GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İş Mahkemeleri Kanunu Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:6
Tarih:11.10.2017

MAHMUT CELADET GAYDALI (Bitlis) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 26'ncı Dönem Üçüncü Yasama Yılına başlamış bulunmaktayız. Meclis açıldı fakat eksik ve yaralı olarak açıldı. Halkın iradesiyle Meclise gönderilmiş milletvekilleri hâlâ cezaevindeler. Bu Parlamentonun üçüncü büyük partisinin eş başkanları üç yüz kırk bir gündür yani on bir aydır cezaevindeler. Toplamda 9'u bizim partimizden, 1'i ana muhalefet partisinden olmak üzere 10 milletvekili olmadan açılmıştır bu Meclis ve çalışmalarına başladığı ilk gün Siirt Milletvekilimiz Besime Konca'nın milletvekilliği düşürülmüştür. Bu yaşananlar, çatısı altında bulunduğumuz Parlamentoya zarar vermektedir. Milletin seçtiklerinin bu göreve devam edip etmeyeceğine yine millet karar verir ve yerleri cezaevleri değil, milletin Meclisidir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Eş Genel Başkanım Sayın Selahattin Demirtaş on bir aydır cezaevinde ve hâlâ tutuklu olduğu dosyadan mahkemeye çıkarılmış değil, hatta mahkemenin ne zaman yapılacağı dahi belli değil. Tutuklu dosyası dışında kalan diğer dosyalar nedeniyle 73 duruşması yapıldı. Bu duruşmaların hepsine mahkemede bulunma talepleri iletildi fakat mahkemeler farklı gerekçelerle, mahkemede hazır bulunma ve kendini mahkeme salonunda savunma taleplerini reddettiler.

Geçtiğimiz günlerde Ankara'da görülen duruşmasında yine bu talebi reddedildi. Gerekçe olarak ise yargılama gideri gösterildi. Yani "Sayın Selahattin Demirtaş'ı Edirne'den mahkemeye getirmek masraflı olur." denilerek reddediliyor. Resepsiyonlar için yüz binlerce lirayı bulabilen devletin tutsak Eş Genel Başkanımızla ilgili böyle mazeretler sunması komik ve akıl dışıdır.

Buradan Adalet Bakanına soruyorum: Kim engelliyor Demirtaş'ın mahkemeye çıkmasını, Adalet Bakanı mı, İçişleri Bakanı mı, Maliye Bakanı mı, yoksa bir üst akıl mı? "HDP'liler mahkemelerden kaçıyor." diye propaganda yapılıyordu. "Yargıdan kaçıyorlar." deniliyordu. Sormak istiyorum sizlere: Mahkemelerden kaçan kim acaba?

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yine Eş Genel Başkanımız Selahattin Demirtaş'ın Ankara'daki duruşmasında mahkemeye getirilme talebinin reddedilmesine bir başka gerekçe olarak da güvenlik gösteriliyor. Demirtaş'ın tutuklu olduğu dosya ise "Diyarbakır güvenli değil." diye Ankara'ya taşınmıştı. Şimdi, Ankara'daki başka bir dosyadaysa "Güvenliği sağlayamayız." denilerek mahkemede bulunma talebi reddediliyor. Bunun adı, kişiye göre kural koymaktır. Neden Demirtaş'ın konuşmasından korkuluyor? Demirtaş mahkemeye çıkıp kendisini savunmak istiyor. "Hayır, sen mahkemeye çıkamazsın, kendini SEGBİS ile savun." denilerek adil yargılanma hakkı elinden alınıyor. Demirtaş "Ben mahkemenize gelip kendimi savunmak istiyorum." demektedir.

Değerli milletvekilleri, hukukun yok olduğu bir ortamda kanun tasarısı hazırlamanın da bir ehemmiyeti yoktur. Hukuk, mazlumun hakkını korumaktan imtina ediyorsa hukukun bizzat kendisine de ihtiyaç yoktur. Bakın, OHAL ilanıyla birlikte binlerce insan görevinden ihraç edildi. Bu insanlar neden ihraç edildi? "Devlet gözünde bir suç işlediler ki ihraç edildiler." Mademki KHK'lerle ihraç edilecek kadar bir kanıta ve kanaate sahipsiniz o zaman gelin dava açın. Dava açmıyorsunuz çünkü suç bulamıyorsunuz. İhraç ediyorsunuz çünkü devlet gözünde suçlular. Arkadaşlar, böyle düzen olmaz, böyle bir hukuk anlayışı olmaz. Bu hukuk dışı anlayış, "Ne istediniz de vermedik?" diyenlere özrü reva görüp barış bildirisine imza atanları yargılayan hukuk anlayışıdır. Bu hukuk anlayışı, yolsuzluk yaptığı iddia edilen bakanları bir anda temize çıkarıp bir yıldır tutsak bulunan Eş Genel Başkanımız Selahattin Demirtaş'ı mahkemeye çıkarmayan hukuk anlayışıdır.

Kısacası, sizin hukuk anlayışınız, sizden olanları koruma, olmayanları cezalandırma anlayışıdır. Bu da haklının adaleti değil, güçlünün adaletidir.

Bizde bir deyim var (x) Bunun hikâyesi de selden su değirmeni yıkılıp tarumar olmuştur ama değirmenci, enkaz altında taşlar dönerken "tak tak" diye ses yapan düzeneği aramaktadır.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)