| Konu: | Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü'nde Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 120 |
| Tarih: | 27.07.2017 |
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; evet, son konuşmaları yapıyoruz İç Tüzük Değişiklik Teklifi'yle ilgili. Öncelikle, hâlen hapiste bulunan Eş Genel Başkanlarımız Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş şahsında bütün rehin milletvekillerimizi, belediye eş başkanlarımızı, yöneticilerimizi ve bugün vekilliği haksızca, hukuksuzca, etik dışı düşürülen Faysal Sarıyıldız ve Tuğba Hezer'i saygıyla, sevgiyle selamlamak istiyorum.
Evet, burada üç saat savunma yaptım. Faysal Sarıyıldız'ın savunmasını ben üstlenmiştim. Saydım milletvekili arkadaşları, 10 ile 15 arasında değişti iktidar partisi grubundan ama bugün gelip hepsi... 10 kişi gelmedi, o dinleyenler gelmedi herhâlde, diğerlerinin hepsi gelip kabul oyu verdi. Neden? Gerçekten, o savunmayı dinlemeden... O hukuksuzluğu uzun uzun o kadar anlattık -Mecliste bir rekormuş, sonradan öğrendim- izah etmeye çalıştık bunu anlatabilmek amacıyla ama gelmeden, verilen talimatın gereği yerine getirildi, bu da özgür iradenin olmadığını açıkça ortaya koydu.
Yoklamaya katılmamak size hak ama HDP'ye hak değil, değil mi? Size hak olan hiçbir şey bize hak değil. Gerçekten, Meclisten atabilirsiniz bugün yaptığınız gibi, vekillikleri yoklama safsatasıyla düşürebilirsiniz, milletvekili kartlarını iptal edebilirsiniz. Başka ne yapabilirsiniz? Çok şey yapabilirsiniz ama bunların halkın nezdinde hiçbir kıymetiharbiyesi yok. Gidelim Şırnak'a, gidelim Van'a, Tuğba Hezer ve Faysal Sarıyıldız onların vekili mi değil mi, bir soralım. Burada düşürülmesinin hiçbir anlamı yok. Bu yetkiyi halk verdi, sadece halk alabilir. Onlar halkın vekilleridir.
"Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir." diye her yere tabela asanların ne milletle ne milletin özgür iradesiyle ne de tercihleriyle aslında bir ilgisi yoktur, bir saygısı yoktur. Bugün, Meclis bir utanç sayfasına daha imza attı. Göz göre göre hukuksuz, yasa dışı, keyfî, ahlaka aykırı bir şekilde ve müşahedeyle açılan oturumlarda milletvekilleri yok sayılarak milletvekillikleri düşürüldü. Gerçekten, şunu merak ediyorum: Sizlere oy verenler millet de bize oy verenler uzaylı mı? Aynı ülkede yaşamıyor muyuz? Bu ülkede yaşayan 80 milyon yurttaş aynı hak ve özgürlüklere sahip değil mi? Milyonlarca oyun seçtiği bir vekilliği düşürmek bu kadar kolay mı? Biz de aynı milletten oy aldık. Bu nedenle, "millet iradesi" diye, "Saygı duyuyoruz." diye bir daha lütfen bunu söylemeyin bari; deyin ki: "Bize oy verenler millettir, diğerleri millet değildir." Bu halkı, bu milleti, bu ülkeyi, bu devleti, bu bölünmez bütünlüğü bölen bu yaklaşımdır, bu siyasettir, bu siyasi arka plandır demek istiyorum.
Şimdi, burada İç Tüzük Değişiklik Teklifi'ne gelecek olursak, gerçekten söyleyecek çok şey var. Biraz sonra diğer beş dakikam daha var. Aslında burada bir yüzleşmeyi engelliyorsunuz, hakikatlerin ortaya çıkarılması engelleniyor, dışarıda yaşananların burada ifade edilmesi yasaklanıyor. Bu İç Tüzük Değişiklik Teklifi bu anlama geliyor. Deniyor ki: "Devlet katliam yapabilir ama siz burada 'katliam' diyemezsiniz. Devlet işkencede insan öldürebilir ama milletvekili 'İşkenceden insan öldürdünüz.' diyemez." Diyeceksiniz ki: "Kürt dili vardır ama siz burada Kürtçe konuşamazsınız." "Evet, Türkiye'de herkes Türk'tür, Kürtler yoktur." diyeceksiniz. Siz diyorsunuz ki -mesela Kürtlerle başlayacak olursam, diğerlerini de söyleyeceğim- "Kürt sokakta olmasın." "Kürt Mecliste de olmasın." "Kürtler adalet istemesin, özgürlük istemesin, eşitlik istemesin." diyorsunuz. Peki, Kürtler ne yapsın? Bu cevabı da verin, biz de bunu anlayalım, tartışalım. Ama ha şunu söylüyorsunuz: "Kürtler Kürt olmasın ama olacaksa da Meclis Başkan Vekilimiz Ahmet Aydın gibi Kürt olsun." diyorsunuz.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)