GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İş Mahkemeleri Kanunu Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:5
Tarih:10.10.2017

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İş Kanunu'na ilişkin görüşlerimizi söylemeye tekrar devam edeceğiz ileride, ikinci bölümde ama ben öncelikle, 10 Ekim katliamında yaşamını yitiren 102 canı saygıyla, sevgiyle anarak başlamak istiyorum.

Birçok ilimizden barış şehitleri olduğu gibi Adana'dan da 12 canımızı kaybettik. Bugün Adana'da olamadım ama onların definlerinde o acıyı birlikte yaşadık ve Ankara'da, maalesef, yasaklanması sebebiyle burada da 102 canı anamadık. Sadece bu konuya ilişkin şunu söyleyeyim: Dünyanın hiçbir yerinde IŞİD katliamlarının kınanması yasaklanmamaktadır. IŞİD'in yaptığı kesin olan bir katliamın neden yasaklandığını bir kez daha sormak istiyorum.

Burcu Çelik, değerli milletvekilleri, bu Parlamentonun bir üyesi; size biraz ondan söz edeyim. En genç vekillerimizden. 3 yaşında bir kızı var, Asmin. İnsan Hakları Komisyonu üyesi. İki gün önce altı yıl hapis cezası aldı, duydunuz mu? Eğer ilgi alanınızda değilse duymamışsınızdır ama ben size duyurayım. Sizin, bu sıralarda oturan arkadaşlarınızdan, en azından milletvekillerinden bir tanesi.

Peki, Burcu Çelik niye ceza aldı? Bunu çok kısaca anlatmak istiyorum. Burcu Çelik hakkında yandaş medyada -ben çokça izledim- A Haber, Kanal 24 olmak üzere aylarca fragmanlar yayınlandı. Söylediği iddia edilen bir söz çarpıtılarak aylarca "teaser" denilen fragman olarak yayınlandı; basında hedef gösterildi, ısrarla ve inatla Burcu Çelik hedef gösterildi. Neydi? Propaganda yaptığı iddia ediliyordu. Ne gariptir ki Muş Vekili 4 Kasımda alınmadı. Sonra 18 Nisanda savcı ifade vermeye yönelik yakalama kararı aldı, hukukçular bunu çok iyi bilirler. Kendisi götürüldü, savcı tahliyesini istedi; tutuklamaya yönelik değildi yakalama kararı ama huzurda hâkim onu tutukladı. 18 Nisandan beri Burcu Çelik cezaevinde, hâlâ Sincan Cezaevinde. Peki, sonra ne oldu? Burcu Çelik hakkında iddia neydi, biliyor musunuz? Yapmış olduğu bir konuşmadan dolayı propaganda ve halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek. Ama dava nasıl açıldı? Örgüt üyeliğinden. Savcı, yasama Meclisinin iradesini çiğnedi, hiçe saydı; bir hukuksuzluk yaptı, Anayasa'ya aykırı bir şekilde örgüt üyeliğinden dava açtı.

20 Mayısta burada "evet" diyenlere seslenmek istiyorum, hepinize: Biz burada dedik ki: "Siz kuzuyu kurda teslim ediyorsunuz. Bu yargı tarafsız ve bağımsız değil. Siz gönderirseniz onlar hukuk dinlemez. Yargı önüne gelen fezlekeyle bağlıdır." Ama bağlı kalmadı, örgüt üyeliğinden yargılandı.

Daha da ilginç bir şey var: Propaganda fiili örgüt üyeliğine dönüştürüldü -halkın iradesi, buranın aldığı kararı doğru bile kabul etsek yani dokunulmazlıkların askıya alınması- dava örgüt üyeliğinden açıldı. Peki, savcı son duruşmada ne istedi biliyor musunuz? Örgüt üyeliğinden, propagandadan ve halkı kin ve düşmanlığa tahrikten beraat kararı istedi. Neden ceza verdiler? Yardım yataklıktan. Yine fezlekede olmayan bir fiilden, yine Anayasa'ya ve Ceza Muhakemesi Kanunu'na aykırı bir şekilde altı yıl hapis cezası aldı en genç milletvekillerimizden biri. Peki, kim verdi bu cezayı? Yargı vermedi. Bu cezayı Hükûmet, basın, Cumhurbaşkanlığı ve yargı aynılaşarak aynı kararı verdi. Basın aynını yazdı, Cumhurbaşkanlığı makamı aynısını söyledi, Hükûmet yetkilileri aynısını söyledi, yargı bunların aynısını karara dönüştürdü. İşte, burada kuvvetler birleşmiştir, burada artık demokrasi yoktur, burada, yargının bağımsız ve tarafsız olmadığı bir ülkede hiçbirimizin güvencesi yoktur. Bugün bize geliyor gibi görünüyor ama yarın bu sizin de karşınıza çıkacak. O mahkemeler hepinize ceza verebilir. Bunun önünde hiçbir engel kalmamıştır. Gerçekten korkuyorsunuz, Hükûmet büyük bir korkuyla hareket ediyor, korktukça batıyor, korktukça daha kötü adımlar atıyor ve ülkeyi adım adım felakete doğru sürüklüyor. Yalnız o felakette hepimiz olacağız, hepimizin başına gelecek. Yargının bu hâlde olduğu, milletvekilinin bu kadar keyfî cezalandırıldığı bir ülkede, 3 yaşındaki kızını göremediği bir ülkede...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla) - Asmin şu anda iki gündür ağlıyor annesini göremediği için. Bunun vebali hepimizin, hepinizin üzerindedir diyorum.

Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.