| Konu: | Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kosova Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Suçluların İadesi Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 13 |
| Tarih: | 25.10.2017 |
MHP GRUBU ADINA ARZU ERDEM (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, öncelikle Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum. Ekranları başında bizleri izleyen Türk milletini de selamlıyorum.
Ben biraz önce soru olarak Sayın Bakana iletmiştim ama buradan biraz daha detaylı, Şişli'de bulanan endüstri meslek lisesiyle ilgili hem bilgi vermek istiyorum hem gerçekten akıbetini çok merak ettiğim için... Orada hem öğrenciler haber bekliyor hem oradaki vatandaş haber bekliyor. Eminim ki hepiniz aynı hassasiyeti göstereceksinizdir ve bu konuya bir cevap alabiliriz diye düşünüyorum.
Şişli'de bulunan okulun adı endüstri meslek lisesi, motor teknik lisesinin olduğu yerde bu ve çok büyük bir arazi üzerinde. Yıllardır oraya bir imar planı uygulaması yapılıyor ve bu eğitim alanından çıkarılıp önce ticari alan, konut alanı, AVM ve birçok değişiklik yapılıyor. Veliler, okul yetkilileri, sendikalar, odalar, hepsi yıllardır itiraz etmekte ve işlemi durdurmaya çalışmaktadır. Tepkiler üzerine bir süre durdurulmuştur ve kısa süre sonra tekrar gündeme getirilmiştir.
Bu okul hakkında da biraz daha detaylı bilgi vermek istiyorum. Burası Şişli'nin göbeğinde, 1960'tan beri okul olarak devam etmektedir. Burası bir meslek lisesidir. Burada okuyan öğrencilerin gelir düzeyi oldukça düşük yani 3 lira, 5 lira harçlık verilemeyen çocuklar okuyor burada. Bu gençler okulu bitirir bitirmez -burası çok önemli- bir mesleğe sahip oluyorlar. Bu anlamda da iş imkânı sağladığı için talep gören de bir okul. İşsizlik gün geçtikçe artmış, günümüzde de çok büyük sorun hâline gelmiş, gençlerin travması hâline dönüşmüş iken bu anlamda kambur üstüne bir kambur daha bindiriyoruz ve bu okuldaki 6 bin öğrenciyi mağdur ediyoruz. Hizmet verilememekte. 6 bin öğrenci, ortalama 6 bin aile demektir. O öğrenciler ve aileler her gün veryansın etmekteler, seslerini duyurabilmek adına sosyal medyada çalışmalar yapmakta, "Okuluma dokunma!" şeklinde sloganlarla meydana çıkmakta... Hatta "hashtag"ler açılmıştır bu anlamda da, mutlaka karşılaşmışsınızdır. Okullarına öyle güzel sahip çıkıyorlar ki okumanızı öneriyorum, incelemenizi öneriyorum.
Değerli milletvekilleri, Şişli ilçesinin en büyük okul kampüsü olan bu yer, içinde bütün özel sektörün atölyelerini, AR-GE merkezlerini barındırmaktadır. Hakikaten örnek teşkil edecek olan... Hepimiz eğitimle ilgili de çalışmalar yaptığımız için, bir sıkıntı olarak önümüzde de durduğu için incelemeye uygun bir durum olduğunu düşünüyorum. Ülkemizin en büyük firmaları gelmiş, okulun kampüsü içerisinde çocukların çalışacağı yerler kurmuş ve bu çocuklara iş imkânı sunmuşlardır. Bu imkânları neden yok ediyoruz, hep birlikte bir düşünmemiz gerekiyor.
Değerli milletvekilleri, eğitim sistemimizin -özellikle hepimiz anne-baba olarak bu sıkıntıyla da karşı karşıya olduğumuz için- gerçekten daha sıkıntılı hâle geldiği, son on beş yıllık iktidarlık döneminde 7 bakanın değiştiği, 22'nin üzerinde "köklü değişiklik" diyebileceğimiz değişikliğin yapıldığı bir dönemden geçiyoruz. Hepimiz yarın acaba nasıl bir değişiklik olacak diye düşünüyor muyuz? Düşünüyoruz. Çocuklarımız travmalarla karşı karşıya kalıyor mu? Kalıyor. Kendi evlatlarımdan da örnek vermek istiyorum: Kızım üç sene SBS'ye girdi, oğlum tek sene SBS'ye girdi; daha sonraki çocuklar, biliyorsunuz, TEOG sınavına girdi, şimdi TEOG da yok.
