GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Nüfus Hizmetleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:10
Tarih:18.10.2017

KAMİL AYDIN (Erzurum) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 497 sıra sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 1'inci maddesi üzerinde konuşmak üzere Milliyetçi Hareket Partisi adına söz almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Fakat sözlerime başlamadan önce, dün, çok kıymetli, değerli hemşehrimin evladı olan, Hakkâri Çukurca'da şehit verdiğimiz, İmran Gezer arkadaşımın evladı Adem Gezer'i şehitler efendileriyle beraber cennete gönderdik. Allah Adem'in şahsında bütün şehitlerimize rahmet eylesin inşallah, nur içinde yatsınlar.

Bu arada yine, alın teri, göz nuru emeklerinin peşine, helal kazanç peşine düşerek madende hayatlarını kaybeden değerli vatandaşlarımıza da Allah'tan rahmet, ailelerine ve yüce Türk milletine başsağlığı diliyorum.

Şimdi, Sayın İçişleri Bakanımız buradayken -ilgili maddeye sonra döneceğim ama- terörle mücadelede belirli bir mesafe katedildi, gerçekten burada cansiparane mücadele veren güvenlik kuvvetlerimiz zaman zaman bu mücadelede, bu psikolojik üstünlükte karşılaştıkları birtakım sıkıntıları -onların moral motivasyonunu artıracak- birtakım sorunlarını bize ilettiler, ben de buradan kendilerine iletmek istiyorum.

Sayın Bakanım, kolluk kuvvetlerimizin, gerek sizin Bakanlığınıza bağlı gerek TSK adı altında mücadele veren arkadaşlarımızın gerçekten özlük haklarıyla ilgili birtakım sıkıntıları var. Özellikle emniyet kuvvetlerinde emeklilik sonrası yaşam garantisi olamayacağını düşünerek ek göstergeleri konusunda bir hassasiyet var. Bunu göz ardı etmeyelim, bunu her zaman söylüyoruz.

Ayrıca, bölgede mücadele eden emniyet kuvvetlerimizin aile bütünlüğünü sağlama adına, hiç değilse akşamları evlerine gittiklerinde ya da gece çalışıyorsa gündüz aileleriyle birlikte bir sıcak çorba içmelerini sağlayacak bu eş durumu tayinlerinde eğer bir fedakârlık, bir özveri olacaksa onlar öncelikli olmalı diye düşünüyoruz.

Bir de daha spesifik olması hasebiyle, uzman çavuşlar... Bakın, terörle mücadelede artık, Allah'a şükür, tuzaklar, mayınlar, şunlar bunlardan pek fazla söz etmiyoruz ama daha kahpe, daha sinsi şeylerden zaman zaman söz etmek durumundayız. Şehitlerimiz, mesela, geçen bir uzman çavuşumuz sivilken -görev başında değilken- şehit edildi. Şimdi, bu uzman çavuşlarımızın bir ruhsatlı silah sıkıntıları var. Bu konuda yardımcı olunması konusunda gereğinin yapılması... Yine aynı şekilde, bir de bölgede gönüllü ve kadrolu korucularımız var. Bakın, bunlar zaten o bölgenin insanları, aynı mekânda aynı zamanda yaşadıkları için risk taşıyorlar. Bunlar, ruhsatlı silah sorunları ve özlük haklarında iyileştirmeler istiyorlar. Niye? Çünkü hem aileleri hem kendileri aynı zamanda o köyde çiftçilik yapıyor mesela. Geçmişte yaşamadık mı, bundan yıllar yıllar öncesinde? Ailelerinden biri zarar gördü, tehdit edildi ya da hunharca katledildi. Bütün bunları bir araya toplayınca, gerçekten, ek ödenek mi dersiniz, fazla mesai mi dersiniz, silah ruhsatı bağlamında mı dersiniz, yan gösterge-ek gösterge mi dersiniz, bunları bir şekilde iyileştirme çalışması olarak gündeme almamız gerekiyor.

Şimdi, ilgili madde yer isimleri içerikli bir madde. Bunu da yaparken ne olur biraz işin uzmanlarına, bölgenin hassasiyetine dikkat ederek yapalım. Bakın, bazen -kendi seçim bölgemden yaşadıklarımı söyleyeyim- kaş yapalım derken göz çıkarıyoruz. Bazı yer isimleri... Mesela, tarihe not düşmüş, geçmişi olan, kültürü olan, hakkında türküsü olan, mânisi olan mahalle, ilçe, belde, nahiye isimlerimiz var. Bunları bir çırpıda değiştiriyoruz, 3 kişi, o şehirle sosyokültürel hiçbir bağı olmayan bir yetkili tutuyor o bölgenin ismini, o mahallenin, o sokağın, o caddenin ismini değiştiriyor. Bunu böyle yapmaktansa, gerçekten, büyük bir istişare sonucu, dokuya da uygun bir şekilde bu isimlerde biraz hassasiyet gösterelim. Somut bir örnek istiyorsanız vereyim. Bir Aziziye ilçemiz oldu.

MUSTAFA ILICALI (Erzurum) - Bakanım, dinleyin.

KAMİL AYDIN (Devamla) - Ilıca'ydı daha önceki ismi, Sayın Mustafa Ilıcalı kendine pay çıkarmasın. Tarihi, geçmişi çok eski olan bir ilçemizin adı.

Sayın Bakan bunları dinlemedi ama sanıyorum kayıtlardan... Bu, çok önemli bir şeydi, keşke soru olarak sorsaydık oradan bir dakikalık, daha etkili olurdu.

Şimdi, bakın, ne oldu? Bütün o, Ilıca'nın tarihi, kültürü, geleneği, göreneği bir tarafa atıldı, "Aziziye" diye önümüze bir şey konuldu, hiçbirimizin haberi yok bu ilçenin adından.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

KAMİL AYDIN (Devamla) - Bu konuda da hassasiyet bekliyoruz.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)