GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bölge Adliye ve Bölge İdare Mahkemelerinin İşleyişinde Ortaya Çıkan Sorunların Giderilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:114
Tarih:19.07.2017

AYTUĞ ATICI (Mersin) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, 490 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 24'üncü maddesi üzerinde verdiğimiz önergeyle ilgili olarak söz almış bulunuyorum. Sadece kendisi ve yandaşları için değil, herkes için adalet isteyen milletvekillerini saygıyla selamlıyorum.

Bugün de Adalet Komisyonundan gelen bir tasarıyı da Sayın Maliye Bakanının huzurunda konuşmanın da şerefini taşıyorum. Biz adaletle ilgili konuşurken Sayın Maliye Bakanı acaba hangi gözlükle bizim önerilerimize bakacak, mali yönden mi değerlendirecek, onu da çok merak ediyorum.

Değerli arkadaşlar, bu madde, koşullu salıvermenin ne zaman yapılacağına karar verirken hüküm verilen cezaların nasıl ve kim tarafından toplanacağını düzenliyor. Böylece, böyle bir durumda hüküm verme yetkisi en fazla cezaya hükmetmiş olan mahkemeye veriliyor. Şimdi, cezaları kimin toplayacağının bizce hiçbir önemi yok; A mahkemesi toplamış, B mahkemesi toplamış, bunun hiçbir önemi yok. Önemli olan şey şudur: Koşullu salıvermenin koşulları nedir? Şimdi siz herhangi bir suçlu ile evinde kendisini bekleyen, engelli çocuğu olan bir anneyi veya evinde annesini emmeyi bekleyen bebeği olan emzikli bir kadını aynı kefeye koyup aynı şekilde değerlendiriyorsunuz. Koşullu salıvermede böyle bir özelliği hiçbir zaman düşünmediniz çünkü bu bir insani boyut gerektirir. Eh, bu da hakikaten tartışma konusu. O nedenle, bizler diyoruz ki: Koşullu salıvermenin koşullarını, şartlarını her bir hükümlü için ayrı ayrı vermeniz gerekir. Biraz da insani boyutu öne alıp, biraz da bu pencereden bakmanız gerekir diye düşünüyoruz. Ha, bununla ilgili daha önce kanun teklifleri verdik mi? Verdik. Çocukların cezaevindeki durumlarıyla ilgili kanun teklifleri verdik mi? Verdik. Ne yaptınız? Elinizin tersiyle ittiniz. Sanıyorum hiçbir mali değeri yoktu, sanıyorum bunu da elinizin tersiyle iteceksiniz.

Bakın, arkadaşlar, yargıyı kimlerle sağlamaya çalışırsınız? Adaleti kimlerle sağlamaya çalışırsınız? Hâkimlerle, savcılarla değil mi, doğal olarak. Peki, bakalım, son bir yıl içerisinde hâkimlere, savcılara ne yapmışsınız. AKP Hükûmeti kanun hükmünde kararnamelerle bugüne kadar adli ve idari yargıda görevli 2.280, yanlış duymadınız, 2.280 hâkim ve cumhuriyet savcısını tutukladı. Yargıtayda görevli 105 üyeyi tutukladı, Danıştayda görevli 41 üyeyi, Anayasa Mahkemesinde görevli 2 üyeyi, HSYK'da görevli 3 üyeyi yani toplamda bir yıl içinde 2.431 yargı görevlisini tutuklayıp içeri attınız. Ya, bunların verdiği kararlar ne olacak? Eğer bunlar teröristse, eğer bunlar vatana ihanet etmişse bunların verdiği kararlardan dolayı muzdarip olan insanların durumu ne olacak? Hiç mi vicdanınız sızlamayacak sizin? Bu kadar, tırnak içinde, sakıncalı amma FETÖ'den, amma sizden olmadığı için sakıncalı olan hâkim ve savcıları bu kadar yüksek mertebelere kim yerleştirdi, biz mi yerleştirdik? Açık seçik bir şekilde AKP yerleştirmiştir. AKP Hükûmetinin bizzat müdahil olarak yaptığını tarih de biliyor, siz de biliyorsunuz, biz de biliyorsunuz. Şimdi bana kalkmışsınız diyorsunuz ki: "Ya, şu cezaları toplayacak bir mahkeme bulalım." Bunun için de kanun teklifi çıkarıyorsunuz; biraz insaf, biraz teeddüp. Neyle karşı karşıya olduğumuzu bir kez daha size hatırlatmak istiyorum.

OHAL kapsamında bakın -yargı, yargı- 2.679 adli dosya açıldı, bu dosyalardan 2.059'u hâlâ iddianame bekliyor, yüzde 95'ten fazlasının iddianamesi bile hazır değil, siz kalkmışsınız bana diyorsunuz ki: "Cezaları hangi mahkeme toplayacak?" Enis Berberoğlu tutuklandı. Onunla beraber cezaevinde bulunan tutuklu milletvekili sayısı 12'ye çıktı. Milletin vekillerinden, gazetecilerinden, yazarlarından, aydınlarından, insan hakları savunucularından ne istiyorsunuz Allah aşkına? Bütün bunları bir kenara bırakıyoruz "Acaba verilen cezaları kim alt alta toplayacak?" Şimdi anladınız mı bizim yirmi beş gün neden "hak, hukuk, adalet." diye yürüdüğümüzü? Umarım anlamışsınızdır.

Teşekkürler. (CHP sıralarından alkışlar)