GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İş Mahkemeleri Kanunu Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:6
Tarih:11.10.2017

AYŞE ACAR BAŞARAN (Batman) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; iki üç gündür yasa tasarısı üzerinde bolca konuşuyoruz. Ben yine en sonda söyleyeceğimi en başta söyleyeyim: Bu yasa tasarısı hiçbir şekilde işçiler lehine değildir ve derhâl geri çekilmesi gerekiyor. Ancak, bununla beraber ben yargının içerisindeki durumdan biraz söz etmek istiyorum.

Türkiye'de yargı iki şekilde işliyor. Birincisi; Aysel Tuğluk'un annesinin cenazesine saldıran saldırganlarla ilgili olarak jet hızıyla iddianame hazırlanması, jet hızıyla dava açılması ve jet hızıyla tahliye verilmesi. İşte yargı bir koluyla yandaşlarına karşı böyle hızlı, seri bir şekilde işliyor. Ama bir taraftan da yargı nasıl işliyor? Mesela, Manisa'da 2015 yılında tutuklanan yöneticilerimiz var, daha birkaç gün önce iddianameleri henüz hazırlandı. Her nasılsa, gece baskınlarıyla, sanki eğer gözaltına alınmazlarsa, hemen tutuklanmazlarsa hak kaybına neden olacakmış gibi bir yanılsamayla gözaltına alınıyorlar ama üç yıla yakın bir süre boyunca hiçbir şekilde haklarında iddianame hazırlanmıyor. Yine bunun yanında, zaten defaaten söyledik, Sayın Eş Genel Başkanımız Selahattin Demirtaş bir gece operasyonuyla alındı ancak bir yıldan fazla tutuklu olmasına rağmen henüz hakkındaki dava görülmüş değil. Yine bununla beraber, Tunca Öğreten, Mahir Kanaat, Ömer Çelik gibi gazetecilerden ilk dalgada tutuklananlarla ilgili olarak henüz bir iddianame hazırlanmış değil. Bunun yanında, değerli arkadaşlar, Türkiye-Almanya arasında krize neden olan Deniz Yücel vardı. Gözaltına alındı, tutuklandı, Türkiye-Almanya arasında bir krize neden oldu ama iki yüz yirmi yedi gündür tutuklu, henüz hakkında bir iddianame yok. Yine, Doğubayazıt'ta gözaltına alınıp tutuklananlar var. TUHAD-FED yöneticileri, DTK, HDP'lilerden oluşan 6 kişi 2015 yılında gözaltına alındı, tutuklandı; 2017 yılındayız, hâlâ haklarında hazırlanmış bir iddianame yok.

Tabii, bunu biz söylediğimizde şöyle bir savunma yapılıyor: "FETÖ'cü hâkimler, FETÖ'cü savcılar..." Peki, sizin cemaatle yapmış olduğunuz ortaklığın sonuçlarına biz katlanmak zorunda mıyız halk olarak? Bunu yaratan sizsiniz, yargının her yerine cemaati yerleştiren sizsiniz. Peki, bunun sorumluluğunu niye halka yüklüyorsunuz? Niye aylarca, hatta yıllarca, insanlar tutuklu kalmalarına rağmen haklarında iddianameler düzenlenmiyor? Bakın, bu adil yargılanmanın tamamen ihlali demektir ama İçişleri Bakanı çok rahat çıkıp "Bir yılda 30 bin kişiyi tutukladık." diyebiliyor. Müjde gibi söylüyor bunu, 30 bin kişiyi tutukladığını. Peki, tutuklamak esas mıdır? İnsanları tutuksuz da yargılayamıyor muyuz? Bunun önünde bir engel var mı? Hayır. Ama mesele, tutukluluğu da ceza hâline getirme meselesidir; mesele, Türkiye'yi çepeçevre bir cezaevi hâline getirmektir.

Biz Türkiye'de yerel yöneticilerin, hatta merkezî yöneticilerin cezaevi yapımlarını müjde olarak verdiklerini de biliyoruz, müjde gibi açıklıyorlar; tesis açar gibi, fabrika açar gibi "Şu kadar kapasiteli cezaevi açıyoruz." diyorlar ve diğer bütün ülkelerin de bizi kıskandığını iddia ediyorlar. Demokrasiden nasibini almamış bir ülke hâline geldik, üçüncü sınıf bir dünya ülkesi hâline geldik ama bütün dünyanın bizi kıskandığını zannediyoruz.

Değerli arkadaşlar, eğer konuşulacak bir şey varsa bunları konuşmamız gerekiyor.

En son olarak bir kişiden daha söz edeyim: İdil Belediye Eş Başkanı Nevin Oyman Girasun bir yıldır tutuklu, bir yıldır cezaevinde, iddianamesi hazırlanmadı. Bakın, 5 yaşında bir çocuğu var, Diyarbakır'da yaşıyor ama Nevin, kasıtlı olarak, ayrıca cezalandırılmak için Alanya Cezaevine sürgün edildi ve bu tek değil, daha bunun gibi onlarcasını sayabiliriz aileleri Diyarbakır'da, Batman'da, Van'da; kendileri Edirne'de, Tekirdağ'da, Rize'de. Bu, kişinin yanında bir de aileyi cezalandırmaktır. Bu yol, yol değildir. Bu yoldan en kısa zamanda vazgeçip demokratik hukuk devleti ilkelerine geri dönmek gerektiğini... Aksi takdirde, dediğim gibi, tarih unutmaz, mutlaka bunun hesabını bir gün o iktidarlardan sorar diyorum.

Teşekkür ederim. (HDP sıralarından alkışlar)