GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:2
Birleşim:121
Tarih:23.09.2017

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Ankara) - Değerli arkadaşlar, bu meseleyle ilgili pek az konuştum. Bu bilgilendirme önemliydi. Öncelikle birkaç şeyi, Sayın Başkanın da Sayın Bakana tanıdığı süre kadar... Aslında bunda süre sınırı da koymamamız lazım.

Öncelikle Sayın Bakanın bir yanılgısını düzelterek başlamak istiyorum. Burada Sayın Aysel Tuğluk'a bahşedilmiş bir hak yok. Sayın Adalet Bakanı burada, yakınlarını kaybedenlerin yasal hakkıdır bu. Evinde kalması da bir lütuf değildir, böyle sunulmaması gerekir. Eğer güvenlik açısından bir mahzur yoksa taziye işlerini yapabilir.

Ben şimdi kısacık bir Türkmen töresinden bahsetmek istiyorum. Toros Türkmenlerinde hâlen devam eden bir gelenek vardır. Düğünler yazın yapılır ve hazırlıklara başlanır, bütün Türkmen beldelerinde böyledir fakat düğün öncesi bir şenlik ve neşeden eser yoktur. Lojistiği hazırlanır, davetliler istikbal edilir, yatacakları yer hazırlanır, ondan sonra çalgıcılar gelir. Yine düğün emarelerinden eser yoktur. Ana babaların eşliğinde...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Önder...

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Ankara) - Efendim, bir yere geleceğim.

BAŞKAN - Esasa girelim lütfen.

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Ankara) - Esasa geliyorum.

BAŞKAN - Rica edeyim, lütfen...

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Ankara) - İtiraz eden varsa burada kesebilirim. Bu önemli bir şey. Siyaset yapmıyorum, bir şey anlatmaya çalışıyorum.

BAŞKAN - Ama Genel Kurul çalışmaları devam edecek efendim.

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Ankara) - Etsin efendim.

BAŞKAN - Sizin diyeceğiniz bir şey varsa Sayın Bakanın açıklaması hakkında... Ansiklopedik bilginize teşekkür ediyoruz.

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Ankara) - Ansiklopedik bilgi değil; bu, Anadolu'nun dağı, taşı.

BAŞKAN - Her neyse...

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Ankara) - Ansiklopedik bilgi değil, hayatın bizatihi kendisi.

BAŞKAN - Hayatın bizatihi bilgisi olsun.

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Ankara) - Ama siz bunu...

BAŞKAN - Fakat lütfen esasa girin.

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Ankara) - Siz bu vaktimi alırsanız... Şimdiye ben elli tane laf etmiştim. Başkan, biraz anlayış lütfen.

BAŞKAN - Buyurun.

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Ankara) - Ana babalar çalgıcıların yanına katılır ve son düğünden, o beldede gerçekleşmiş son düğünden o güne kadar cenaze çıkmış hangi ev varsa çalgıcılar o eve giderler, cenaze çıkanın hüviyetine, yaşına, cinsiyetine göre bir ağıt yakmaya başlarlar. Bu "Taziyenize biz bir düğün kuracağız ama sizin de acınız olduğunu biliyoruz -hemhâl olmak diyelim, şimdi "empati" deniliyor, tam karşılamıyor- sizin acınızı biliyoruz, anlıyoruz ve rızalık istiyoruz." demektir. O cenaze evinin kapısı açılır ister altı ay önce ölmüş olsun ister altı gün önce.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Ankara) - Hayırlar dilenirse o köyde o düğün kurulur. Şimdi, Anadolu'nun töresi buydu.

Buradan, Sayın Bakan, biraz belki orada olmadığı için meseleyi bir taşkınlık gibi anlattı, mesele öyle değildi. Topyekûn bir linçin, bir öfkenin ve bir nefret söyleminin hedefi olduk ve bir saldırının ve bu -çok fazla vaktinizi almayacağım- hem güvenlik görevlilerinin ifadelerinde var. Gelmekte olanı biz bildirdik "Bakın, bunlar halis niyetli değil, böyle gözükmüyor, siz önlem alın." diye, bunlara kulak tıkandı. Sayın Bakanın üzerinden atladığı bir şey, bütün HDP'li vekillerin maruz kaldığı bir şey ve bunun da en çok Sayın Meclis Başkanını ilgilendirdiğini düşünüyorum, biz Ankara Valisine, Ankara Emniyet Müdürüne...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (Ankara) - ...ve Sayın Bakana epeyce bir müddet ulaşamadık. Ne zaman ki oradaki gelişmeler kontrolden çıktı o zaman ulaştık. Sayın Bakan, kendisi, benimle görüştüğünü söylüyor, safahatını bilir, ben Sayın Bakanı bunun vahim bir şey olduğuna ikna edemedim telefonda. Daha fazla detay vermek de istemiyorum. Sonra, gelişmeler çığırından çıkınca bu oldu. Bu, ölüye saygı, diriye saygıyı aşan bir şeydir; bu, birlikte bir ortak gelecek kurabiliyorsak, kurabileceksek, hâlen buna mecalimiz ve niyetimiz varsa bu bir takat ve niyet meselesidir. Tek başına niyetiniz yetmez, bunlar bütün bu toprakları takatsiz bırakacak işlerdir. Artık, Allah korusun, ileride niyetimiz de olsa takatimiz kalmamış olabilir. Bunu herkesin bu şekilde kavraması gerekir.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.