Konu: | İş Mahkemeleri Kanunu Tasarısı münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 4 |
Tarih: | 05.10.2017 |
İBRAHİM AYHAN (Şanlıurfa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; (1/850) esas numaralı İş Mahkemeleri Kanunu Tasarısı'nın 1'inci maddesi üzerine grubum adına söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Hukukun atası Roma hukuku "Birbirleriyle ilgisi olmayan yasalar tek bir yasada toplanamaz." der. Bugün torba kanun uygulaması giderek yaygınlaşmış, neredeyse kanun çıkarmanın tek yöntemi gibi uygulanmaya başlanmıştır. Bu uygulama artık, Anayasa'nın 36'ncı maddesinde hükme bağlanmış olan hak arama hürriyetinin sınırlandırıldığı hatta ortadan kaldırıldığı bir noktaya doğru gitmektedir. Gerçekten, hukukçular için, uygulayıcılar için, hakkını aramak isteyen kişiler için çıkan kanunları takip edebilmek, kanunlarda yapılan değişikliklere hâkim olabilmek giderek zorlaşmaktadır. Toplum bu yasalara "torba" adını yakıştırmıştır. Genellikle konusu belli olmayan, içeriğinde birbirleriyle ilgili veya ilgisiz birçok yasada değişiklik yapan hükümler bulunan torba veya çuval niteliğindeki yasa söz konusudur. Tüm itiraz ve uyarılarımıza rağmen Komisyondan geçen ve yargının arabuluculuk kurumu eliyle taşeronlaştırılması ve özelleştirilmesi anlamına gelen toplam 40 maddelik İş Mahkemeleri Kanunu Tasarısı'nın çıkış temelinde AKP'nin son on beş yıllık emek ve işçi düşmanı politikaları olduğunu düşündüğümüz için öncelikle bu politikaları teşhir etmenin önemli olduğunu düşünüyoruz.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Başbakan Binali Yıldırım, Uluslararası Çalışma Örgütü ILO'nun 10'uncu Avrupa Bölge Toplantısı açılış töreninde bir konuşma yaptı, konuşmasında "Şimdi, iş yeri, işin devamı işverenin ne kadar sorumluluğundaysa çalışanların çalışanları temsil eden sendikaların da o kadar sorumluluğundadır." diyerek işçi ve patronu eşitleyen bir yerden konuştu. Emek gücünü patrona satmak zorunda olan ve patronun kâr maksimizasyonunu sağlamak için bütün sömürü mekanizmalarını kullanarak zenginleştiği bir ülkede siz nasıl olur da patronla işçiyi eşitleyerek aynı sorumluluğu yüklüyorsunuz? Türkiye'de yoksulluk ve zenginlik sürekli olarak uçlarda birikirken, uçlar arasındaki makas her geçen gün büyürken yapılan bu konuşma Hükûmetin sermaye seviciliğinin yakın kanıtıdır. İşçi dostu gibi görünen, işçinin hakkını hukukunu savunuyormuş gibi yapıp sermayenin lehine yasalar çıkarmak da sizin ustalaştığınız bir işe dönüştü.
Eylül ayı itibarıyla TÜRK-İŞ 4 kişilik bir ailenin yoksulluk sınırının 4.960 TL olduğunu açıkladı ve bu ülkede asgari ücret 1.404 lira yani yoksulluk sınırı asgari ücretin 3,5 katı artmış durumdadır. Peki, nasıl oluyor da bir işçi ve patron aynı sorumluluğa sahip oluyor? Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu da İş Sağlığı ve Güvenliğinin Geliştirilmesi Projesi'nin bir oteldeki kapanış konferansına katıldı, burada iş kazaları ve meslek hastalıklarıyla ilgili istatistiklere ulaşılamadığı yönündeki iddialara ilişkin olarak "Bu istatistiklerin güvenirliliği anlamında ufak bir kuşku ve boş bir nokta söz konusu değil, Bakanlık olarak istatistik anlamında herhangi bir sıkıntı olmadığını, Türkiye'nin geleceğine dair bütün politikaları istatistiksel verilerle ortaya koyduğumuzu belirtmek istiyorum." demişti. Sayın Bakana hatırlatmak istiyoruz: Dört ay süren Sıfır Kaza Projesi'nde iş kazası adı altında işlenen en az 757 iş cinayeti tespit edildi ve bu ölümlerin en az yüzde 67'sinin de kampanyanın ekseninde yer alan inşaatlarda gerçekleştiğini de buradan bir kez daha hatırlatmak istiyoruz.
İş sağlığı ve iş güvenliği Meclisin hazırladığı verilere göre, her gün güncellenen bilgiler ışığında 2017 yılının ilk dokuz ayında yaşanan iş cinayetleri şöyle: Ocak ayında 161 işçi, şubat ayında 133, mart ayında 152, nisan ayında 151, mayıs ayında 147, haziranda 170, temmuzda 207, ağustosta 217, eylül ayında ise 147 işçi yaşamını yitirdi. 2017 yılının ilk dokuz ayında iş cinayetleri sonucu en az 1.485 işçi sizin sermaye seviciliğiniz yüzünden hayatını kaybetti. Şimdi soruyorum, iş kazası sonucu yaşamını yitirmiş tek bir patron var mıdır?
Saygılar, teşekkür ederim. (HDP sıralarından alkışlar)