GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İş Mahkemeleri Kanunu Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:7
Tarih:12.10.2017

HÜDA KAYA (İstanbul) - Sayın Başkan, sayın milletvekillerim; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Hâlâ İş Kanunu üzerinde görüşmeler devam ediyor ama toplumumuzda, iktidarın tüm yaptırımlarına, ekonomik baskılarına, vergi zulümlerine, gariban insanların ekmeğine ortak olma politikalarına rağmen, bizim insanımız kimseye muhtaç olmamaya, kendi işini kurmaya, ekmeğine sahip çıkmaya çalışıyor. Her gün, çeşit çeşit iş kazalarına, iş cinayetlerine rağmen, taşeronluğun zulmüne rağmen, patronların insafına terk edilen insanlarımızın yaşadığı dramlara rağmen insanımız pes etmiyor, kendi ayakları üzerinde durma mücadelesi veriyor. Fakat iktidar ve güçleri ne yapıyor?

Değerli arkadaşlar, biliyorsunuz, geçtiğimiz 28 Şubatta, hatırlarsınız, tam "hayır" kampanyalarının yoğunlaştığı dönemlerde... Benim de kurucularından olduğum bir platformdan daha önce de burada bahsetmiştim, Hak ve Adalet Platformu. Daha önce ismi "Hayır Platformu"ydu, sonrasında "Hak ve Adalet Platformu" olarak, daimi olarak çalışmalarını devam ettirmesi üzerine karar aldık. Hak ve Adalet Platformu'nda İslami kesimden sizlerin de yakından tanıdığı kadın ve erkek şahsiyetler de var ve çalışmalarımız şehirlerde, iş yerlerinde, kafelerde, konferans salonlarında, panellerde, değişik şekillerde devam ediyor. Birkaç arkadaş bazen toplanıp -neresi uygunsa- bir kafede toplanıp sohbet ediliyor, buluşuluyor, konuşuluyor, dertleşiliyor. Bunlardan bir tanesi İstanbul'da, Üsküdar'da Mimar Sinan Mahallesi Karagazi Sokak'taki Buhurdan Cafe. Bunu, bu Buhurdan Cafe'yle ilgili bilgiyi hepiniz belki görmüş olabilirsiniz.

Neden bundan bahsediyorum? Buhurdan Cafe, bu sabah polis zoruyla, kavga gürültü -iş yeri- boşaltıldı. Beş yıldır işletmesi devam eden bir kafe. "Ali Erdoğan" isminde bir vatandaşımız beş yıldır burayı işletiyor, sözleşmesi hâlâ var olmasına rağmen bu sabah güçle, polis zoruyla boşaltıldı. Neden? Efendim, Hak ve Adalet Platformu'ndan bazı kişiler buraya gelip buluşuyorlarmış, konuşuyorlarmış, sohbet ediyorlarmış. Bunlardan birisi Cihangir İslam ve bunlardan birisi de sizlerin de yakından tanıdığı milletvekillerimizden Sayın Mehmet Bekaroğlu. Ali Erdoğan isimli vatandaşımıza defalarca uyarılar yapıldı, tehditler edildi, "Bu insanlar bu kafeye gelmeyecek." denildi. Ama kamuoyuna açık, kamuya açık, her kesimden insanların gelip gittiği bu kafeye bu insanlar da gelip gittiler ve "Sen bizi dinlemiyorsun." diye bu sabah hiç hakları yokken, sözleşmesi devam ediyorken kafe boşaltıldı ve ne diyorlar Ali Erdoğan'a? "Seni soyadın bile kurtaramaz." diyorlar. Niçin? Muhaliflerin, yandaş olmayanların, iktidara karşı düşünenlerin buluşup konuştuğu yer diye.

Sayın milletvekilleri, bakın, insanımız kan ağlıyor, milyonlarca örnekten bir tanesi, binlerce demiyorum, milyonlarca örnekten bir tanesi. İnsanlarımızın kazancına, alın terine, ekmeğine birazcık saygı duyalım. İçinizde gerçekten vicdanlı olduğunu düşündüğüm insanlar var. İnsanlar hırsız mı olsun, insanlar intihar mı etsin, katil mi olsun, ne yapsın insanlar? İntihar eden edene zaten. İnsanlar helalinden kendi emeğiyle, alın teriyle işini kurup ayakları üzerinde durmaya çalışıyor. Böylesine partizanlıkla, böylesine fanatik taraftarlıkla insanların vebaline giriliyor, insanların ekmekleri ellerinden alınıyor ve zor kullanılıyor. Sizlerin de inşallah böylesine bu acı dramlara göz yummayacağınızı umuyorum.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)