GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: HDP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:114
Tarih:19.07.2017

TANJU ÖZCAN (Bolu) - Sayın Başkan, saygıdeğer Genel Kurul üyeleri diye söze başlamak istiyorum ama şöyle bakıyorum, AKP sıralarında 5 arkadaşımız, MHP ve HDP sıralarında da yine 10 kadar arkadaşım var. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Aslında bu konu çok önemli bir konu, bu konuya ben ilgi göstermenizi bekliyordum ancak Kabine değişikliğinden midir, başka sebepten midir, gönül kırgınlıkları olan arkadaşlarımızın, bakan olamamış arkadaşlarımızın içeriye gelmeme isteğinden midir, herhâlde Genel Kurul tarihinin en boş salonlarından bir tanesine karşı konuşmak zorunda kalıyoruz bu önemli konuyu.

Sayın milletvekilleri, 15 Temmuzda başarısız bir darbe girişimi oldu çok şükür. O gün Sayın Erdoğan'ın havaalanında yaptığı konuşmayı hatırlıyorum. Ellerini ovuşturarak demişti, hatırlıyor musunuz, "Bu darbe girişimi Allah'ın bir lütfu oldu." diye. Biz "Darbe girişimi başarısız oldu." derken daha o dakikalarda, belki daha öncesinde kafasındaki planı hayata geçirmeye başlamış. 15 Temmuzda başarısız bir darbe oldu çok şükür ama 20 Temmuzda başarılı bir darbe oldu Türkiye'de. 20 Temmuz darbesinden bahsediyorum, KHK'lar eliyle Türkiye'nin ne hâle getirildiğinden bahsediyorum.

Sayın milletvekilleri, o tarihten sonra yaklaşık 26 KHK çıkartıldı. Bu 26 KHK'yla birlikte yaklaşık 111 bin kamu personeli ihraç edildi. Bunların hemen hemen hiçbirisine soru dahi sorulmadan ihraç edildi, hatta bir kısmı -Sayın Kaboğlu da dâhil hâlâ- neyle suçlandığını bile bilmeden ihraç edildi. Ya bir tek savunma bile alınmadı, "Sen ne diyorsun?" bu konuda bile denmedi, usulen de olsa bir tahkikat yapılmadı. Bu, çok acı verici, üzüntü verici bir durum.

Sayın milletvekilleri, tabii, genel olarak ihraçlara baktığımızda, ortaya konan gerekçeler nelerdi? "FETÖ'cülerin okullarına çocuklarınızı göndermişsiniz." Birinci gerekçe buydu değil mi? İkinci gerekçe "FETÖ'cülerin bankasına para yatırmışsınız." Üçüncü gerekçe de -daha başka gerekçeler de var ama ana gerekçeleri sayıyorum- "FETÖ'cülerin sendikasına üye olmuşsunuz." Değil mi, gerekçeler bunlar.

