GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü'nde Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:119
Tarih:26.07.2017

LEZGİN BOTAN (Van) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İç Tüzük Teklifi'nin 4'üncü maddesi üzerine grubum adına söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Sözlerime başlamadan önce, tüm engellemelere rağmen Diyarbakır'daki Ekin Ceren Parkı'nda "Vicdan ve adalet nöbeti"ni tutan milletvekillerimizi ve halkımızı partimiz Eş Genel Başkanı, rehin tutulan Eş Genel Başkanımız Sayın Selahattin Demirtaş'ın şiiriyle selamlamak istiyorum:

"Çıt çıkmasın diyecekler

Renk olmasın diyecekler

Gülerek isyan etmişsin

Gül açmasın diyecekler

Gülelim o zaman

Öksüz kalmasın isyanın

Suçsa suç kardeşim

Gülüşü solmasın insanın

Gün doğmasın diyecekler

Umuda silah çekecekler

Koşarak isyan etmişsin

Suçu sana yükleyecekler

Koşalım o zaman

Yalnız kalmasın isyanın

Suçsa suç kardeşim

Tepesin attırmayın insanın"

Burada, eş genel başkanlarımızı ve rehin milletvekillerimizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, partimizin Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve 12 milletvekilinin, DBP'li belediye eş başkanlarının ve gazetecilerin, yazarların, akademisyenlerin hâlâ esir alındığı bir dönemdeyiz. Üst üste konulduğunda haksızlığın, hukuksuzluğun, zulmün ve sömürünün arşıâlâya yükseldiğini hep birlikte görüyoruz ve yaşıyoruz. Şimdi de İç Tüzük değişiklikleriyle halkın bize verdiği söz hakkı gasbedilmek isteniyor. Bunun en önemli sebebi, tek adam rejiminde aykırı hiçbir sese tahammülün olmayışıdır. Oysa bunlar, daha yakın zamanda, önce her sıkıştıklarında halkın iradesi sandığı gösterip halkın iradesini işaret ediyorlardı. Bugün ise o kadar çok gayrimeşru işlere karıştılar ki artık seçim sandığından ve halkın iradesinden bahsedemiyorlar çünkü halk ne karar verirse versin, hiçbir konsensüs aramayacaklarını 16 Nisan referandumuyla bir daha gösterdiler. Bunun sonucunda da kendi elleriyle, halkın iradesiyle seçilmiş 12 milletvekilini, 84 belediye başkanını ve eş başkanımızı cezaevine göndermekten imtina etmediler. Bu tehlikeli gidiş karşısında eğer Meclisin değerli üyeleri hakkında halkın iradesine sahip çıkmazlarsa bu duvarda yazan "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir." sözü egemenlik kayıtsız şartsız kayyumların, egemenlik kayıtsız şartsız atanmışların, egemenlik kayıtsız şartsız sarayın olmuş olacaktır, millî ve yerli şefin, reisin olmuş olacaktır çünkü Meclis, bu düzenlemeyle artık sembolik hâle getiriliyor. Bununla dünyaya "Halktan yetkisini alan Meclisimiz var." mesajı verilerek Meclis, rejimin kendisine meşruiyet zemini yaratmaktan başka hiçbir işe yarayamayacak hâle getirilmek isteniyor. Oysa çağdaş demokrasilerde durum tam tersinedir. Çağdaş demokrasilerde saraylar sembolik, meclisler esastır ama AKP nasıl ki dine uymak yerine dini kendine uydurduysa bugün de hukuka ve demokrasiye uymak yerine hukuku ve demokrasiyi kendine uydurmaya çalışmaktadır.

Değerli milletvekilleri, teklifin 4'üncü maddesinde Genel Kurul ve Meclis TV'nin çalışma saatleri düzenlenirken âdeta bir lütufmuş gibi sunuluyor. Biliyorsunuz, AKP iktidarlarından önce Meclis TV yirmi dört saat Genel Kurulun bütün faaliyetlerini halka aktarıyordu ve halk bu Mecliste ne konuşuluyor, ne tartışılıyor, iktidarlar ne yapıyor, muhalefet buna karşı nasıl bir tutum alıyor, bunu izleyebiliyordu ama maalesef, şimdi çalışma saatleri 19.00'dan 21.00'e çıkarılarak, Meclis TV'nin de iki saat yayın yapması sağlanarak çok büyük demokratik bir hamleymiş gibi gösterilmeye çalışılıyor. Oysaki İç Tüzük, bu Meclisin demokrasisinin, işleyişinin belgesidir. Bu belgeyi bu şekilde tarumar ederek, Meclisteki muhalefetin sesini kısarak muhalefeti istemediğinizi ve o kadar kendinizden eminsiniz ki, o kadar narsistsiniz ki, o kadar kendinizi beğenmişiniz ki, o kadar mükemmeliyetçilik size sirayet etmiş ki hiçbir eksiğiniz yokmuş, her şeyi çok mükemmel düşünüyorsunuz. Dolayısıyla da muhalefete de gerek yok, muhalefet sadece ayak bağıdır, aslında keşke muhalefet olmasa da ne güzel demokrasi olacak, her istediğinizi takır takır orada konuşur, geçirirsiniz, muhalefete ne gerek var, zaten demokrasiyi de siz iyi düşünürsünüz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

LEZGİN BOTAN (Devamla) - Hani diktatörler de böyle düşünürler, en mükemmeli, en iyisini, halkın yararını onlar düşünürler; onların dışında kimse halkın yararını düşünmez, kimse halkın demokrasisini düşünmez. Dolayısıyla, böyle bir mantıkla maalesef Meclis susturulmak isteniyor.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Botan.

LEZGİN BOTAN (Devamla) - Sözlerimi bitiremedim Sayın Başkan.

MEHMET MUŞ (İstanbul) - Sayın Başkan, böyle bir usul yok ya.

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) - Nasıl bir usul varmış Mehmet Bey?

LEZGİN BOTAN (Devamla) - Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.