Konu: | Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü'nde Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 119 |
Tarih: | 26.07.2017 |
AYŞE ACAR BAŞARAN (Batman) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben de bu İç Tüzük değişikliğinin 10'uncu maddesinin üzerinde söz almış bulunuyorum.
Öncelikle bir izlenimimi paylaşmakla başlamak istiyorum: Değerli arkadaşlar, aslında bugünkü görüşmelerde de benim iki yıllık edindiğim tecrübede de muhalefetin sataşmasının bile ne kadar önemli olduğunu gördük. En azından, iktidar sıralarında böyle bir kendine gelme, işte konuşan hatibi dinleme, sıralara bir dolma eğilimi gösteriliyor; en azından burada ne olduğu konusunda bir fikir sahibi olmuş oluyorlar. Bence sadece bu bile, bu açıdan muhalefetin konuşuyor olması bile bu Meclis açısından çok hayırlı bir meseledir.
Evet arkadaşlar, bu İç Tüzük değişikliğiyle ilgili Komisyonda da, sabahtandır burada da arkadaşlarımız çok değerli yorumlarda bulundular, hepsinin altına imza atıyorum. Sadece önerge verdiğim bu kanun maddesinin değil, bütününün çekilmesi gerektiğini düşünüyorum çünkü şunu biliyoruz arkadaşlar, bugün çok iyi bir iş yaptığınızı ve çok mutlu olarak buradan çıkacağınızı biliyoruz ama Kürtçede bir deyim vardır: "..."(x) Bugünü unutmayın, yazın bu tarihi bir yere, üç gün sonra yana yakıla gelip bu kanunla bu İç Tüzük'ü değiştirdiğiniz gibi tekrar değiştirmek isteyeceksiniz, bundan eminim. Daha önce de gördük, gelip burada savunduğunuz kanunları üç gün sonra tekrar değiştirmek için yine buradan, gelip bu kürsüden konuşmalar yaptınız.
Değerli arkadaşlar, bu İç Tüzük değişikliğiyle çok seri kanunlar çıkaramayacaksınız ya da çok seri kanunlar çıkarsanız da toplumun ihtiyaçlarını karşılayamayacaksınız çünkü CHP'li bir arkadaş demişti "Kafanız karışık." diye. Ben İç Tüzük Değişikliği Komisyonunda da söylemiştim, bu cümlenin altına ben de imzamı atıyorum, evet, kafanız çok karışık. Gerçekten, geldiğiniz on beş yıllık iktidardan beri günü gününe uymayan, konjonktürel olarak değişen bir politikanız var. Bakın Rusya'ya, bin yıllık bir devlet politikası vardır, değişmemiştir; sıcak denizlere inmek, adamlar bin yıldır aynı şeyi yapıyor. Siz ne yapıyorsunuz? Her gün bir kanunu bin defa değiştirdiniz. Değiştire, değiştire, değiştire sürekli artık o kanunları basılı hâle getiremez hâle geldik bu Mecliste. Sürekli değiştirmek politikasızlığınızı gösteriyor.
İki yıl önce burada bazı kanunlarda değişiklik yaparak -çok da iyi yaparak- hak ve özgürlükler konusunda bazı adımlar attınız ama sonra baktınız ki, bu, sizin politikalarınız uymuyor, çözüm süreci, barış süreci sizin işinize yaramıyor, oylarınız düşüyor, kaosu tercih ettiniz ve ne yaptınız? Bu sefer saldırgan tutumlar sergilediniz. O yasaların hepsini tekrar buraya getirip tekrar bir değişiklik yaptınız. Bu kafa karışıklığıyla -isterseniz bin tane İç Tüzük değiştirin- yine bu Mecliste hızlı bir şey yapamayacaksınız, yine her gün kanunları değiştireceksiniz arkadaşlar.
Şunu söyleyeyim: Az önce üniter yapıyla ilgili bir cümle söyledi Sayın Başkan. Bazı kelimeleri kullanmak üniter yapıya zarar verirmiş. Ya, bu nasıl bir şey? Yani bir kelime üniter yapıyı mı sarsacak? Bu mudur? Buradan "kürdistan" deyince ülke mi bölünüyormuş? Bu kadar mı pamuk ipliğine bağlı? Bu kadar mı toplum arasında çelişkiler var? Bu kadar mı toplum birbirinden kopuk? Bu kelime insanlar arasındaki bağları koparacakmış...
BURHAN KUZU (İstanbul) - Demeyin.
AYŞE ACAR BAŞARAN (Devamla) - ...ve bunu da para cezasına bağlayacakmış.
BURHAN KUZU (İstanbul) - "Kürdistan" demeyin siz de.
AYŞE ACAR BAŞARAN (Devamla) - Ne diyeceğimi size sormayacağım Sayın Kuzu.
BURHAN KUZU (İstanbul) - "Kürdistan" demeyin siz de. Niye diyorsunuz ki yani?
AYŞE ACAR BAŞARAN (Devamla) - Sizin ne dediğiniz Twitter'larda belli. Bence siz Twitter'da yaşamaya devam edin ya, çok iyi trollük yapıyorsunuz.
Neyse arkadaşlar, ne söyleyeceğimi kimseye sormak zorunda değilim. İşte yapmak istediğiniz bu; herkes bizim gibi düşünsün, herkes bizim gibi konuşsun, herkes bizim gibi davransın. Bunun adı demokrasi değil Sayın Kuzu, çok iyi biliyorsunuz.
BURHAN KUZU (İstanbul) - Öyle.
AYŞE ACAR BAŞARAN (Devamla) - En iyi siz biliyorsunuz.
BURHAN KUZU (İstanbul) - Biliyorum.
AYŞE ACAR BAŞARAN (Devamla) - Bundan demokrasi olmuyor, olmuyor.
BARIŞ YARKADAŞ (İstanbul) - Kuzu'ya da adalet! Kuzu'ya da adalet!
AYŞE ACAR BAŞARAN (Devamla) - Demokrasi müzakere işidir, demokrasi ortak paydalarda buluşma işidir.
BURHAN KUZU (İstanbul) - "Kürdistan" deme.
CEYHUN İRGİL (Bursa) - Biz sadece sizin gibi Allah'a havale etmiyoruz Sayın Kuzu.
AYŞE ACAR BAŞARAN (Devamla) - Ama size şunu söyleyeyim arkadaşlar: Sizi götürecek olan bu kibriniz olacak. Ben Komisyonda da söylemiştim, biz sizi sizden korumaya çalışıyoruz, sizden. Sizin bu kibriniz, bu gururunuz, bu her şeyi bilir hâliniz ülkeyi uçurumun kenarına getirdi.
BURHAN KUZU (İstanbul) - Siz çoktan bittiniz zaten.
AYŞE ACAR BAŞARAN (Devamla) - Bu kibirden vazgeçmediğiniz sürece siz, emin olun, bir yere varamayacaksınız.
BURHAN KUZU (İstanbul) - Siz bittiniz zaten.
AYŞE ACAR BAŞARAN (Devamla) - Sizi bu kibriniz bitirecek diyorum ya, bir film vardı ve denirdi "En büyük günah kibirdir." İşte dediğim gibi, başka söz söylemeye gerek yok, yana yakıla yine geleceksiniz buraya ve sizi bu kibriniz, bu gurunuz bitirecek diyorum.
Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)