Şimdi, şu gerekçeleri bir irdeleyelim, benim aklıma takılan çok şeyler var. Şimdi, okullar meselesi. Sayın milletvekilleri, ben şimdi size "FETÖ'ye mali anlamda destek olmuşsunuz, hem de 17-25 Aralıktan sonra." desem eminim tepki gösterirsiniz ama bunu yapmışsınız. Bakın, çıkan bir yasa var, 14 Mart 2014 tarihli, 6528 sayılı Yasa. Yani bu özel okullara çocukları gönderenleri destekleme amacıyla çıkartılan yasa. Hatırlıyorsunuz değil mi bunu? Siz demişsiniz ki "Özel okullara çocuklarınızı gönderin." Peki, bu dönemde kaç tane özel okul kapatılmış? 1.064 tane özel okul kapatılmış. Bunların zaten 835 tanesi de sizin döneminizde açılmış. Yani siz diyorsunuz ki veliye, çocuğun babasına, paranın yarısını veren çocuğun babasına veya bir kısmını veren çocuğun babasına: "Sen bunların okuluna çocuk gönderdin, ben seni terörist sayıyorum." E, diğer parayı kim vermiş, teşviki kim vermiş? Devlet baba vermiş, sizin çıkarttığınız kanun sayesinde vermiş. Yani siz bir anlamda kendi koyduğunuz milattan sonra FETÖ terör örgütüne mali olarak destek vermişsiniz. Sadece 2015-2016 eğitim yılında 114 milyon lira para aktarmışsınız bu kapatılan okullara, 114 milyon lira, dikkatinizi çekiyorum. Şimdi, diyorsunuz ki siz: "Çocuklarınızı bu okullara gönderdiniz." E, peki bu okulların açılmasına sebebiyet verenler kimler, bu izinleri verenler kimler? Bu siyasi kararları alanlar sizlersiniz, AKP olarak ülkeyi siz yönetiyorsunuz. İdari kararları alanlar kimler? Sizin atadığınız bürokratlar. E, şimdi sizin hiç mi suçunuz yok? O okullara çocuk gönderen kamudan ihraç ediliyor ama o okulları açanların, o okullara mali destek verenlerin, bunların hiç mi suçu yok? Şimdi onlar terörist oldu, siz sütten çıkmış ak kaşık mısınız?

Bank Asya meselesi... Bakın, Bank Asyanın nasıl kurulduğunu defalarca anlattık. Hatta iki gün önce Sayın Metiner'in kaleme aldığı yazıda geçen protokole baktığınızda Fetullah Gülen hariç hepsi gene oradaydı, kurdeleyi kesenlerle aynıydı.

Şimdi, Bank Asyayla ilgili şu sorulara bir türlü cevap bulamıyoruz: Bank Asyada kaç milyon hesap var? Kaç milyon hesap var? Türkiye genelindeki Bank Asya şubelerinde kaç tane çalışan var? Bu soruların cevaplarını bulamıyoruz, bu konuda verilmiş soru önergelerine de cevap yok.

Şimdi siz diyorsunuz ki: "Bank Asyaya para yatırdıysan sen teröristsin, FETÖ'cüsün." Peki, şunu bilmiyor musunuz? Özellikle AKP'li belediyelerin Bank Asya aracılığıyla toplu taşıma hizmeti verdiklerini, dolayısıyla Türkiye'de birçok ilde binlerce kişinin belediyenin toplu taşımasından faydalanmak için Bank Asyaya hesap açtırmak zorunda kaldığını bilmiyor musunuz? Yine birçok kamu kurumunun maaşlarının neredeyse 15 Temmuza kadar Bank Asya üzerinden verildiğini bilmiyor musunuz? İnsanların bu maaşı almak için bu hesabı açtırmak zorunda kaldıklarını öngörmüyor musunuz?

Şimdi, böyle bir gerekçe olabilir mi? Ben bunu tekrar düşünmenizi özellikle talep ediyorum.

Ha, bir de şu AKTİF-SEN meselesi var, ismini de verelim sendikanın. Ya, arkadaşlar, "AKTİF-SEN cemaatin, FETÖ'cülerin sendikası." diyorsunuz. 15 Temmuz gecesi darbe girişimi oldu. Biliyorsunuz bu tür sendikalara sendika katılım payını devlet yatırıyor, değil mi? Darbe girişiminden sonra AKTİF-SEN'in hesabına sendikal payların yatırıldığını biliyor musunuz Hükûmetiniz tarafından? Hiç buna baktınız mı? Burada bile derin çelişkiler olduğunu sizlerle paylaşmak istiyorum.

Özetle söylersek sayın milletvekilleri, bu KHK'lar sayesinde yapılan bu ihraçlarla siz milyonlarca insanı mağdur ettiniz, milyonlarca insanı mağdur ettiniz. Öbür tarafta bunun hesabını nasıl vereceksiniz bilmiyorum ama bu tarafta, inşallah, mahkemeler huzurunda bu hesabı verdiğinize biz şahit olacağız, Allah'tan en büyük dileğim bu.