Evet, biz, Milliyetçi Hareket Partisi olarak, liderimizin yapmış olduğu açıklamaya da istinaden, seçim beyannamemizde de yer alması hasebiyle senelerden beri yönlendirmeli eğitim modeli ve sınavsız eğitim sistemini öneriyoruz ve burada çocukların hem yetenekleri hem donanımları göz önünde bulundurulmak suretiyle gerçekten her meslek grubunda yetişmiş eleman yetişmesi noktasında da çalışmaların yapılması gerektiğine inanıyoruz.
Gelin, bu eğitim konusunda gerekli çalışmaları hep birlikte yapalım. Önce -grup başkanlığındaki araştırma önergemizi inşallah nasip olursa önümüzdeki hafta getireceğiz- eğitimle ilgili bir araştırma komisyonu kuralım. Bu araştırma komisyonu çalışmalar yapsın Türkiye genelinde, ailelerle görüşsün, öğrencilerle görüşsün, çok kıymetli Türk akademisyenlerimiz var, bunlarla görüşsün. Eğitimin eksiklerini tespit edelim ve kalıcı bir eğitim reformu yapalım. Bu kalıcı eğitim reformuyla birlikte aileler ve çocuklar, gerçekten, ertesi sene, ondan sonraki sene neyle karşı karşıya olacaklarını bilsinler. Bunu yaparken millî, manevi ve ahlaki değerlerin güçlendirilmesi için eğitim müfredatını, eğitim materyallerini belirleyelim.
Bu anlamda bilhassa verdiğimiz bir kanun teklifi var. 1960'lı yıllarda adabımuaşeret dersleri vardı, hepimizin özlediği ve hepimizin aslında, gerçekten, nerede kaldı görgü kuralları dediğimiz bir dönemden geçiyoruz. Gelin, hep birlikte bunları ders müfredatına aldıralım. Hitabet dersleri vardı. Hepimiz şikâyetçi değil miyiz çocuklarımız iletişim kuramıyor birbirleriyle ve bizimle diye? Konuşmuyorlar artık çünkü karşılıklı diyalogların yerini gerçekten o küçücük cihazın içindeki dünya aldı. Okullarda da karşılıklı çalışmalar ve bu tarz diyalog çalışmaları yapılmadığı için gerçekten büyük sıkıntı hâline geldi. Gelin, eğitim müfredatında gerekli olan derslere hep birlikte karar verelim, bunun çalışmalarını yapalım. Gelin hep birlikte, eğitim müfredatı içerisinde kullanılması gereken kaynak kitapları da doğru belirleyelim ki millî şuura sahip, vatana millete hayırlı, bu anlamda asla ve asla ihaneti vatanına milletine düşünmeyen bireyler yetiştirelim. Evet, ailede başlar eğitim belki; anne karnında şekillenir, ailede devam eder ama eğitim hayatında gelin, öğretmenlerimizin de bu anlamda eksiklerini, sıkıntılarını dinleyelim, nasıl sorunlarla karşı karşıyalar bunlara da karar verelim.
Bu anlamda umuyorum önümüzdeki hafta vereceğimiz araştırma önergesi tüm partiler tarafından kabul edilir, eğitimle ilgili yapılması gereken çalışmalar noktasında aynı hassasiyeti gösterir.
Şunu düşünürüz en azından: Muhalefet partisinden gelen bir araştırma önergesi olarak değil de hakikaten siyaset üstü bir mesele olan eğitimle ilgili aynı hassasiyeti, aynı refleksi birer anne-baba olarak, birer siyasetçi olarak gösteririz.
Hepinize çok teşekkür ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Erdem.