Konu: | Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü'nde Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 119 |
Tarih: | 26.07.2017 |
SİBEL YİĞİTALP (Diyarbakır) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle, buradan, tutsak olan eş başkanlarım, milletvekili arkadaşlarım, belediye eş başkanlarım, il ve ilçe yöneticilerimi selamlıyorum, saygılarımı sunuyorum.
Ve yine, parti sözcümüz Sayın Ayhan Bilgen'in Silivri Cezaevinde yazmış olduğu bir kitabı var, oradan kısa bir alıntı yapmak istiyorum: "Özgürlük, demir kapıyla, dört duvarla, tel örgüyle, penceredeki parmaklıkla engellenebilecek bir şey değildir. Zihinde, yürekte başlar özgür olma iddiası. Özgür olmayanın ne inancı olur ne ahlakı olur ne de aklı. Ben özgür olduğuma inanıyorum. En azından, öyle olmaya çalışıyorum."
Şimdi, bu noktaya nasıl geldik? Bugün burada Meclisin tekzip hakkı gasbediliyor ve bunu yaparken de... Aslında 15 Temmuz darbe girişimi üzerinden bugün bu noktaya geldik.
15 Temmuz darbe girişiminde, evet, insanlar sokaklara çıktı, 250 insan yaşamını yitirdi, binlerce insan yaralandı. Neden sokağa çıktı? Darbeye "Hayır." demek için çıktı. Neden sokağa çıktı? Ne sivil darbe ne askerî darbe istemediği için çıktı. Peki, bu insanların, sokağa çıkan bu kadar insanın, binlerce insanın şu andaki taleplerine karşı mevcut AKP Hükûmeti ne yapıyor, bunu biraz anlatmak istiyorum.
Herhâlde bu kadar insanın, binlerce insanın, buradaki partilerin ve başta bizim karşı çıkmamızın sebebi bunlar değildi. Belediyelere kayyum atayın diye 15 Temmuz darbe girişimine "Hayır." demedik. Aynı şekilde, OHAL ilan edin diye de biz darbelere karşı durmadık. Biz, bugün, darbeye neden karşı durduk? Sivil, demokratik, bu ülkenin çoğulcu yaşamına uygun bir anayasa gelsin ve ortak bir yaşam olsun diye darbeye karşı durduk. Peki, milyonlarca oy almış Türkiye'nin üçüncü büyük partisi tutuklanmasına rağmen o kadar insan neden hayatını yitirdi? Herhâlde bunları yapın diye yaşamını yitirmediler ya da halk size, 30 + 50 milyon... Her ne kadar siz "50 milyon." diyorsanız bile, 30 + 50 milyon yani bir bütün, 80 milyon yaşamını demokratik bir zeminde sürsün diye darbeye karşı durdu ama siz ne yaptınız? Cezaevlerini doldurdunuz, işkenceler yapıyorsunuz, bir talimatla gözünün üstünde kaşın var diye insanlar tutuklanıyor. Her yerde arama noktaları var, her yerde insanların yaşam alanını daraltacak en ağır uygulamalar yapılıyor.
Bunun dışında, halk size medyaya sansür uygulayın diye de 15 Temmuz darbe girişimine karşı "Hayır." demedi.
Bunun dışında, halkın bugün size verdiği çek neydi? Bu ülkeyi demokratikleştirin diye vermişti, ilk iktidara geldiğinizde insanların bir arada yaşaması konusundaki o umut veren politikanızdan dolayı vermişti ama 15 Temmuzdan sonra, maalesef, bugün gerçekten ülkenin en ağır, en kaotik, en sancılı döneminde yaşıyoruz.
Bunu anlatırken de Diyarbakır'da şu anda parkta oturan arkadaşlarımdan bahsetmek istiyorum. Biz Türkiye'nin 3'üncü büyük partisiyiz, ister kabul edin ister etmeyin. Bizim dün akşam 2 arkadaşımızın vekilliği üzerinden burada savunmalar yapıldığında, bir tane vicdanlı şu sıralardan çıkıp da "Bu doğru değildir." diyemedi. Bu kadar cesareti kırılan bir iktidar üyeleri olmamalıydı. Bizim şu anda "Adalet ve vicdan nöbeti" tuttuğumuz yerde, Türkiye'nin 3'üncü büyük partisi olan bizim partimizin etrafı, iki çember şeklinde askerî güvenlik önlemleriyle tamamen abluka altına alınmış. Tamamen sivil bir eylem ve şunu söylüyor, diyor ki: "Ben demokrasi ve vicdan nöbeti tutuyorum ve en ufak bir şiddet eyleminin olmasına izin vermeyeceğim." Buna karşılık ne yapıyor oranın yerel yöneticileri? Oraya bir sandalye, vekillere sadece bir sandalye, bir battaniye veriyor. Onların yanına bir insanın girmesine bile izin vermiyor. O arkadaşlarımız 55 derece sıcaklıkta orada oturuyorlar. Yani burada biz bunun çabasını verirken ve en meşru talebimizken ve en meşru hakkımızken bunun sancısını yaşıyoruz. Tutuklanan biz, belediyelerimize kayyum atanan biz; bizi terörize eden sizsiniz, burada her gün laf söyleyen de sizsiniz. Faysal Vekilin, Tuğba Vekilin vekilliğini düşürmek için binbir tane bahaneler oluşturdunuz ve bunu da kendinizin inanmadığı şekilde savunma yapmaya çalıştınız. Hoş çuvalladınız, olmadı, bunu da zorla ve ısrarla sürdürmeye çalıştınız.
Kapatırken şunu tekrar söylemek istiyorum: Bu ülkede şu an kaos, istikrarsızlık, içeride ve dışarıda düşman üreterek herkesi birbirine düşman etme politikalarına son verin.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SİBEL YİĞİTALP (Devamla) - Bizim tutuklanmamız da bizim belediyelerimizi karakola dönüştürmeniz de size hiçbir fayda etmeyecektir. En kısa zamanda bunun hesabını vereceksiniz hukuk karşısında diyorum. (HDP sıralarından alkışlar)