| Konu: | Bölge Adliye ve Bölge İdare Mahkemelerinin İşleyişinde Ortaya Çıkan Sorunların Giderilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 112 |
| Tarih: | 17.07.2017 |
AK PARTİ GRUBU ADINA MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) - Sayın Başkanım, değerli arkadaşlar; esasen kısa bir konuşma yapmak amacıyla burada söz aldım. Grup adına konuşma yapmayacaktık fakat kıymetli konuşmacı bir bakıma eleştiri sınırlarını da aşan ve bence mantıki hatalar da içeren birtakım eleştiriler dile getirince, onlara ilişkin rasyonel dikkati çekmek kastıyla söz aldım.
Şimdi, her şeyden önce şu konuda sanki anlaşabiliriz gibi geliyor: FETÖ denilen, kesinlikle gizli, sinsi, uluslararası bağlantıları olan, yöntemi, yaklaşımı, örgütlenme biçimi elbette hiçbir partinin yapısıyla, örgütlenme biçimiyle mukayese edilemeyecek olan bir gizli örgüt darbe girişimine kalkışmış, bütün millet de buna karşı direnmiş, bütün partiler direnmişler. Niçin? Çünkü, aramızda siyasi rekabet olsa dahi bütün siyasi partilerin üzerinde yer aldığı zemin meşru zeminler. Bütün partiler toplum önünde açık fikirlere sahipler; ne yapmak istediklerine, hangi programla yol yürümek istediklerine ilişkin toplumla bir ahitleşme yapıyorlar. Gizli örgütlerin böyle bir derdi yok. Onlar gizli gündemler çerçevesinde, esasen karakterleri, yapıları da böyle olduğu için, halkın çıkarlarına yönelik bir programları olmadığı, iktidarı başka tür hevâ ve hevesler için araçlaştırmak istedikleri için gizli bir örgüt darbe girişimine kalkışmış, biz de buna karşı mücadele ediyoruz. Bu mücadele hâlen sürüyor. Böylesine bir örgütle devlet mücadele ederken siyasi rekabetin içinde FETÖ'yü, bu örgütü bununla yapılan mücadelenin de bir bakıma önüne koyacak şekilde rekabetin bir unsuru hâline getiren dil yanlış bir dil. Bence burada doğru ve tutarlı olan tavır öncelikle bu örgüte karşı devletin yürüttüğü mücadeleye ilişkin sağlam bir duruş sergilemektir. Partiler arasındaki anlaşmazlıklar, çatışmalar, rekabetler, "Geçmişte şu oldu, bu oldu." bunlara ilişkin değerlendirmeler elbette yapılabilir ama bunları FETÖ'yle mücadelenin önüne koyan bir dil yanlış bir dildir.
Şimdi, değerli konuşmacı burada konuşuyor, "17-25 Aralığa kadar kol kolaydınız." diyor. Ee, ne oldu da ayrıldık, madem kol kolaydık, beraber yürüyorduk, ortaktık? Ne oldu?
TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Anlat, dinliyoruz.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) - Ne oldu da ayrıldık?
CEMAL OKAN YÜKSEL (Eskişehir) - Ayağınıza bastı...
MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) - Mesele ayağa basmak filan değil.
CEMAL OKAN YÜKSEL (Eskişehir) - Hak iddia etti Hocam.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) - Mesele bizim bunlarla ahlaken, yöntem olarak varmak istediğimiz yer olarak, halka atfettiğimiz değer olarak, dünyaya bakış tarzımız olarak ortaklıklarımız yok. "Ortağınız" derken karıştırmayın.
CEMAL OKAN YÜKSEL (Eskişehir) - Ee, aynı menzile gidiyordunuz.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) - Eğer öyle ortaklıklarımız olsaydı bu ortaklığımız sürerdi, devam ederdi. Bizim bu manada, FETÖ'yle kastettiğim manada hiçbir dönemde ortaklığımız olmamıştır.
KAZIM ARSLAN (Denizli) - Ee, beraber yürüdünüz yolda.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) - Bu, meşruiyetle gayrimeşruiyetin iç içe geçtiği bir yapı olarak kırk küsur yıllık bir süre içerisinde örgütlenmiş, nüfuz etmiş, özellikle toplumun "..."(x) denilen kesimlerine hulul etmiş bir örgüt.