Bir de bir konu daha var, şu "ByLockçu kamu görevlilerini ihraç ediyoruz." diyorsunuz. Şimdi, MİT'ten kaynaklı haberler var. Diyor ki: "Türkiye'de 213 bin byLock kullanıcısı var." Bu haberler düzeltilmedi. 213 bin byLock kullanıcısı varsa, bugüne kadar şöyle bakıyorum, en fazla 20 bin byLock kullanıcısıyla ilgili işlem yapılmıştır. Peki, nerede geri kalan 180 bin? Nerede? Eğer byLock kullanmak terör örgütü üyesi olmakla eş değerse, şu anda bizim bilmediğimiz 180 bin byLock kullanıcısı ne olacak? Ne zaman ortaya çıkacak bunlar? Ne zaman ortaya çıkacak? On yıl mı sürecek, yirmi yıl mı sürecek? Bir de MİT zaman zaman güncelleme yapıyor, her güncellemede de bu byLock kullanıcısı sayısı artıyor. Bunun içinden çıkmamız lazım bir an önce.

Sayın Metiner, ilgiyle dinlediğinizi görüyorum ama dün sorduğum soruya hâlâ bir cevap vermediniz.

MEHMET METİNER (İstanbul) - Ne sordunuz?

TANJU ÖZCAN (Devamla) - İki tane... "Ben orada FETÖ'cüleri gördüm." diyorsunuz, 15 Temmuz etkinliklerinde, o FETÖ'cülerin kim olduğunu hiçbir savcı size sormuyor, ben bu milletin milletvekili olarak soruyorum...

MEHMET METİNER (İstanbul) - Sataşmada bulunursan cevap veririm.

TANJU ÖZCAN (Devamla) - ...size de sataşıyorum, lütfen, çıkın anlatın. Kim bu bakanlar? Kimi gördünüz? Hem de "Meclisin bahçesinde gördüm." diyorsunuz...

MEHMET METİNER (İstanbul) - Doğru.

TANJU ÖZCAN (Devamla) - ...hem de "Protokolün en önünde oturuyorlardı." diyorsunuz.

MEHMET METİNER (İstanbul) - Doğru.

TANJU ÖZCAN (Devamla) - Sayın Cumhurbaşkanımız oradaydı, Sayın Başbakanımız oradaydı. Allah korusun, o FETÖ'cülerden Sayın Cumhurbaşkanımıza, Başbakanımıza bir zarar gelseydi ne olurdu? Ne zamana kadar susacaksınız? Bu sırrı öbür tarafa mı götüreceksiniz? Ben sizden bunu açıklamanızı bekliyorum.

BÜLENT YENER BEKTAŞOĞLU (Giresun) - Valla, güzel soru!

TANJU ÖZCAN (Devamla) - Sayın milletvekilleri, bir konu daha var, bu vesileyle ona da değinmek istiyorum.

Kuzey Irak'ta 25 Eylülde bir referandum yapılacak. İki ay kaldı. Neticenin de ne olacağını görüyoruz eğer bu referandum engellenmezse. Her konuda fikir beyan eden, çok ağır cümleler kuran Sayın Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımız, neden bu konu gündeme geldiğinde geçiştirmekle kalıyor. Bu konuyu önemsemiyor musunuz? Bu konunun ülkemizde ve bölgemizdeki dengeleri ne kadar değiştireceğinin farkında değil misiniz? Bu sorunun ben cevabını sizlerden istiyorum.

Söylenecek çok şey var ama süremiz yetersiz olduğu için, Sayın Başkanın da bana bir dakika daha vereceğini düşünmediğim için...

BAŞKAN - Neden düşünmüyorsunuz, aşk olsun.

TANJU ÖZCAN (Devamla) - Verir misiniz efendim?

BAŞKAN - Bitmediyse veririm.

TANJU ÖZCAN (Devamla) - Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum, çok teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)