GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İş Mahkemeleri Kanunu Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:7
Tarih:12.10.2017

MEHMET ALİ ASLAN (Batman) - Sayın Başkan ve sayın Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Dün 11 Ekim Dünya Kız Çocukları Günü'ydü. Tabii, aslında sürekli güncel bir konudur. Her günün kızlarımızın günü olması gerekiyor. Geçen gün Midyat-Ömerli arasında tevafuken bir yolcuyu yoldan aldım ve ne kadar maaş aldığını sordum. "Asgari ücret alıyorum." dedi. İlk önce kendimi tanıtmadım. Kaç çocuğun var dedim. "3 çocuğum var, biri kız ama ben o kız çocuğunu okuldan almak zorunda kaldım." dedi. Sayın Millî Eğitim Bakanımızın da dikkatini çekecektir mutlaka. Neden dedim. "Ya, ben 1.400 lira maaş alıyorum. 3 çocuğumun her birinin servis parası 180, 180, 180'den 540 lira. Artı, 180 lira da çay ve simit parası veriyorum ayda, etti 720 lira. Cebimde kalan 680 lira. Ben bununla ev kirası mı vereyim, elektrik parası mı vereyim, su parası mı, mutfak parası mı?" dedi. Ayrıca "Kız çocuğunu aldıktan sonra resmî görevliler gelip hakkımda resmî işlem başlatmaya kalkıştı. Ben de 'Servis parasını verin, çay, simit parasını verin, ben göndereyim.' dedim." dedi. E, şimdi hâl böyleyken ve bu gerçeklik bütün Türkiye'de yayılmışken, bizim burada işçi yasasıyla ilgili, tasarısıyla ilgili, kanunlarıyla ilgili bu gerçeklikten uzak kanunlar geçirmeye çalışmamız hiç insaflı, hiç hukuki değildir.

Bir başka konu... Yine kız çocukları dedik. Bakın arkadaşlar, bu fotoğraf Mardin-Midyat çevre yoluna ait. 5 kız çocuğu, üst geçit olmadığı için, trafik lambası olmadığı için karşıdan karşıya can havliyle geçmeye çalışıyor. Birbirlerinin elini tutup, böyle, arabaların çarpmaması için karşıya geçmeye çalışıyorlar. Bu fotoğrafları bizzat ben yukarıdan, apartman dairesinden, oturduğum daireden kendim çektim.

Yine, gördüğünüz gibi dört yolda üst geçit yok, trafik işaretleri yok, insanlar, çocuklar okula gidebilmek için âdeta can çekişiyorlar, âdeta ölümden kaçıyorlar, birbirlerinin elini tutup koşmaya çalışıyorlar. Yine bu fotoğrafta bir ayrıntıyı paylaşayım. Bir kadın kucağında bebeğiyle -arkasındaki çocuk çıkmamış- bir elinde de arkasındaki çocukla karşıya geçmeye çalışıyor.

Dün İzmir'de maalesef 4 işçimizi, emekçimizi kaybettik; Allah rahmet etsin. İyi güzel de biz neden tedbir almıyoruz?

Bakın -inşallah, öyle bir kaza bela yaşanmaz- şu anda gösterdiğim fotoğrafların karşısında bir ilkokul var, bir de lise var ve ben yıllar önce Dernek Başkanıyken de Mardin Valiliğine, Midyat Kaymakamlığına dilekçeler verdim, bununla ilgili herhangi bir önlem alınmış değil. Yine, herhâlde Sayın Bakanımıza belki de iletilmemiştir henüz, ayın 19'unda, okulun açıldığının ilk haftası ben soru önergesi verdim. Bir an önce üst geçit yapılması konusunda yine Mardin Valiliğine, Midyat Kaymakamlığına, Karayolları Genel Müdürlüğüne ve Mardin Millî Eğitim İl Müdürlüğüne yine dilekçeler verdim. Yani, Allah göstermesin, orada araçlar çocuklarımıza çarptığı zaman, birkaç çocuğumuz hayatını kaybettiği zaman çıkıp burada üzüntülerimizi ve taziye mesajlarımızı bildirip işin içinden kurtulacak mıyız? Biz bunun önlemini almak zorundayız. Çocuklarımızın hayatı o kadar ucuz değildir, çocuklarımız değerlidir. Bizim bir an önce bu üst geçidi yapmamız lazım. Ben üst geçit yapılana kadar en azından trafik lambalarının, işaretlerinin konması gerektiğini ya da okul giriş çıkış saatlerinde trafik polislerinin görevlendirilmesi gerektiğini de dilekçelerimde dile getirmeme rağmen ve ben yukarıdan izlememe rağmen bugüne kadar ne bir trafik polisi görevlendirilmiştir ne de herhangi bir üst geçit çalışması ya da trafik işaretleri, lambaları çalışması görememekteyiz. Ben şimdi Sayın Bakanımıza da adresi vereceğim, eminim ilgilenecektir.

Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)