GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü'nde Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:119
Tarih:26.07.2017

MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Bu vesileyle Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Buradan, öncelikle, eş genel başkanlarımız başta olmak üzere, cezaevindeki milletvekili arkadaşlarımıza, belediye başkanlarımıza, partimizin tüm siyasi tutsaklarına selamlarımı gönderiyorum.

Değerli arkadaşlar, bu Meclis dışarıda konuşmayı yasaklıyor, yargıçlarını, polisini harekete geçirerek susturuyor. Burada da bu İç Tüzük'le tekrar aynı şekilde bu kürsüyü de muhalefete, gerçeklere kapatmak istiyor. Bakın, dışarıda konuşmaların nasıl talimatlı yargıçla konu edildiğini, susturulmak istendiğini bir örnek üzerinden sizlere anlatmak isterim.

Değerli arkadaşlar, Eş Genel Başkanımıza gönderilen 2017/43 sayılı bir fezleke. Selahattin Demirtaş bu fezlekede ne demiş değerli arkadaşlar? Fezlekeden okuyorum: Eş Genel Başkanımız Selahattin Demirtaş 15 Ağustos 2016'da Diyarbakır'da konuşmuş, "Cumhurbaşkanı olmadan önce -Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik söylüyor- Recep Tayyip Erdoğan, ne kadar aktardın sen bu terör örgütüne? Örtülü ödenekten Fetullah Gülen'e gönderdiğin, onun örgütüne hibe ettiğin paranın haddi hesabı yok, bütçeden harcadığın paranın haddi hesabı yok. Bu ülkede birileri terör örgütüne yardım ve yataklıktan, destekten yargılanacaksa senden başlamak lazım." diyor.

Şimdi, değerli arkadaşlar, bunun neresi suç? Bir siyasi lider bir siyasi lideri eleştirmeyecek mi? O gün burada söz konusu olduğunda Recep Tayyip Erdoğan'ın Genel Başkanımızla ilgili sözlerine Naci Bostancı "Bu bir siyasi eleştiri." demişti. Peki, bundan daha uygun bir siyasi eleştiri olur mu? Peki, bunun neresi yanlış değerli arkadaşlar? Erdoğan ile Gülen'in iş birliğini, değil Türkiye, dünyada bilmeyen var mı? Bu fezlekede Demirtaş aslında Erdoğan'ın söylediklerini tekrar ediyor. Allah aşkına söyler misiniz, Erdoğan "Ne istedilerse verdik." demedi mi? Dedi. Peki, ne istediler? Para istediler, verdiniz; arsa istediler, verdiniz; bürokraside en üst mevkileri istediler, verdiniz. Halkı katleden, halkın Meclisini bombalayan bu terör örgütünü siz yarattınız değerli arkadaşlar, bunları da siz biliyorsunuz, zaten bunu kabul de ettiniz ama Demirtaş söyleyince bu suç oluyor. Selahattin Demirtaş'ın bu ülkede söylediklerini aslında dikkate almış olsaydınız 15 Temmuzu yaşamazdınız değerli arkadaşlar.

Bakın, Selahattin Demirtaş 14 Nisan 2012'de -tarihe dikkatinizi çekiyorum- 28 Şubat soruşturmasıyla ilgili bir değerlendirme yapıyor ve ne diyor bu değerlendirmesinde: "Darbenin ortaya çıkardığı kültür ve sonuç ortadan kaldırılıyor mu? Hayır. Tam tersine, darbeyi o dönem destekleyen Fetullah Gülen şu anda Türkiye'yi yönetiyor." 2012'de söylüyor. "Demek ki darbeyle yüzleşilmiyor. Fetullah Gülen'in ekibi, kadroları vali, polis, rektör, hâkim, bakan, milletvekili, öğretmen olmuş; her yerde Gülen'in zihniyetiyle hareket ediyor, Gülen'in talimatıyla kurdukları hücre örgütlenmeleriyle her yeri yönetiyorlar. Sanıyor musunuz ki Diyarbakır Valisi Diyarbakır'da tek başına karar alır? Diyarbakır Emniyet Müdürü Diyarbakır'da tek başına karar alabiliyor mu? Var mı böyle bir şey? Cemaatin hücre örgütlenmeleri izin vermeden operasyon yapabiliyorlar mı? Yapamıyorlar. Hani darbeyle yüzleşme, hesaplaşma? O yüzden kimseyi kandıramazsınız." diyor.

Soruyorum sizlere değerli arkadaşlar: O dönemin Valisi Hüseyin Avni Mutlu nerede? O dönemin rektörü Ayşegül Jale Saraç şu anda nerede? O dönemin Diyarbakır savcısı şu an nerede? İşte, siz 2012 tarihinde Selahattin Demirtaş'ın söylediklerini dikkate almış olsaydınız 15 Temmuzla karşılaşmayacaktınız.

Ama bugün 15 Temmuzun da arkasına sığınarak herkesi hizaya çekmeye çalışıyorsunuz; aşından, işinden etmeye çalışıyorsunuz; bu ülkenin aydınlık yüzü olan aydınları işsiz bırakıyorsunuz, vekillerini konuşturmuyorsunuz. Diyarbakır'da "vicdan nöbeti"ndeki arkadaşlarımızı bir küçük daire içerisine polis gücüyle alabiliyorsunuz.

Değerli arkadaşlar, bu ülkeyi sizin AK PARTİ cumhuriyeti hâline getirmenize biz her yerde direneceğiz, direnmeye devam edeceğiz. Selahattin Demirtaş'ın niye hedef yapıldığını biz çok iyi biliyoruz. Selahattin Demirtaş cesurca...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MAHMUT TOĞRUL (Devamla) - Sayın Başkanım, otuz saniye istiyorum.

BAŞKAN - Uzatmayacağımızı söylemiştim.

MAHMUT TOĞRUL (Devamla) - Otuz saniye istiyorum sadece.

BAŞKAN - Tek bir otuz saniye verelim. Bir daha da dikkatli olsun milletvekillerimiz.

Buyurun.

MAHMUT TOĞRUL (Devamla) - Selahattin Demirtaş'ın hedefe konmasının en büyük nedeni Tayyip Erdoğan'a karşı cesurca, emekçinin, kadının, özgürlük isteyenin yanında saf tutmasıdır.

MEHMET MUŞ (İstanbul) - Teröristleri de meşrulaştırmaya çalışmış mı, onu söyleyin.

MAHMUT TOĞRUL (Devamla) - Siz, bunun için bugün Selahattin Demirtaş'ı belki cezaevine kolluk gücüyle koyarsınız ama biz, sizin -tekrar söylüyorum- bu cumhuriyeti AKP cumhuriyeti hâline dönüştürmenize izin vermeyeceğiz. Her yerde direneceğiz.

Teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkürler.