GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bölge Adliye ve Bölge İdare Mahkemelerinin İşleyişinde Ortaya Çıkan Sorunların Giderilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:114
Tarih:19.07.2017

BEHÇET YILDIRIM (Adıyaman) - Teşekkürler Başkanım.

Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; görüşülmekte olan 490 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 18'inci maddesi üzerine grubum adına söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Evet, arkadaşlar, bu mevcut tasarıyla bölge idare mahkemeleri hiyerarşik bir anlayışla HSK'nın etkisi altında kalacaktır. Bu hâliyle tasarıdaki düzenleme mahkemenin bağımsızlık ve tarafsızlığına, kendi iç işleyişine ve tabii hâkim ilkelerine gölge düşürecektir. Sürekli siyaset üzerinde yargının vesayetinden bahsedildi. Biz vesayetin her türlüsüne karşı çıktık, demokrasinin esas gereğinin kuvvetlerin tek elde toplanmasında değil, kuvvetler ayrılığında olduğunu defalarca ilan ettik. Yargının yasama ve yürütme yani siyaset üzerinde vesayetinin olmasından daha kötü bir şey varsa o da yürütmenin yargı üzerindeki vesayetidir.

Bugün hiçbir hâkim ve savcının görevinin vicdanına göre yapabilmesi koşullarının kalmadığı kanaatindeyim. Hâkim ve savcılar ne yazık ki vicdanlarına göre değil, bu baskı ortamında korkularına göre hareket etmek durumunda kalmaktadır. Her gün birlik ve bütünlükten bahsediyoruz. Toplumu bir arada tutmanın yegâne koşulu adalettir. Adaletin yegâne koşuluysa bağımsız ve tarafsız mahkemelerdir.

Öyle düzenlemeler yapılıyor ki yürütmenin etkisinde olan HSK'yla âdeta kişiye, duruma göre mahkeme kuruyor, mahkeme dağıtıyoruz. Burada hâkim güvencesi nasıl işleyecek? Tabii hâkim güvencesinin geçerli olmadığı bir düzende insanlar hangi mahkemede, nasıl yargılanacaklarına dair bir güveni nasıl hissedecek? HSK'nın oluşumu, üyelerinin seçimi ve Adalet Bakanı ile Müsteşarın kurulda aktif görev almaları kurulu bir yargı kurulu olmaktan çıkarmış âdeta yürütmenin bir kurulu hâline getirmiştir. Mevcut sistem içerisinde yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığından söz etmek imkânsızdır. Siz atadığınız hâkimlere güvenmeyeceksiniz, bütün yetkiyi tek merkezde hiyerarşik bir işleyişle yapacaksınız, sonra vatandaştan mahkemelere güvenmesini bekleyeceksiniz. Bu uygulamalarla mahkemeye güvensizliği bizzat kendi elinizle yaratmaktasınız.

Mahkemeler en ufak idari düzenlemeyi yaparken bile üzerinde, yürütmenin yargı üzerindeki vesayet kurumu hâline gelen HSK'yı gözetmek durumda kalacaklardır. Vicdanına uygun ama HSK'ya aykırı gelebilecek bir tek cümle bile kuramayacaklardır. HSK üyelerinin de son Anayasa değişikliği sonrasında nasıl oluşturulduğu dikkate alınırsa, artık bağımsız ve tarafsız bir yargıdan bahsetmek zor olacaktır, hatta imkânsız olacaktır. Sadece sizin değil yarın gelecek başka hükûmetler döneminde de hükûmetin güdümünde bir yargı oluşması kaçınılmaz olacaktır. Siz hangi yasal düzenlemeyi getirirseniz getirin, herkese güven veren mekanizmalar üzerinden değil, itaat üzerinden kurgularsanız, yarın bir bumerang gibi sizi çarpacağından emin olabilirsiniz. Yargının bağımsızlığına güveni zedeleyen getirdiğiniz düzenlemeler yetmiyor olacak ki artık mahkemeler yerine, mahkemelerin takdir hakkı kapsamında olan hususlarda bile çok rahat bir şekilde beyanda bulunmaktasınız.

AKP Genel Başkanı, Adalet Bakanı üzerinden ne yazık ki açıkça talimatlar veriyor, açıkça suç işliyor. Bakın, bugün AKP Genel Başkanı, mahkemelerin takdir yetkisinde olan bir hususu çok rahat, Adalet Bakanına talimat vererek takdirin mahkemelerde değil kendisinde olduğu mesajını veriyor. Yine, ceza yargılamasının temel ilkesi olan masumiyet karinesi açıkça yine AKP Genel Başkanı tarafından çiğneniyor.

6 milyon oy almış bir partinin Eş Genel Başkanı hakkında herhangi bir yargı kararı yokken hele hele yargılaması devam ederken 'terörist" gibi bir kelimenin kullanılması açıkça hem siyasi nezaketsizlik örneği, hem de açıkça yargıya talimat vermektir. Bu beyanlardan sonra, Ahmet Türk'ün tutuklanmasına veya Eş Genel Başkanımız hakkında mahkeme kararlarına 6 milyondan öte 80 milyon, yani tüm vatandaşlar nasıl güvensin, nasıl yargı bağımsızlığına inansın? Mahkemelerin vicdanına göre, dosyadaki delillere göre adil kararlar değil, birilerinin talimatlarına göre hareket edeceği şüphesinin olması bile bizzat yürütmenin izahatlarıyla yargının tasfiye edilmesidir. Bu nedenle, bağımsız ve tarafsız mahkemede adalet dağıtılacağını beklemek bu zihniyet yapısıyla mümkün değildir.

Öncelikle, yargıya halkın güvenmesini istiyorsanız yargıya talimat vermekten vazgeçin diyoruz.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Yıldırım.