Konu: | Bölge Adliye ve Bölge İdare Mahkemelerinin İşleyişinde Ortaya Çıkan Sorunların Giderilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 114 |
Tarih: | 19.07.2017 |
MİZGİN IRGAT (Bitlis) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi tekrardan saygıyla selamlıyorum.
Bugün değişikliğini tartıştığımız yasa tasarısının uygulaması üzerinden aslında bir yıl geçmiş olmasına rağmen hâlâ uygulamada aksaklıklar olduğu iddiasıyla değişiklik yapmaya çalışıyoruz. Yani 36 maddelik bir değişiklik bir yıl içinde hâlâ çözülememişse demek ki şu an yapılan tasarı da bir yıl sonra ya da daha kısa bir süre sonra yeni aksaklıklarla başka bir tasarı olarak önümüze gelecek bir konu olarak duruyor. Dolayısıyla, biz yargıdaki aksaklıkları, yargıdaki eksikliklerimizi apar topar, komisyonlarda yeterince tartışılmadan, halkın gündemini ve nabzını almadan yaptığımızda böylesi sıkıntılarla karşılaşıyoruz ve kalıcı çözümler de maalesef ki bulamıyoruz.
OHAL'in süresi üç ay boyunca yeniden uzatıldı. OHAL'in ilan edildiği günden bugüne baktığımızda, devlet, erkek, OHAL el ele, kadınların şiddete uğradığı bir yıl oldu diyebiliriz. Gerçekten, kadın katliamlarının, kadın şiddetinin, çocuk istismarlarının da aynı zamanda yüksek bir oranda yaşandığı bir yıl oldu. HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ ve Parlamento kadın grubunu oluşturan HDP'nin 7 kadın milletvekili bu süreçte tutuklandı. Eşit temsiliyeti öngören eş başkanlık sistemine bir saldırı olarak değerlendirilen kayyum atamalarıyla 36 DBP'li belediye kadın eş başkanı yine bu süreçte tutuklandı. Bazı kadın dayanışma evlerinin ismi "aile destek evi" olarak değiştirildi. 43 kadın kurumundan 37'si yine bu süreçte kapatıldı. OHAL'de toplam 178 medya kuruluşu kapatıldı, kapatılan dernek sayısı 1.425; vakıf sayısı ise 123 oldu. Böylesi bir süreçte, böylesi bir ortamda ekonomi olarak geriye gittiğimiz, komşu ilişkilerinde, Avrupa ilişkilerinde, dünya ilişkilerinde geriye doğru gittiğimiz, demokratik birliktelik değil, çatışmanın esas alındığı bir süreçte biz hâlâ OHAL'in süresini üç ay boyunca uzattık. Dolayısıyla, bütün bu kararları verirken, uzatma kararına el kaldırırken gerçekten bunu ne kadar düşündük, ne kadar tartıştık ve ne kadar Türkiye için gerekli bir uygulama olduğu kanısına vardık? Ben hiçbir şekilde bunun tartışıldığını, muhakemesinin yapıldığını düşünmüyorum. Burada sıraların boşaltıldığı, sadece oy kullanma sırasında gelen Hükûmet vekilleri, AKP milletvekilleri gerçekten bu sıkıntılara ilişkin, milletvekili olma statüsünün hakkını verdiklerini düşünüyorlar mı, bunu buradan bir kez daha sormak isterim. Bizi izleyen, sorunlarının tartışılmasını, çözülmesini bekleyen milyonlarca insana gerçekten bu Meclis cevap olabiliyor mu, Hükûmet olarak görevini yerine getirebiliyor mu, bunu gerçekten çok iyi tartışmak gerekiyor, bunun hesabını da çok iyi vermek gerekiyor.
Yarın Suruç katliamının yıl dönümü. Reyhanlı katliamı, Diyarbakır katliamı, Ankara katliamı... Yarın da Suruç'un, başka bir acının yıl dönümü. Ama gerçekten yargılama süreçleri nasıl gidiyor? Bunlar nasıl meydana geldi? Adil bir yargılama yapılıyor mu? Bunu bize aktaracak bir medya kuruluşu ve gazeteci de maalesef kalmadı çünkü hepsi cezaevlerinde ve görevlerini yapamıyorlar. Dolayısıyla, biz 24 Temmuzda, halkın haber alma kaynağı, halkın haber alma hakkı için uğraşan, çaba harcayan gazetecilerin duruşmasında olacağız. 24 Temmuzda Cumhuriyet gazetesinin gazetecilerinin davaları için bizler de Çağlayan'da olacağız. Buradan bir kez daha, gazetecilerin tutuklanamayacağını, siyasetçilerin tutuklanamayacağını, gerçekten ifade özgürlüğünü kullanan insanların yerinin cezaevi olmadığını yinelemek istiyorum çünkü Türkiye'nin imzacı olduğu sözleşmeler, Türkiye'nin dünyaya kendisi anlattığı sözcüklerde özgürlük, demokrasi, barış vurgusu varken uygulamada maalesef OHAL var, baskı var, tutuklama var. Bu yanlıştan bir an önce dönmek gerektiğini bu kürsüden bir kez daha tekrarlamak isterim.
Herkesi saygıyla selamlarım. (HDP sıralarından alkışlar)