesi olduğunu söylüyoruz, bir yandan -inşallah gelmez- şehitler geldiği zaman bakandan milletvekillerine kadar herkes koşuyor, ağlıyor, acıları paylaşıyor; "Kanı yerde kalmayacak." diyorlar, diyoruz, "Döktükleri kanda boğacağız." diyoruz ama uzman çavuşlarımıza kadro vermiyoruz, onları kadrolu yapmıyoruz. Torba kanunlar çıkıyor, buyurun hep beraber ele ele verelim, omuz omuza verelim, uzman çavuşlarımızın hak ve taleplerini yerine getirelim; beylik tabancalarını verelim hem de bedelsiz, kadrolarını verelim. E şimdi uzman çavuşlarımız 45 yaşına kadar görevlerini ifa ediyorlar, fiziki yetersizlik veya görev süresi dolduktan sonra kalan zamanı herhangi bir kamu dairesinde görev yaparak emekliliğini kazanıyorlar fakat emekli olduktan sonra sivil memur olarak uzman çavuşlukta geçen hiçbir hakkı alamıyorlar. Bu bir haksızlık, bu bir tenakuz. Değerli arkadaşlarım, bu konuyla ilgili münferit mahkemelere gidildi, uzman çavuşlarımız mahkemelerden karar aldı fakat bu, genele bir türlü şamil edilemiyor, yayılamıyor. Uzman çavuşlarımızı bir dakika dinleyelim, onların elinden tutalım.

Değerli arkadaşlarım, uzman çavuşlar kahramandır. "İnsan büyür beşikte, mezarda yatmak için/ Ve kahramanlar can verir yurdu yaşatmak için." O can veren, can verecek olan, can vermeye hazır olanlar da uzman çavuşlarımız ve diğer kahraman Mehmetçiklerimiz. Ne olursunuz, istirham ediyorum, Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına bunu ifade ediyorum: Uzman çavuşlarımızın bekleyen, kabaran bu taleplerini duyalım, gereğini yapalım.

Hepinize şimdiden teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. İnşallah uzman çavuşlarımızın sorunları çözülecek diyorum.

Sağ olun, var olun. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)