| Konu: | İş Mahkemeleri Kanunu Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 4 |
| Tarih: | 05.10.2017 |
HALUK PEKŞEN (Trabzon) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; yasaları Parlamento çıkarıyor ama bazen Parlamentonun çıkardığı yasaların dışında da yasalar çıkıyor. Önemli olan, çıkan yasaların neyi sağlamaya yönelik olduğu. Yasaların içerisinden adaleti bulup çıkaramadığınız sürece o yasalar yalnızca matbaacıyı bağlar. Yasanın matbaacıyı bağlaması da hiçbir hukuki anlam ifade etmez. Hukuk güvenliğinin, hukuk güvencesinin olmadığı bir ülkede yasa yapmanın da bir anlamı yoktur. Yasayı vicdanınızda yerleştirebileceğiniz bir adalet duygusu var ya, eğer oraya yerleştirebiliyorsanız o zaman bir anlamı olacaktır; yoksa şimdi burada yasa çıkarıyoruz ama AKP Genel Başkanı diyor ki: "Biz zaten OHAL'i sırf işçiler greve gitmesin, siz rahat çalışasınız diye ilan ettik." O hâlde bugün burada bu yasanın Parlamento gündemine gelmesinde işçi haklarının korunması gibi bir gerekçe söz konusu değil demek ki. OHAL devam ettiğine göre, işçi hak aramaya kalkarsa zaten hakkını arayacağı için de OHAL yasası gereği işleyecek. İşçi, hakkını gider Marko Paşa'nın yanında arar.
Değerli milletvekilleri, aslında üzerinde durulması gereken en önemli gerçeklerden birisi şu; net, berrak. Türkiye'nin birincil sorunu hukuk devleti sorunudur. Hukuk devleti olmadığınız sürece yolsuzluklarla bu ülke boğuşur hâle gelir.
Şimdi, ben buradan yüce Parlamentoya bir öneride bulunmak istiyorum. Hani yolsuzluklardan şikâyetçisiniz ya; mi acaba? Şikâyetçi olduğunuzu söylediniz, öyle iktidar oldunuz ama ondan sonra bu iddiayı unuttunuz. Eğer bu yolsuzluklardan gerçekten şikâyet etmeye hâlâ devam ediyorsanız, bunlarla ilgili bu Parlamentonun, bu ülkenin, yürütmenin gereğini yapmasını istiyorsanız benim bir önerim var size. Gelin, yolsuzluklarla mücadele başkanlığı diye bir başkanlık kuralım. O başkanlık gerçekten bu ülkede her nerede tüyü bitmemiş yetimin hakkını yiyen birisi varsa, bir namussuz, bu ülkenin tüyü bitmemiş yetiminin hakkına müdahale eden bir yolsuz varsa onun yakasına yapışsın. Gelin, bunu kuralım, bir yolsuzluklarla mücadele başkanlığı kuralım ama bu konuda samimi olmadığınızı göreceğiz. İlerleyen günlerde de bunu yasa teklifi olarak bu Parlamentoya getireceğiz.
Bir başka önerim daha, işçilerin haklarıyla ilgili, işçilerle ilgili ihtisas mahkemeleri kuruyoruz, gayet güzel. Peki, bu işçilerin haklarını, hukuklarını korumak için böyle bir düzenlemeye gidiyoruz, o zaman bu ülkenin birincil problemi olan yolsuzluklarla ilgili bir mahkeme neden kurmuyoruz? Gelin, bir ihtisas mahkemesi kuralım, bu işçinin hakkını gasp eden, köylünün, yoksulun, bu ülkenin vergi veren, namuslu insanlarının haklarını gasp edenlere ilişkin de bir ihtisas mahkemesi olsun, bunları yargılasın. Zimmetine para mı geçirmiş, resmî evrakta sahtecilik mi yapmış, ihaleye fesat mı karıştırmış, işçi hakkını mı yemiş, taşeron işçi statüsü içerisinde işçileri çalıştırmış, ondan sonra şirketi kapatmış, sahte belgelerle şirketler mi kurmuş? Gelin, bunları da hızlı bir şekilde yargılayacak bir yolsuzlukla mücadele mahkemesi kuralım. Gerçekten samimi bir niyetiniz varsa bütün bunlara ilişkin tekliflerimizi Parlamentonun gündemine biz getirelim; siz de gelin, bunlara "Evet." deyin. Ama ben inanıyorum ki bunların hiçbirisinin arkasında durmayacaksınız. Niye? Dursaydınız... Gayrettepe metro ihalesinde sahte belgeyle ihaleye katılan firmanın yeterlilik belgesi olmamasına rağmen ihaleye katılmasını buradan söylememize rağmen hiç duymadınız. Bir yıl oldu; bir firma sahte belgeyle, yetersiz belgeyle ihaleye katıldı; devasa bir ihale aldı ve gerçekten fiyatların, normal, rayiç bedellerin yaklaşık yüzde 40'ı üzerinde bir fiyatla aldı ama hiç sesiniz çıkmadı. Üçüncü havalimanında Sayıştay artık daha ne yapsın? Sayıştay uzmanlarına teşekkür ediyorum ama gerçekten bundan daha öte ne yapsınlar? Belgeli, hesaplı kitaplı rakamlar koydular önünüze. Sayıştay raporları diyor ki: "Üçüncü havalimanında milyar dolarları aşan yolsuzluklar var." Gelin, bu yolsuzlukların üzerine gidecek bir komisyon kuralım; gelin, bunları yargılayacak bir mahkeme oluşturalım, bu konuda bir ihtisas mahkemesi oluşsun diyoruz, onu da duymazlıktan geliyorsunuz. Yolsuzlukları duymuyorsunuz ama vatandaştan vergi toplamak için enteresan fikirler ortaya atıyorsunuz.
Bakın, diyorsunuz ya hani: "Biz bu MTV'yi -motorlu taşıtlar vergisini- savunma harcamaları artacak, onun için istiyoruz." Peki, Varlık Fonu'na Savunma Sanayi Fonu'ndaki 3 milyar lirayı niye aktardınız? Hani iki aylık aktarmıştınız, niye geri iade etmediniz? Varlık Fonu'ndaki 3 milyar liranın 1 milyar lirasını niye harcadınız? O 1 milyar lira kime gitti?
Velhasıl, söylediklerinize siz de inanmıyorsunuz ama vatandaşın inanmasını bekliyorsunuz. Vatandaşın da inanmayacağını 2019'da göreceğiz.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)