| Konu: | İş Mahkemeleri Kanunu Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 5 |
| Tarih: | 10.10.2017 |
İZZET ULVİ YÖNTER (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 491 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 13'üncü maddesi üzerine parti grubum adına söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum.
Tasarının bu maddesiyle bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi alacak ve tazminatları için ara bulucuya başvurulmuş olması bir dava şartı hâline getirilmektedir.
Değerli milletvekilleri, gerek bu görüştüğümüz maddede gerekse tasarının tamamında işçi ve işveren alacak ve tazminatı ile işe iade taleplerinde dava açılmadan ara bulucuya başvurulmuş olması zorunlu hâle getirilmektedir. Bu yolla yargının iş yükünün azaltılacağı öngörülmektedir. Yargının hızlı işlemesi kesinlikle çok önemlidir ve bizim de görüşlerimiz arasındadır. Önemli olan yargının hızlı işlemesinin yanında aynı zamanda adil olması, adil işlemesidir. Milliyetçi Hareket Partisinin seçim beyannamesinde, parti programında yargılama sürecinin hızlı, güvenli, etkin, adil, süratli bir şekilde yapılması, temin edilmesi hedeflenmiştir.
Tasarıyla zorunlu hâle getirilen ara buluculuk mekanizmasının yargıdaki iş yükünü hafifleteceği, davaları hızlandıracağı açıktır fakat yeni sistemde işçi ve işveren arasında adaletsizliği ortadan kaldıracak tedbirler maalesef yetersizdir. Bilindiği üzere, işverenler mevzuata ve uygulamaya hâkim olmalarına karşı çoğu işçimiz bu teknik bilgilere maalesef sahip değildir. İşçiler hem sosyal hem ekonomik anlamda işverenler karşısında dezavantajlı pozisyondadır. Bu nedenle, bu süreç, tasarıda getirilen uzlaşma yöntemi ve ara buluculuk sistemi işçinin aleyhine riskler taşımaktadır. Ara buluculuk mekanizması doğası gereği karşılıklı fedakârlığa dayanıyor. İşçi alacakları miktar olarak mahkeme önünde elde edilenlerden doğal olarak yine az olacak. Kısaca işçiler, hakları olan alacaklarının bir kısmından vazgeçecekler ya da vazgeçmek zorunda kalacaklar.
Değerli arkadaşlarım, tasarıda eksik olan bir diğer husus ise ara buluculukların hâkimlik teminatlarının veya güvencelerinin olmamasıdır. Ayrıca ara buluculuk büroları, adliye sarayları gibi koruma altında olmayacaktır. Bu güvenceler olmadığı için ara bulucuların güçlü işverenler karşısında nasıl adil olacağı, nasıl ayakta duracağı bizler için muammadır ve düşündürücüdür. Aynı şekilde ara buluculuk bürolarının tekelleşmesi ve ara bulucuların ticarileşmesi de kimse için sürpriz olmayacaktır. Etkin bir denetim mekanizması kurulmadığı sürece kaş yapayım derken göz çıkarılması da kaçınılmaz olacaktır.
Değerli arkadaşlarım, bugün işçi ve işveren arkadaşlarımızın, kardeşlerimizin sorunlarına çözüm olmak için çalışıyor, bir şeyleri ortaya koymaya uğraşıyoruz. Yargıdaki iş yükünü hafifletmek için alternatif yaklaşımları masaya yatırıyoruz fakat iş hayatındaki asıl sorunları konuşmuyoruz, gündeme taşımıyoruz. Kayıt dışı çalışmanın, taşeronlaşmanın, asgari iş güvenliği uygulamalarının, yetersiz sendikalaşmanın önüne geçemediğimiz sürece ne işçiyi ne işvereni ne de ekonomimizi kurtarabiliriz. Her dönem söz verilmesine rağmen atanamayan öğretmenlerimiz sorunludur, atama beklemektedir, taşeron firmalarda çalışan kardeşlerimiz kadro beklemektedir, polislerimiz uzanacak el beklemektedir. Uzman çavuşlarımız, uzman jandarmalarımız, ön lisans mezunu kardeşlerimiz, lisans mezunu kardeşlerimiz hayatın her alanında haklarına ulaşmak istemektedir. Bu nedenle iş dünyasını düzene sokmadan, iş mahkemeleriyle ilgili bir hukuki düzenleme yapmadan önce aslında biz yaşadığımız sorunları tüm boyutlarıyla gözden geçirmek ve konuşmak durumundayız.
Ben bu duygularla hepinize saygılar sunuyorum, kanun tasarısının milletimize, ülkemize hayırlı olmasını diliyorum.
Teşekkür ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.