| Konu: | Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Nijer Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Ormancılık Alanında İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 14 |
| Tarih: | 26.10.2017 |
MHP GRUBU ADINA MUHARREM VARLI (Adana) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Uluslararası anlaşmalarla ilgili kanun tasarılarını görüşüyoruz. Tabii, uluslararası anlaşmalar denilince, son dönemde, emperyalist güçler ile Türkiye'nin yaşamış olduğu sıkıntıları da hatırlayıp bunlar üzerinde birkaç yorumu sizlerle paylaşmak istiyorum.
Özellikle, Türkiye, terörle mücadele konusunda hem Avrupa Birliği hem de ABD tarafından sıkıştırılmaya ve kıskaç altında tutulmaya çalışılıyor. Terör örgütlerine müthiş bir zaafları var çünkü bu terör örgütleri onların kendi maşalığını ve Türkiye üzerindeki hedeflerini gerçekleştirmek adına mücadele verdikleri için bu mücadelede terör örgütlerini de bu emperyalist güçler destekleyip büyüterek Türkiye'nin daha büyük belalarla baş başa kalmasını, karşı karşıya kalmasını istiyorlar.
Şimdi, Amerika Birleşik Devletleri, biliyorsunuz, coğrafi keşiflerden sonra, yeni yüzyılda kurulmuş bir ülke. Amerika Birleşik Devletleri nasıl oluştu? Amerika Kıtası keşfedildikten sonra oraya İspanyolların, Almanların, Fransızların ve Avrupa'nın bilumum ülkelerinden işe yaramaz birçok insanın gönderildiği ve yerleştirildiği bir milletler topluluğu hâlinde oluşturuldu Amerika Birleşik Devletleri. Orada kimler yaşıyordu? Orada Amerikan ırkı olmadığı için yerli ırk Kızılderililer yaşıyordu. Ne yazık ki şu anda Kızılderililerden esame dahi okunamaz, esamesi dahi yok, şu anda Kızılderili diye bir topluluğu Amerika'da görmek mümkün değil. Hem vahşi ve barbarca Kızılderilileri yok ettiler, ortadan kaldırdılar hem de şimdi dünyaya insaniyet, insanlık dersi vermeye çalışıyorlar, dünyanın jandarmalığını yapmaya çalışıyorlar, güzel sözlerle, "insan hakları, demokrasi" gibi sözlerle ne yazık ki dünyaya bir ders vermeye çalışıyorlar, Türkiye de bunlardan bir tanesi.
Biz terörle haklı mücadelemizi yapıyoruz. Askerimize, polisimize, öğretmenimize kurşun sıkan teröristle mücadele etmek Türkiye'nin en büyük hakkıdır. Bunun üzerinden siyaset yapmak, bununla ilgili Türkiye Cumhuriyeti devletini sıkıştırmak hiç kimsenin hakkı da değildir haddi de değildir. Bu noktada, sonuna kadar, Türkiye Cumhuriyeti devleti gücünü ve kararlılığını kullanacaktır, bundan herkes emin olsun.
Şimdi, 11 Eylül saldırılarını hatırlayalım. 11 Eylül saldırılarında... Şunu da söylemek istiyorum 11 Eylül saldırılarına girmişken: Terör nereden gelirse gelsin, kime yapılırsa yapılsın lanetliyoruz. Terörü desteklemek veya terörün arkasında durmak bizim işimiz değil. Terör nereden gelirse gelsin lanetliyoruz, 11 Eylül saldırılarını da lanetliyoruz ancak 11 Eylül saldırılarından sonra Amerika, kendisine binlerce kilometre ötedeki El Kaide'yi ve Taliban'ı tehdit olarak görüp Afganistan'ı işgal etti, ondan sonra Irak'ı işgal etti, güya, demokrasi adına, bağımsızlık adına, özgürlük adına oraya bir dizayn vermeye çalıştı. Bugün hâlâ Afganistan'da Amerikan birlikleri konuşlanmış durumda, hâlâ Afganistan'da Amerika'nın işgali devam etmekte. Irak'la ilgili de El Kaide'yi bahane ederek, terörü bahane ederek işgal gerçekleştirdi. Yani sen 10 bin kilometre öteden Irak'ı ve Afganistan'ı, oradaki El Kaide'yi ve Taliban'ı kendine tehdit göreceksin ama biz burnumuzun dibinde yapılanmaya çalışan YPG'yi ve PYD'yi tehdit olarak görmeyeceğiz! Buna müsaade etmeyeceğiz; elbette ki onlar da bizim için tehlikedir, tehdittir. Biz de hem Afrin'de hem Suriye topraklarında hem Irak topraklarında bize, ülkemize tehdit oluşturan bütün unsurlara karşı Türk milletinin ve Türk devletinin gücünü en iyi şekilde göstermek mecburiyetindeyiz. Onun için, bugün Avrupa Birliğinin güçlü devletleri, Amerika Birleşik Devletleri Türkiye'ye demokrasi dersi vermeye çalışıyorlar, Türkiye'yi terörle mücadeleden geriye itmeye çalışıyorlar. Bunu en son söylemesi gereken ülkeler bunlar bir defa. Tarihlerine baktığınız zaman Avrupa Birliği ülkelerinin... İspanya'ya bakınız, dünyanın her tarafında sömürgesi var. Almanya'ya