| Konu: | Bölge Adliye ve Bölge İdare Mahkemelerinin İşleyişinde Ortaya Çıkan Sorunların Giderilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 114 |
| Tarih: | 19.07.2017 |
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkan, bölge adliye mahkemelerinin açılmasıyla ilgili, biliyorsunuz, 18 tane mahkemenin Türkiye'de kurulmasıyla ilgili ilk önce bir karar çıktı, daha sonra da bu 7'ye indirildi. 18 tane çıktığında Sakarya'da bölge adliye binası yapıldı, tam 40 milyon lira harcandı bölge adliye mahkemesine. Gerekli alt yapı ve bürokrasiyi ilgilendiren her şey tamamlandı ama daha sonra o bölge adliye mahkemesi maalesef şu anda bomboş duruyor, orada mahkemenin açılmasından vazgeçildi ama Sakarya'da hâlâ bir adliye sarayımız yok. Devletin vergileriyle yola çıkan ve hizmet anlayışıyla Türkiye Cumhuriyeti'nde var olduğunu iddia eden bir Hükûmetin, bu yaptığı şeyi, Türkiye Büyük Millet Meclisinin kürsüsünden kendi yaşadığım kent adına, ülkem adına esefle kınıyorum ve bunun bir an önce düzeltilmesi ve Sakarya'nın, layık olduğu bir adliye sarayına da kavuşturulmasını diliyorum.
Diyelim ki adliye sarayımız var, bölge adliye mahkememiz de var, peki, adalet var mı? Yok. Neden yok? Bakın, iki gün önce başıma gelen olayı anlatayım: Mahkemeniz de olsa, savcılarınız, hâkimleriniz de olsa eğer sizi adil, tarafsız yargılıyorlarsa ve peşinen suçlamıyorlarsa o zaman bir şansınız vardır ama eğer sizi peşinen suçluyorlarsa işte benim başıma gelen geliyor. "1 Nisan 2016'da, Can Dündar ve Erdem Gül'ün davasında, Sayın Engin Özkoç, o davanın kapalı bir oturum olduğunu bildiği hâlde buraya katılıp davaya girmekte ısrar ettiği için, slogan attığı için ve basının karşısına çıkıp da kamu binalarının bulunduğu yerde illa bir açıklama yapma konusunda ısrarcı olduğu için dokunulmazlığının kaldırılmasını talep ediyoruz." diyorlar ve ayrıca, bu dokunulmazlığın kaldırılmasıyla ilgili fezlekede 12 tane delil maddesi sunuyorlar. Bu delil maddelerinin içerisinde bilirkişi raporu var. İlgili büroların ve polisin ve ilgili savcının bu konuyla ilgili attıkları imzalar var, hatta bir de başka bir şey var, video görüntüleri de var. Yani, diyorlar ki: "Sen, bu video görüntülerinde oradasın ve bu suçu işledin." Bugün gittim arkadaşlar, video görüntülerini inceledim. İnanın, kendimi aradım, aradım, bana benzeyen birini de aradım fakat yok, fakat yok. Milletvekiline eğer bu yapılıyorsa, dokunulmazlığı olmayan bir vatandaşa, mahkemelerde sürünen anne babalara, çocuklara, binlerce kişiye neler yapılmıyordur Türkiye'de.
İşte adalet arayışında anlatmak istediğimiz tam da budur. Türkiye'de adalet diye yola çıkan Cumhuriyet Halk Partisinin lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Türkiye'nin sadece yüzde 50'si için değil, yüzde 100'ü için adalet diye yola çıkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun işte adalet arayışı tam da bunun içindir.
Eğer bir milletvekiliyle ilgili 12 tane delille olmadığım bir yerde... Bırakın mahkemede olmayı, ben o adliye sarayına hayatım boyunca hiç gitmedim. O gün Sakarya'daydım ve toplantılar yaptım. Bunlar kayıtlarla tespit edilmiş olduğu hâlde siz diyorsunuz ki: "Bu milletvekili suçludur ve dokunulmazlığını kaldırın." İşte size devlet ciddiyeti, işte size AKP'nin adaleti, işte size Türkiye Cumhuriyeti'nden dünyaya binlerce, on binlerce Enislerin, çocukların, gazetecilerin, yazarların haykırışı. Onları siz bu anlayışla cezaevine gönderdiniz, onları siz bu anlayışla hücrelerde tutuyorsunuz, siz Genelkurmay Başkanını bu anlayışla Şemdin Sakık gibi bir PKK'lı militanın gizli sanıklığıyla altı yıl cezaevinde tuttunuz ve getirdiğiniz generaller darbe kalkışması yapıp bizim vatandaşlarımızı şehit düşürdüler. Suçlusu sizsiniz, masum olan halktır.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Özkoç.