GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İstanbul Milletvekili Engin Altay'ın (3/1185) esas numaralı Başbakanlık Tezkeresi üzerinde şahsı adına yaptığı konuşması sırasında şahsına sataşması nedeniyle konuşması
Yasama Yılı:2
Birleşim:121
Tarih:23.09.2017

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Efendim, ben içeride Sayın Altay'ı dinlerken bu tezkere Irak tezkeresi mi, Elitaş tezkeresi mi diye şaşırdım. Sayın Altay başladı, "Elitaş şöyle söyledi, Elitaş böyle söyledi..." Biz Türkiye Büyük Millet Meclisini olağanüstü toplantıya çağırırken "Elitaş mı bu Meclisin Başkanı, nasıl çağırabilir?" dedi, hâlbuki yıllardır tecrübeli bir Grup Başkan Vekili.

ENGİN ALTAY (İstanbul) - Tayin yetkisi Başkanındır.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - İç Tüzük'ün 7'nci maddesine göre, eğer Türkiye Büyük Millet Meclisini olağanüstü toplantıya çağırırsanız gününü ve saatini bildirmek mecburiyetindesiniz, takdir Başkandadır.

ENGİN ALTAY (İstanbul) - Evet, onu söyledim ben.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - İşte onu diyorum. Biz "23 Eylül Cumartesi günü saat 16.00'da toplanmak üzere Türkiye Büyük Millet Meclisini olağanüstü toplantıya çağırıyoruz." dedik, Sayın Başkan da takdir etti, 16.00'da topladı, 17.00 de yapabilirdi, 14.00 de yapabilirdi. Bu bizim talebimiz, bu bizim talebimiz, talebimiz yerine gelmiştir.

Bakın, fıkrayı yanlış biliyorsunuz, söylenen şudur: "Anasını boyayıp babasına satmak" derler yani aile düzenini kurtarabilmek için yapılan bir iştir bu iş ama eşek fıkrası da var. (AK PARTİ ve CHP sıralarından gülüşmeler, AK PARTİ sıralarından alkışlar)

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) - Siz de bunun için özür dilemelisiniz.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Şimdi, bizim bu fıkrayı bilen birisi Kayseri'ye gelmiş, "Hani siz eşeği boyayıp satıyorsunuz ya." demiş... Adamın biri ayakkabı boyacısı çocuğa varmış, uzatmış ayağını tezgâha, demiş ki: "Oğlum, siz burada ananızı boyayıp babanıza satıyorsunuz, eşeği boyayıp şöyle satıyorsunuz." deyince çocuk şöyle tepeden tırnağa bir süzmüş, "Amca, sana kaç kilo gideceğini şimdi hesaplarım." demiş. Onun için, bu fıkraları iyi bilmek gerekir. Kayserili alnının teriyle ticaretini yapan bir bölgenin insanıdır. Kayseriliden kimse korkmaz, pazarlığı sever ama malı sattıktan sonra rahat uyur çünkü Kayserili tüccar sözüne sadık, senedi Reşat altını gibidir diye tarif edilir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Onun için, değerli milletvekilleri, bakın, biz buradaki yaptığımız işlemlerde şunu söylüyoruz: Millî Güvenlik Kurulu toplandı. 30 Ekim tarihinde görüşülmesi gereken tezkere 23 Eylül tarihinde görüştürüldü. Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi'nin Orta Doğu'daki bir ateş çemberinin kıvılcımı olmaması için, orada tüm dünyayı zor durumda bıraktırmaması için uyarı görevimizi yapıyoruz. Teşekkür ediyoruz, siz de o uyarı görevimize katıldınız ve açıklama yaptınız "Biz de destekleyeceğiz." diye. Milliyetçi Hareket Partisi ilk anda, tezkereyi duyar duymaz "Biz de bunu destekleyeceğiz." diye açıklama yaptı. Hâlbuki "Ya, 30 Ekim tarihinde biz bunu görüşeceğiz, 23 Eylülde ne gereği var?" diye söyleyebilirdiniz çünkü bu uyarı görevinin yapılması gerektiği hassasiyetine siz de katıldınız, siz de inandınız, onun için biz bu tezkereyi 23 Eylül tarihinde getiriyoruz. 25 Eylül tarihinde yapılacak halk oylamasında, referandumda oradaki oy verecek vatandaşlara diyoruz ki: "Yapmayın, bu ateş çemberi önce sizi yakar, tüm dünyayı yakabilecek bir noktaya doğru götürür."

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Sayın Altay'a beş dakika verdiniz, bir dakika izin verirseniz...

BAŞKAN - Lütfen bağlayın, lütfen bağlayın.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - "Sakın ha, dünyayı zor durumlara götürecek bu sürece ne olur önayak olmayın." diyoruz ve biz buradan Barzani'ye de çağrı yapıyoruz, diyoruz ki bu çağrımızda: "Dikkat et, sadece Kuzey Irak'ta ortaya çıkacak bir oluşum seninle ilgili değil, o bölgeyi tamamen bölüp parçalayacak, yutulabilir hâle getirecek bir sürecin başlangıcı." Aynı şekilde Suriye de böyle, Irak da bu şekilde.

Biz Hükûmet olarak beş aydır, altı aydır mekik diplomasisi yapıyoruz. Bir taraftan Sayın Cumhurbaşkanımız uyarıyor, öbür taraftan Dışişleri Bakanı ilgili bakanlarla görüşüyor, çeşitli ülkelerle görüşüyor, "Adamın böyle bir niyeti var, engel olmaya çalışıyoruz. Sakın ha, böyle bir şeye girme, girersen sonuçları tehlikeli olur." diyoruz.

Sayın Altay diyor ki: "Beş ay önceden şimdiki davranışını yapsaydın." Bakın, az önce konuşan eski konsolos arkadaşımıza sorarsanız, uluslararası ilişkiler böyledir.

MUSA ÇAM (İzmir) - Ne demek "eski konsolos", ne demek? Milletvekili o, milletvekili o.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Bizim burada yaptığımız gibi, kavgayı önceden yapalım, sonradan barışırız usulü değil, diplomaside önce ikaz edeceksiniz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Bugünkü yapacağımız iş de Türkiye Büyük Millet Meclisi, Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi'ne kesin ve net uyarıyı, son uyarıyı verecektir.

Katkılarınızdan dolayı teşekkür ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.