| Konu: | Ankara'nın köylerinin sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 114 |
| Tarih: | 19.07.2017 |
ERKAN HABERAL (Ankara) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; köylere mahalle demişiz ama ahır var, hayvancılık yapılmakta; köylere mahalle demişiz ama kümes var, tavukçuluk yapılmakta; köylere mahalle demişiz ama tarım yapılmakta. Ankara'nın aynı zamanda bir tarım ili olduğunu unutmuşuz, görmüyoruz. Haymana Ovası, Kahramankazan Ovası, Bala, Polatlı başta olmak üzere, tarım arazilerinin nasıl yok olduğunun, geri kalanının ne kadar verimsiz kullanıldığının farkında değiliz.
Hemen şurada, burnumuzun dibinde Çankaya Yakupabdal köyü, 12 kilometre, 15 bine yakın nüfusu var, yirmi gündür su akmamakta. Köyde iki tane çeşme var, birine devlet tarafından kullanılmaz raporu verildiği hâlde önünde su kuyrukları var.
12 kilometre Çankaya'ya, aynı zamanda kanalizasyonu yok; derelere akıyor kanalizasyon, altyapısı yok. Bazı aileler de evlerinin önüne foseptik yapmışlar, foseptik kullanılıyor. Elektrik 1975 yılındaki tahta direklerle gelmiş. Haftanın yarısında bu köyümüzde elektrik yok. İlkokulu var, lisesi var, ortaokulu yok. Köylü kendi arasında toplanmış, bir tane binayı devlete tahsis etmiş "Buyurun, buraya ortaokul yapın." diye. Lakin gören yok, duyan yok.
Karataş köyü, hemen şurası, karşımız, bu yamacın arkası Karataş köyü, Çankaya'nın merkezi, gözbebeğimiz ama suyu yok, asfaltı yok, kanalizasyonu yok üstelik, dereye akmakta. Köyün suyuna köylü, kendisi su deposu yapmış, saat bağlamış, bir de pompa almışlar, bir de o pompayı açsın diye bekçi tutmuşlar, bir de atık su parası ödüyorlar; bir suya 4 ücret ödüyor Karataş köyü.
Mühye köyü, şimdiki adı Yeşilkent Mahallesi, otuz üç yıllık. Çankaya Köşkü bu köyün üstüne kurulmuş, Birlik Mahallesi, Kırkkonaklar hep bu köyün arazisinde oluşmuş, her tarafı rant ama köyün ortasında, köyün gerçek yerleşim yerinde imar yok. Niye yok acaba? Çok merak ediyorum. Ama hemen yanında, hemen bitişiğinde, her gün gazetelere çıkan 8 bin konutluk proje var. Hatta şimdi o projenin 12 bin konuta çıkacağı konuşuluyor. Mezarlıklarına, defalarca başvurdukları hâlde su bağlanmamış. Yıldız ASKİ kavşağına alt geçit istiyorlar evlerinin önüne gitmek için çünkü orada her gün kaza oluyor.
Evciler köyü, hemen şurası o da, hemen Çankaya'nın köyleri bu saydıklarım; kanalizasyonu yok, dereye akıyor. Köyün arazisi üstüne bir tane gölet yapılmış -devam ediyor- ama köylüye su yok. Diğer 6 tane köye bu göletten su verilecek. Artık ne düşünüldüyse... Takdirinize bırakıyorum.
Hemen burada, dün gittim, dün burada yemek vaktinde siz yemek yerken dedim gideyim bakayım, Tohumlar köyünde ne var. Tohumlar köyü o kadar enteresan ki sağlık ocağı yok, köy konağı yok, kendileri yapmaya kalkmışlar. Köyün imamı yok. Fatma Boyraz, 90 yaşında bir teyze, yanıma geldi, 70 yaşındaki çocuğuna, yatalak evladına bakıyor. "Evladım, benim evime su bağlamadılar." dedi. "Neden su bağlamadılar teyze?" dedim, "On metre şuradan akıyor." dedi. "Eski evimi yıktım, yeni iki odalı bir ev yaptım, bunun için bağlamadılar, yapı kullanım belgesi yok." dedi. Niye? Burası mahalle ilan edilmiş. Hepimizin derdi bu, bütün milletvekillerinin derdi bu. Peki, madem burası mahalle ilan edildi, neden koyun dağıtıyoruz, neden keçi dağıtıyoruz, neden arı kovanları koyuyoruz? Bir yer ya köydür ya mahalledir; köyse köy gibi davranmak lazımdır, mahalleyse mahalle gibi davranmak lazımdır.
Hemen hızlı geçeceğim, Ankara'nın köyleri çok tabii, sonra tekrar konuşacağız bunları inşallah.
Sincan, Yenikent, hocam, 100 bine yakın nüfusu var, hastanesi yok, sağlık ocağı yok, yol problemi var, nikâh salonu yok, spor salonu yok, halı sahası yok, karakolu yok, parklar sarhoşların tekelinde. Vallahi, Sincanlılar size çok kızıyor. "Hapishane Sincan'da, çöplüğü de Sincan'a taşıdılar." diyorlar. Üstüne bir de ne diyorlar biliyor musunuz? "Çinçin'i kaldırdılar, gayrimeşruyla Sincan'a taşıdılar." diyorlar. Sincan'da bir Saraycık köyü var, Saraycık köyü Çinçin'in merkezi olmuş, Ankara'da ne kadar o bizim tasvip etmediğimiz, mücadele ettiğimiz uyuşturucu mafyası, gayrimeşru varsa bu köyün içine taşınmış. Bir tarafta TOKİ, bir tarafta uyuşturucu satıcıları, bir tarafta köyün yerlileri kalmış.
Sürem bitti efendim, teşekkür ediyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Ben de teşekkür ederim Sayın Haberal.