Demokratik bir siyaset toplumun içerisindeki meşru olan veyahut da kendisini meşru olarak gösteren, gayrimeşruiyetine ilişkin henüz yeteri istifhamlar doğmamış olan yapılara karşı negatif bir seçicilikle davranmaz ama şunun altını çizmek isterim: 17-25 Aralık çok önemli bir tarihtir, 15 Temmuzla da genetik ortaklığı vardır. 15 Temmuzda bu millet iradesine karşı bir kalkışma yaşandı, 17-25 Aralıkta yapılan da güya meşru gibi görünen yol ve yöntemlerle aynısıdır; millet iradesine yönelik bir suikasttır. Bu çete 17-25 Aralıkta kendi amacı için halkın seçtiği iktidarı tasfiye etmeye çalışırken bir propaganda makinesini de harekete geçirip yolsuzluk, uğursuzluk, sahtekârlık vesaire diye bir rüzgâr doğurmak ve kendi amacına hizmet edecek tarzda ittifaklar sağlamak istedi. O dönemde iktidarın tasfiyesine yönelik o kayığa binmek emin olun FETÖ'yle, onun amaçlarıyla ortak olmak anlamına gelir. Geçtim o dönemi, ya, bugün açığa çıkmış bu yapı, ne olduğu belli, hâlâ onun tezleriyle burada konuşmak doğru bir iş değil. O yüzden, bir değerlendirme yaparken, bir eleştiri ortaya koyarken kimin adına konuşuyoruz, bunlar geçmişte hangi bağlamda dile getirildi, kim, hangi stratejinin aracı yaptı buna ilişkin bir muhakeme gerekmez mi? Bizim için de gerekir, sizin için de gerekir. Ne diyor? "Darbe girişiminin sebebi daha önceden hazırlanan hukuki altyapıdır." diyor. Bu, AK PARTİ'ye nasıl bu işten ben ihale çıkartırım tarzındaki siyasi yaklaşımın, bütün derdi AK PARTİ'ye odaklanmış, bu FETÖ işinden ona en büyük ihaleyi siyasi rekabetin bir unsuru olarak nasıl çıkartabilirim perspektifinin bir ürünüdür.
TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Hocam, darbe günü iktidarda kim var?
MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) - Kırk yıllık bir yapıdan bahsediyoruz. Kırk yıl çalışmış, oraya girmiş, buraya girmiş, Emniyete girmiş, hukuka girmiş, adliyeye girmiş. Evet, bütün bunları yaparken de -unutmayın- meşru bir görünümle ve son derece dikkatli, ihtimamlı bir şekilde çalışmış.
KAZIM ARSLAN (Denizli) - Hiç de meşru değil, hepsi açık açık oynandı, hepsi açık. Kapalı bir şey yok Hocam.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) - E şimdi, bütün bu süreçleri, bütün bu çalışmaları, geçmişteki farklı iktidarlar döneminde bunların iktidarlara ve muhalefete yaklaşımını ıskalayıp, gelip burada bütün hikâyeyi AK PARTİ, FETÖ bağlamı içerisinde okumak doğru değildir, haksızlıktır ve netice olarak siyasi rekabetin bir unsuru olarak bunu yapmak sizin de işinize yaramaz.
TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Hocam, Millî Güvenlik Kurulunun kararlarına bak ya, bir geriye doğru bak. Açık açık...
BAŞKAN - Sayın Tarhan, lütfen...
MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) - Sonuç olarak geçmişe ilişkin eleştiriler de yaparız, herkesin değerlendirmesi gereken hususlar da vardır ama bir çete olarak varlığının tahkim edildiği tarihin 17-25 Aralık olduğunu unutmayalım. FETÖ, 17-25 Aralıkta FETÖ olmuştur. Biz buradan retrospektif bir bakışla 15 Temmuza bakıyoruz, geçmişe doğru yürüyoruz. Tarih, bugünden geçmişe akmıyor, geçmişten bugüne akıyor. Geçmişten bugüne baktığımızda, aslında bütün bu süreçlerin nasıl yaşandığını, o abartılı, eleştirel siyasal dilin hakikati tahrip eden yaklaşımıyla değil; analitik, sosyolojik ve kesinlikle siyaset biliminin referanslarıyla okursak eminim ortaklaşa olacağımız birçok husus vardır. Memleketin faydasına olacak olan da budur. Ümit ederim, bütün siyasi partiler böyle bir yaklaşımdan pay alırlar.
Çok teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)