| Konu: | Millî Savunma Bakanı Fikri Işık'ın (3/1166) sayılı Başbakanlık Tezkeresi üzerinde Hükûmet adına yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 112 |
| Tarih: | 17.07.2017 |
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) - Sayın Bakan Ağrı Vekilimiz Berdan Öztürk'ün kullandığı söylemler üzerine ayrıştırıcı dil kullanmamak gerektiğinden ve ülkenin herkesin vatanı, ortak yeri olduğundan söz ederek daha kucaklayıcı bir dil kullanmaktan bahsetti. Ben de kendisine aslında birkaç bu tür dili söylemek istiyorum. Bir de hukuk olduğundan bahsettiniz tabii, Türkiye'de hukuk olduğundan. Evet, partinizin Genel Başkanı partimizin Genel Başkanına "terörist" yani aynen şu cümleleri kullandığında: "Teröristleri cezaevlerinden bırakma yetkisi bizim değildir, Türkiye bir hukuk devletidir, söylediğiniz kişi bir teröristtir." dediği zaman acaba bu ülkede gerçekten hukuk olduğundan bahsetmek mümkün müdür? Şimdi, siz de bir hukukçusunuz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın lütfen Sayın Kerestecioğlu, bir dakika ek süre veriyorum.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) - Hukukçu olduğunuzu da zaman zaman ifade ediyorsunuz. Ben de otuz üç yıl avukatlık yapmış birisiyim ve hayatımda kimseye, daha henüz yargı kararı kesinleşmeden, bu ciddi bir cani de olsa, suçüstü de yakalanmış olsa ne terörist demişim ne de başka bir şekilde itham etmişimdir. Size ben kalkıp da teröristsiniz desem ne hissedersiniz acaba? Yani bunu en iyi algılayabilecek olan yanınızda oturan Sayın Ahmet İyimaya'ydı belki, ona ifade etmek isterdim, kalktı yerinden. Yani bu dil kullanılırken bizim "rehin" kelimemizin ne kadar naif kalan bir kelime olduğunu, sekiz buçuk aydır daha mahkeme karşısına çıkarılmamış bir Eş Genel Başkan için kullandığımızı lütfen bir kez daha düşünün ve ayrıştırıcı dili kim kullanıyor, "Kafasını koparacaksın, ezeceksin. Başını ezmekte de asla tereddüt etmeyiz." diyen bir Cumhurbaşkanı mı, biz mi, ona göre karar verin.
Teşekkürler.