Konu: | HDP Grubu önerisi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 6 |
Tarih: | 11.10.2017 |
HDP GRUBU ADINA AYŞE ACAR BAŞARAN (Batman) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben, maalesef İç Tüzük'teki kısıtlama nedeniyle beş dakika içerisinde hiçbir şehir ayrımı yapmadan, Türkiye'nin en güneyinden en kuzeyine, en doğusundan en batısına yaşanan işkence olayları ve orantısız müdahalelerle ilgili konuşacağım.
Evet arkadaşlar, özellikle 2015 yılından bu yana insan hakları ve özgürlükleri açısından inanılmaz bir geriye gidişin olduğunu çok açık ve net bir şekilde görmekteyiz. Bunların bir kısmı zaten son günlerde gördüklerimizdi, birazdan detaylarıyla bunların bir kısmını söyleyeceğim. Ama İHD'nin bu konuda bir raporu var, bence onu çok dikkatli bir şekilde incelemek gerekiyor. 2015 yılında, sadece 2015 yılında İHD'ye göre 5.671 kişi işkenceye maruz kaldığını söylemiş. Yine, 2016 yılında sadece gözaltında işkenceye uğradığını söyleyen kişi sayısı 1.458 yani bu, sadece İHD'ye başvuranlar, bir şekilde İHD'ye gidip derdini anlatabilenler.
Evet arkadaşlar, ben yine birkaç örnekle devam edeyim. Aslında birkaç gün önce sosyal medyada hepimizin gördüğü bir olay vardı, Muğla meselesi. 7 kişi gözaltına alınmıştı çıplak bir şekilde, ters kelepçeyle, asfaltın üzerine yatırılmış, işkenceye maruz bırakılmış, kaburgaları kırılmış. Avukatların beyanlarına göre yüzlerinde işkencenin izleri çok açık ve net bir şekilde görülmekteydi ve bu işkence basına bir şekilde servis edildi. Peki, bunlarla ilgili şu ana kadar bir işlem var mı? Yok.
Yine, birkaç gün önce, eğer bir şekilde basına yansımasa "çakmak gazı zehirlenmesi" diyecekleri bir vaka vardı, Yiğitcan'ın meselesi ama sonra öğrendik ki çakmak gazı zehirlenmesi değil, 2 polis tarafından darbedilmiş yani katledilmişti, işkenceyle katledilmişti.
Evet arkadaşlar, yine bununla beraber daha dün sadece kayıplarını anmak isteyenler en az müdahaleyle biber gazına, suya boğuldular. Yani Türkiye'de en ufak bir basın açıklaması yapanlar, en ufak bir şekilde iktidara karşı tepkisini göstermeye çalışanlar gazla, tazyikli sularla, işkencelerle saçlarından yerlerde sürüklenerek gözaltına alınıyorlar. Bunun yine bir başka örneği, Veli Saçılık. Veli Saçılık tek kolunu devlet şiddetiyle kaybetti ama her gün "İşimi istiyorum." eylemi yapıyor, her eylem sonrasında darbedilerek, işkenceye maruz bırakılarak gözaltına alınıyor. Sadece kendisi değil, annesi de yerlerde sürüklenerek gözaltına alınıyor. Peki, iktidarımız ne yapıyor? Annesine polise mukavemetten dava açtırıyor, soruşturma başlatılıyor. İşte böyle bir Türkiye gerçekliği içerisindeyiz değerli arkadaşlar.
Ve yine, bu süreç içerisinde özellikle kadına şiddetle ilgili, cinsel şiddetle ilgili birçok vaka bize ve kamuoyuna yansımıştır. Bunlardan bir kısmı; Kevser Eltürk'ün zaten basına ve kamuoyuna yansıyan çıplak, işkenceye uğramış cenazesinin teşhiri vardı, bunun yanında Diyarbakır Emniyetinde cinsel işkenceye uğradıklarını söyleyenler vardı, yine Elâzığ Emniyetinde bu şekilde cinsel işkenceye uğradığını beyan edenler vardı.
Şimdi, değerli arkadaşlar, bu Anayasa'nın kapak rengini değiştirince Anayasa'nın içeriği değişmiyor. Ben size "ama"sız, "fakat"sız bir madde okuyayım. Anayasa'nın 17'nci maddesi -hiç beğenmediğiniz, "darbe anayasası" dediğiniz Anayasa, hepimizin dediği- şunu diyor: "Kimseye -ama hiç kimseye, 'ama' yok, 'fakat' yok, kimliği yok, hiç kimseye- işkence ve eziyet yapılamaz; kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tâbi tutulamaz." Anayasa'nın amir hükmü, emredici hükmü; herkes için geçerli.
Yine, bunun yanında, siz 2014 yılında güya 80 darbesini araştırmak için bir madde eklediniz TCK'ya, 77'nci madde, insanlığa karşı suçu düzenlediniz ve insanlığa karşı suç içerisinde sayılanlardan biri kasten öldürme ve işkencedir. İşkence, insanlığa karşı suçtur, değerli arkadaşlar, zaman aşımı yoktur.
SİHA'larla biz nasıl yargısız infazların yapıldığını gördük. O SİHA'lar hâkim oldu, savcı oldu, cellat oldu insanları katletti ama çözüm önce yüzleşmekten başlar. Gelin, kendi gerçekliğimizle yüzleşelim diyorum.
Teşekkür ederim. (HDP sıralarından alkışlar)