| Konu: | CHP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 117 |
| Tarih: | 24.07.2017 |
İSMET BÜYÜKATAMAN (Bursa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Bursa Karacabey ve Mustafakemalpaşa ilçelerimizde meydana gelen, çiftçilerimizi olumsuz etkileyen dolu afeti sebebiyle verilen grup önerisi üzerine ve lehine olmak üzere Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle hepinizi partim ve şahsım adına saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, bugün çiftçilerimizi konuşacak, onların tercümanı olacak, onların sesini duyuracağız. Zira çiftçi olmadan doymamız, tarım olmadan beslenmemiz mümkün değildir. Toprak bereketin yuvası, medeniyet ve kültürlerin yurdudur. Toprakla buluşan ilk tohum, toprağı, kaderi ve geleceği gören ilk şuur insanlığa yepyeni ufuklar çizmiş, tarihe taptaze bir istikamet vermiştir. Tarımla beraber devletler kurulmuş, imparatorluklar ortaya çıkmıştır. "Bereketli hilal" diye tabir edilen coğrafi kuşak insanlık için umut ve uyanış adası olmuş, buradan yeryüzünün her köşesine medeniyet ışığı düşmüştür. Çiftçilik, mazisi asırları bulan, şöhreti çağları aşan, değeri paha biçilmez olan bir mesleğin, bir mücadelenin, bir fedakârlığın haklı gururudur. Nasır tutmuş elleriyle, güneş yanığı nurlu yüzleriyle, kimi gün hüzünlü, kimi gün umutlu bakışlarıyla milletine hizmet sunmaktan övünç duyan çiftçilerimizdir.
Değerli milletvekilleri, nerede yaşarsa yaşasın, nerede geçimini temin ederse etsin, bütün çiftçilerimizin ortak ve benzer şikâyetlerini görüyoruz, izliyoruz. Biliyoruz ki çiftçinin ambarı sabanın ucundadır, çiftçinin kalbi tarlasında atmaktadır.
Rızkını toprağından, bağından ve bahçesinden temin eden çiftçilerimiz pek çok sorunla baş etmeye çalışmaktadırlar. Bütün bu sorunların üzerinden gelmeye çabalayan, helal rızıklarının peşinde alın teri döken çiftçilerimiz ne yazık ki zaman zaman dolu, kuraklık, aşırı yağış ve sel gibi afetlerle de karşılaşmakta ve emeklerinin karşılığını alamadan büyük zararlarla uğraşmaktadırlar.
Son günlerde ülkemizin çeşitli bölgelerinde meydana gelen afetler nedeniyle çiftçilerimiz zor günler geçirmektedir. Bazı bölgelerdeki şiddetli yağışlar bazı yörelerimize dolu olarak yansımış ve sonuçları maalesef çok ağır olmuştur. Ülkemizin en önemli tarım şehirlerinden birisi olan Bursa'mızda da 18 Temmuz 2017 Salı günü, ne yazık ki dolu afeti çiftçilerimizi mağdur etmiştir. Özellikle Karacabey ve Mustafakemalpaşa ilçelerinde etkili olan dolu afeti ekili alanlarda büyük hasara yol açmıştır. Bursa'mızın bu güzide iki ilçesinde çiftçimiz yaklaşık 100 bin dönüm alanda zarara uğramıştır. Bundan dolayı, hem iç piyasa hem de ihracata yönelik faaliyet gösteren üreticilerimiz perişan olmuşlar ve çok zor duruma düşmüşlerdir. Nitekim ürünler telef olmuş ve zararın toplam yekûnu kaygı verici bir noktaya ulaşmıştır. Bu olumsuz gelişmeler, ilerleyen süreçte meyve ve sebze fiyatlarına da yansıyacak ve vatandaşlarımızı zincirleme olarak etkileyecektir. Aldıkları kredileri ödeyemeyecek bir hâle düşen binlerce üreticimiz ilerleyen günlerde faiz ve haciz kıskacında can çekişecektir.
Hükûmet, zararları telafi edilmeyecek bir aşamaya gelen üreticilerimizi rahatlatmak ve problemlerini gidermek için bir an önce harekete geçmelidir. Bu çerçevede akla gelen ilk tedbir, şiddetli yağış ve dolu felaketi neticesinde ürününü kaybedenlerin zararlarını hiçbir şart ileri sürmeden karşılamak olmalıdır.
İkinci olarak ise üreticilerin bankalara olan kredi borçlarının geri ödemesinin ertelenmesi ya da bir bölümünün devlet tarafından üstlenilmesi şeklinde ortaya çıkabilecektir.