bakınız, birçok ülkede sömürgesi var. Fransa'nın, Belçika'nın, hepsinin birçok ülkede, özellikle Afrika ülkelerinde sömürgeleri var. Buraların bütün zenginliklerini kendi ülkelerine aktarmışlar. Bugün Avrupa Birliği ülkeleri zenginse, ABD zenginlik içerisinde yaşıyorsa, oradaki insanlar müreffeh bir şekilde yaşıyorsa bunun tek sebebi başka ülkelerin, başka insanların hakkını sömürerek kendi ülkelerine taşımaktan başka bir şey değildir. Onun için, biz tarihimizin -Allah'a çok şükür- hiçbir döneminde sömürgeci bir ülke ve toplum olmadık. Afrika'ya gittik, hizmet götürdük; Orta Doğu'ya gittik, hizmet götürdük; Balkanlara gittik, hizmet götürdük. Hiç kimse "Osmanlı, Selçuklu ve ondan önceki Türk devletleri, Türk imparatorlukları bizi sömürdüler, bizim tabii kaynaklarımızı elimizden aldılar, kendi zenginliklerine kattılar." diyemez. Ama bugün Amerika için, Avrupa Birliğinin güçlü devletleri için herkes bunu söyleyebilir çünkü gözle görülen bir gerçek var ortada. Ama şimdi kalkmışlar -Türkiye'yle ilgili- Türkiye'yi sıkıştırmaya çalışıyorlar terör konusunda. Bir tarafta FETÖ terör örgütü, bir tarafta PKK terör örgütü, öbür tarafta Suriye'de YPG ve PYD, e Türkiye bunlarla mücadele etmeyecek! Elbette ki mücadele edecek. Sen 10 bin kilometreden gelip Afganistan'a müdahale etme hakkını, Irak'a müdahale etme hakkını kendinde görüyorsan ben de elbette ki burnumun dibindeki hem Suriye'ye hem Irak'a müdahale etme hakkını kendimde görürüm. (MHP sıralarından alkışlar) Onun için, bu konuda bizim hiç kimseye verecek ne hesabımız vardır ne de hiç kimsenin bizden hesap sormaya hakkı vardır.
Şimdi, biz kendi soydaşlarımızı korumak zorundayız. Elbette ki orada yaşayan Kürt kardeşlerimiz de, orada yaşayan Yezidiler de, orada yaşayan Keldaniler de, orada yaşayan Türkmenler de, hepsi bizim kardeşimiz, hepsinin birden hakkını korumak zorundayız ancak birinin birine üstünlüğünü de asla kabul edemeyiz. Bizim Kerkük'e bakışımız bu şekilde. Özellikle, Kerkük'ün hiçbir vilayete -Sayın Genel Başkanımız bunu grup konuşmasında da söyledi- bağlı olmadan ayrı bir özerk bölge olması gerektiğini belirttik ve bu noktada da Irak'ın toprak bütünlüğünü, Irak'ın devlet olarak tek, bütün devlet kalmasını da arzu ettiğimizi söylüyoruz ve bütün uğraşımız da bu noktadadır.
Yine, Suriye'yle ilgili de aynı şeyleri söylüyoruz. Suriye'nin parçalanması Türkiye'nin lehine değildir, milletimizin lehine değildir; Suriye'nin bir bütün kalması Türkiye'nin lehinedir. Onun için, orada Türk askerinin elbette ki İdlib'e operasyon yapması, hatta gerekirse -inşallah- Afrin'e operasyon yapması bizim milletimizin ve devletimizin lehine olacaktır. Biz kendi sınırlarımıza tehdit oluşturan her türlü güçle mücadele etmek zorundayız; Türk devletinin, Türk milletinin kararlılığını göstermek mecburiyetindeyiz.
Yine, burada bir şeyi daha belirtmek istiyorum. Bugün kendi ülkelerinde en büyük teröristleri besleyenlerin başka ülkelerin iç işlerine müdahale etmeye hiçbir hakkı ve hukuku yoktur. Bugün Fetullah Gülen hangi ülkede yaşıyor? Amerika Birleşik Devletleri'nde. Kim koruyor? Amerika Birleşik Devletleri koruyor. Onun için, Amerika Birleşik Devletleri'nin kalkıp da efendim "Sen şunu yapıyorsun, sen bunu yapıyorsun." demeye hiçbir hakkı yok, bize demokrasi dersi vermeye de hiçbir hakkı yok, bizim de onlara bu konuda hiçbir mecburiyetimiz yok Allah'ın izniyle. Biz büyük bir devletiz, büyük bir milletiz, büyük bir ülkeyiz; ülkemizin menfaati doğrultusunda, milletimizin menfaati doğrultusunda kendi politikalarımızı gerçekleştirip o doğrultuda ilerlemek ve onun sonucuna da uluşmak mecburiyetindeyiz. Eğer bunu yapamazsak, yarın İdlib'de söz sahibi olamazsak, İdlib'de sınırlarımızı tehdit eden güçlerle mücadele etmeyi başaramazsak sınırlarımızın içerisinde bunu başarmaya hiçbir zaman hakkımız olmayacaktır, belki gücümüz de yetmeyecektir. Onun için, Türkiye Cumhuriyeti devleti haklı ve doğru bir yoldadır. Bu manada, Hükûmetin almış olduğu ve Türk askerinin almış olduğu kararı ve onların oradaki operasyonunu sonuna kadar destekliyoruz, Allah onların yardımcısı olsun diyoruz.
Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)