| Konu: | İş Mahkemeleri Kanunu Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 7 |
| Tarih: | 12.10.2017 |
MUSTAFA MİT (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 491 sıra sayılı İş Mahkemeleri Kanunu Tasarısı'nın 37'nci maddesi hakkında Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Görüşülmekte olan İş Mahkemeleri Kanunu Tasarısı'yla 30 Ocak 1950 tarihli 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu yürürlükten kaldırılarak yeni bir İş Mahkemesi Kanunu getirilmektedir. Getirilen düzenlemeyle iş mahkemelerinin diğer görevleri sayıldıktan sonra hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına bakacağı hükme bağlanmaktadır.
Tasarının 37'nci maddesiyle 399 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Personel Rejiminin Düzenlenmesine Dair Kanun Hükmünde Kararname'ye bir ek madde getirilmektedir. Buna göre kamu iktisadi teşebbüs ve bağlı ortaklıklarda 4857 sayılı İş Kanunu hükümlerine tabi ancak kapsam dışı olarak çalışan işçi statüsündeki personel ile işveren arasında iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü uyuşmazlıklarda davanın iş mahkemelerinde görüleceği hükme bağlanmaktadır.
Değerli milletvekilleri, mevcut uygulama bu personel ile idare arasındaki ilişkinin idari nitelikte olması sebebiyle uyuşmazlıkların idari yargıda çözülmesi şeklindedir. Bu personelle ilgili uyuşmazlıkların çözümleneceği yargı düzeni ve mahkemeler uzun süre tartışılmış ve uyuşmazlık mahkemeleri kararıyla bu kabîl uyuşmazlıkların idari yargıda çözüleceği açıklığa kavuşturulmuştur. Bu kapsamdaki personelin 399 sayılı Kanun Hükmündeki Kararname'nin ek 1 ve geçici 9'uncu maddelerinde yeni bir düzenleme yapılıncaya kadar kararname hükümlerinin yürürlüğe girdiği tarihten önce tabi oldukları İş Kanunu hükümlerine tabi olacakları da ortadadır.
Bir tarafta bir teşebbüs veya bağlı ortaklıkların özel hukuk tüzel kişi niteliği, diğer tarafta bu personelin kadro olarak işçi statüsünde tanımlanması; aralarındaki sözleşmenin özel hukuk hükümlerine tabi olduğu tartışma dışındadır. Kamu iktisadi teşebbüsleri ve bağlı ortaklıklarının kapsam dışı personeliyle aralarındaki uyuşmazlıkların çözüm yerinin idari yargı veya iş mahkemesi olması hukuk açısından çok da önemli değildir. Neticede ihtilaf mahkemeleri, mevcut kanunlar çerçevesinde, hukuk içerisinde çözülecektir.
Getirilen düzenlemede iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarının iş mahkemelerinde çözüme bağlanacağı hükme bağlanmaktadır. İş ilişkisinden doğan ihtilafların iş mahkemelerinde çözüme bağlanması yolu, dava sürelerindeki kısıtlamalar, iş mahkemelerinin ihtisaslaşması nedeniyle hak kaybı en aza indirilecek bir tercihtir. Lakin tartışma konusu bu personelin tabi oldukları İş Kanunu'ndan doğan müktesep haklarının korunmasıdır. Anayasa'da kendini bulan hukuk devleti tanımlaması gereği kazanılmış haklar tartışma konusu olmayacaktır. "Kapsam dışı" olarak tanımlanan bu personelin 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'yle tabi oldukları İş Kanunu hükümleri bu davalarda uygulanacak hukuk olduğundan madde metninde yer alması kazanılmış hakkın teslimi olacaktır. Kamuoyunda "kadrolu işçi" kavramıyla ifade edilen kamu çalışanlarının bu kavrama kaynaklık eden hukuktan doğmuş müktesep haklarının korunması hukuk devleti ilkesine uygun olacaktır. Bu personelin tabi olduğu hukuk belirlendikten sonra, ihtilafın iş mahkemesinde çözüme kavuşturulmasının her açıdan çalışan lehine bir sonuç doğuracağını ifade ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.