Değerli milletvekilleri, afetten en fazla etkilenen bölgelerden Mustafakemalpaşa ilçesinin Durumtay, Çeltikçi, Koşuboğazı, Tepecik, Yeşilova, Ormankadı, Kumkadı mahallelerinde 80 bin dekar alanda 240 bin ton ürün zarar görmüştür. Karacabey'in ise Bakırköy, Ova Hamidiye ve Ovaesemen mahallelerinde 10 bin dekardan fazla alan zarar görürken 60 bin ton ürünün zarar gördüğü ifade edilmektedir. 10 köyde etkili olan, yarım saat devam eden, ceviz büyüklüğüne ulaşan doluda yaklaşık 300 bin ton sebze ve meyve zarar görmüştür. Çiftçilerimizin yıl boyunca sarf etmiş oldukları emekleri heba olmuş, yer yer yüzde 95'lere varan ürün kaybı meydana gelmiştir. Özellikle tarlalardaki domates, biber, karpuz, kavun ve mısır ürünlerinin tamamına yakını tarlada kalmıştır. Zarar tespit çalışmalarının bir an önce sonuçlandırılması, üreticilerimizin yaşamlarını sürdürebilmeleri ve yeniden ürün yetiştirebilmeleri açısından acil desteğe ihtiyaçları vardır.
Hafta sonu bahsi geçen iki ilçemizi ziyaret edip çiftçilerimizin zararını yerinde gördük. Her iki ilçenin ziraat odası başkanıyla görüştük. Her iki ilçede toplamda 1.350 çiftçinin mağdur olduğu ve toplam mali zararın 230 milyon liranın üzerinde olduğu tarafımıza iletildi.
Bu elim afet tam hasat zamanına denk geldiği için çiftçimizin tarladan yeni bir mahsul alabilmesi de ne yazık ki söz konusu değildir. Bu durum çiftçinin mağduriyetini artırmakta ve devletin bu zararı tazminini elzem kılmaktadır.
Yaşanılan afet nedeniyle ziyaret etmiş olduğumuz afetzede çiftçilerimiz, yaşamış oldukları afet dolayısıyla uğramış oldukları zararın giderilmesi için devletimiz tarafından gerekli desteğin sağlanacağına inanmaktadır ve bu haklı beklenti içindedir.
Tarım sigortası yaptıran çiftçiler yaşanan afetten kısmen etkilenirken sigorta yaptıramayan çiftçiler ise devletimizden yardım beklemektedir. Miraslı arazilerin Çiftçi Kayıt Sistemi'ne kayıt olmamasından, olamamasından dolayı çiftçi sigorta yaptıramamıştır. Afet dönemlerinde çiftçilerin yanında olunması adına, Çiftçi Kayıt Sistemi'ne kayıtlı olmayan ve TARSİM sigortası yaptıramayanlara da sahip çıkılması ve mağduriyetlerinin mutlaka giderilmesi elzemdir. Afetzede çiftçiler zararlarının karşılanması için kanun hükmünde kararname çıkarılmasını istemektedirler. Bizim de beklentimiz, Bursalı çiftçimizin bu haklı taleplerinin Hükûmet tarafından dikkate alınması, çiftçilerin bu mağduriyetlerinin en kısa sürede çözümlenmesi ve zararlarının karşılanmasıdır.
Zarar gören çiftçilerin Ziraat Bankası başta olmak üzere kamu bankaları ile tarım kredi kooperatiflerine olan borçları uzun vadeli ve faizsiz olarak ertelenmelidir. Ayrıca, çiftçilerin yaralarını sarmak ve bu çiftçilerimizi gelecek yıla hazırlamak amacıyla faizsiz ve uzun vadeli kredi de verilmelidir.
Hemen hemen her yıl bu dolu zararları ne yazık ki yaşanmaktadır. Bu zararların etkili olduğu yerlerde TARSİM sigorta primleri ortalama yüzde 100 oranında artmaktadır. Dolayısıyla, geçen yıllarda dolu nedeniyle ürün elde edemeyen çiftçiler bir de TARSİM sigorta primleri yüzde 100 artırıldığı için sigorta yaptıramamaktadır. Bu nedenle, TARSİM sigortası olsun veya olmasın, zarar gören çiftçilerimize ziraat odası kayıtları ve sulama birliği kayıtları dikkate alınarak dekar başına destek sağlanmalıdır.
TARSİM'e sigorta yaptıran çiftçiler, TARSİM'den gelen zarar tespit eksperlerinin hazırlamış olduğu raporların gerçek zarar oranlarını yansıtmadığını da iddia etmektedir. Bu uyuşmazlıkları gidermek amacıyla, her ilçenin ziraat odası başkanının TARSİM'in hasar tespit eksper heyetinin doğal üyesi olmasına ve zarar tespit çalışmalarına katılmasına yönelik düzenlemelerin yapılması gerekiyor.
Bu vesileyle, dolu afetinden zarar gören çiftçilerimize bir kez daha geçmiş olsun diyor, Hükûmetten acilen çiftçilerimizin zararlarının karşılanmasını talep ediyoruz.
Her zaman çiftçi kardeşlerimizin yanında bulunacağımızın, dertlerinin ortağı olacağımızın da ayrıca bilinmesini hassaten istirham ediyoruz.
Sözlerime burada son verirken, mahsulü tarlada kalmış, umutları afetlerle kaybolmuş çiftçilerimizin mağdur edilmeyeceğini umut ediyor, önergeye Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak olumlu oy vereceğimizi ifade ediyor, heyetinizi hürmet ve muhabbetlerimle selamlıyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Büyükataman.