Konu: | İş Mahkemeleri Kanunu Tasarısı münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 7 |
Tarih: | 12.10.2017 |
DİRAYET TAŞDEMİR (Ağrı) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Mevsimlik tarım işçilerinin sorunlarıyla ilgili partimizin görüşlerini paylaşmak için söz aldım.
Mevsimlik tarım işçileri, bu toprakların görünmez üreticileridir, yediğimiz lokmada hakları, alın terleri var. Buna rağmen, mevcut yasalara göre hâlâ işçi bile sayılmıyorlar ama yaşam koşullarına bakıldığında, sanırım hâlâ insan bile sayılmıyorlar demek daha doğrusu. Çalışırken sadece alın teri değil, aynı zamanda neredeyse yaşam mücadelesi veriyor tarım işçileri. Mevsimlik tarım işçilerinin yaşamlarında gezicilik temel bir özellik hâlini alıyor. 48 farklı şehre mevsimlik tarım iş göçü yaşanıyor ve işçiler günde on dört, on beş saatlik mesailerle, ortalama 35-40 lira karşılığında çalışıyorlar.
HDP Emek Komisyonumuzun 2017 yılında hazırladığı Mevsimlik Tarım İşçileri Raporu'na göre, her 2 mevsimlik işçiden biri, doğduğu andan itibaren mevsimlik tarım için seyahat etmek zorunda kalıyor.
Yine, yapılan bir başka araştırmaya göre ise 6,5 milyon tarım iş gücü var ve yaklaşık yarısı mevsimlik tarım işçisi. Yaklaşık yüzde 60'ının geliri ulusal yoksulluk sınırının altında. 10 kişiden biri nüfusa hâlâ kayıtlı değil. Yarısı ergen yaşta anne oluyor. Anne ölüm riski, bebek ölüm riski diğer risklerden 5 kat daha fazla. Kız çocuklarının dörtte 1'i okulla tanışamıyor.
OHAL hukuku... On yıldır mevsimlik tarım işçileri işçilik statüsünde görülüyordu zaten. En az 3 milyon insanı çağ öncesi koşullarda çalışmak durumunda bırakan bir sorunla ilgili özel bir yasa hâlâ yok. Yalnızca 51 ve daha fazla tarım işçisi çalıştıran yerler İş Kanunu kapsamındaki haklardan faydalanabiliyor. Kayıt dışılığın kural olduğu mevsimlik tarım işçiliğinde 51 çalışan koşulunun dostlar alışverişte görsün maddesi olduğunu zaten herkes biliyor. Saraylarda bahşedilen tarım işçiliği düzenlemeleri işte böyle trajik bir görüntü veriyor.
Kayıt dışı çalışanlar ve çocuk işçiler eklendiğinde 6,5 milyon tarım işçisinin olduğu, bunun yarısını da mevsimlik işçilerin oluşturduğu düşünülüyor. 2017'de bu rakamı hâlâ "düşünülüyor" diye vermek zorunda kalmamız bile mevsimlik işçilerin görünmezliğini ortaya koyuyor. On beş yıllık duble yol iktidarı olan AKP hâlâ bu konuda net bir veri ortaya koyamıyor çünkü AKP bir lokma için yirmi dört saat çalışmak zorunda kalanların değil, milyon dolarlık Mercedeslerin, lükse doymayan sarayların iktidarıdır.
Geçen yıl -hem Çalışma Bakanlığı hem Tarım Bakanlığı- Plan ve Bütçe Komisyonu görüşmelerinde mevsimlik tarım işçiliği gündeme getirilmesine karşın iki bakanın da ağzını açıp tek kelime söylememesinin ardında işte bu zihniyet yatıyor. Dönemin Tarım Bakanı Faruk Çelik sorunların ifade edilmesi üzerine sanki kendisine katılıp katılmadığına ilişkin görüş talep edilmiş gibi "Aynen katılıyorum." demekle yetinebilmişti.
Çalışma koşullarından sağ kurtulan mevsimlik işçiler trafik kazalarında hayatlarını kaybediyor. Erkeklere kıyasla daha ucuz çalıştırıldığı için daha fazla tercih edilen kadınlar yaşanan kazalarda en çok hayatlarını kaybedenler oluyor. Önceden Kürt işçilere "Ücretlerimizi düşürüyorlar." gerekçesiyle gelişen düşmanlık şimdi Suriyeli işçilere yöneliyor. Hükûmetin emek düşmanı politikaları nedeniyle ortaya çıkan, sorumlusunun bizzat Hükûmet olduğu kötü koşullar işçileri birbirine düşman hâline getiriyor. Türkiye'de Kürt sorununun bir yüzü de mevsimlik tarım işçilerine dayatılan bu koşullarda açığa çıkıyor. Özellikle 90'lı yıllardan itibaren Türkiye'nin batı ve kuzey bölgelerindeki kentlere göç etmek zorunda kalan yoksul Türkler hazır iş gücü kaynağı oldu. Mevsimlik tarım işçileri böylelikle sadece ekonomik değil, ırkçı şiddetin de hedefi hâline geliyorlar.
Eylül ayında Samsun'da fındık toplamaya giden mevsimlik tarım işçilerinin çadırlarına açılan ateş sonucu Şanlıurfalı Perihan Akın isimli fındık işçisi hayatını kaybetti, bir kişi yaralandı ve işçiler Samsun'dan ayrılmak zorunda kaldı. Samsun Valiliği ne açıklama yaptı? "Olayın terör maksatlı meydana gelen bir olay olmadığı, kasten tasarlamak suretiyle yapılmış olabileceği kanaatine varılmıştır." dedi. 7 kişi göz altına alındı, 1 kişi tutuklandı. Neredeyse iki ayda bir Kürt mevsimlik işçiler linç ediliyor. Aynı açıklamalarla aynı aklamalar gerçekleştiriliyor. AKP kural hâline getirilmiş bu linçleri hâlâ müfredat diye pazarlayarak politik sorumluluğunu gizlemeye çalışıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Üzgünüm, süre veremiyorum.
DİRAYET TAŞDEMİR (Devamla) - Peki, teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Çok teşekkür ediyorum, çok sağ olun.