GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: AK PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:112
Tarih:17.07.2017

MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) - Sayın Başkanım, değerli arkadaşlar; bugünkü grup önerimizi Genel Kurulun takdirlerine sunuyoruz. Genel Kurul uygun bulup kabul ettiği takdirde ülkenin ihtiyacı olan yasaları burada müzakere edeceğiz ve yine Genel Kurulun takdiri çerçevesinde bunlara ilişkin kararlar alacağız. Ben bu vesileyle bir hususun altını çizmek ve sözlerimi bu şekilde tamamlamak için söz aldım.

Türkiye 15 Temmuzda son derece karanlık, son derece sinsi, tarihte benzeri belki Cizvitler denilen teşkilatla mukayese edilebilir kullandığı yol ve yöntemler bakımından, bir örgütlü yapının toplumun "..."(x) denilen çevresi içerisine nüfuz etmiş, bunlar üzerinde örgütlenmiş bir yapının karanlık bir işgal girişimiyle karşılaştı. Başta Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız, muhalefet partileri, topyekûn halkın direnişiyle birlikte bu işgal girişimi püskürtüldü. Şimdi, bu çete mensupları, bu uluslararası çevrelere hizmet kastıyla yola çıkmış olanlar yargılanıyorlar.

Her azınlık grup, devletin iradesine sinsi ve gizli yollarla el koymak isteyen her çevre kesinlikle halkın çıkarlarıyla çelişen, onlardan saklanan, gizli gündemler istikametinde davranan bir yapıdır, kirli bir örgüttür. Bütün siyasi partiler açık, aleni programlarla halktan yetki almaya çalışırlar, meşru zeminleri bu iş için kullanırlar, ne yapıp ettikleri açıktır. Dolayısıyla, bu gizli örgüt, bu tehlikeli yapıyla bütün siyasi partiler bir kere genetik olarak farklıdır, yolu yöntemi itibarıyla farklıdır, halkla kurdukları ilişkiler bakımından farklıdır, devlet iradesine yürüdükleri yol, strateji, halkla bağ kurma bakımından farklıdırlar. Partiler farklı olabilir, birbirleriyle rekabet edebilirler ama bulundukları yer itibarıyla ortaktırlar ve her birinin mutlak surette bu işgal girişimine karşı, bu sinsi, hilekâr örgüte karşı iş birliği etmesi, ortak bir dayanışma sergilemesi, devletin 15 Temmuzdan sonra bu çevreye karşı yürüttüğü mücadeleyi desteklemesi bulundukları yerin hem ahlaki hem hukuki bir görevidir. Dolayısıyla, öncelikle devletin bu çevreyle yürüttüğü mücadeleyi tahkim eden, destekleyen, bu mücadeleyi yürüten kadrolar için teşvikçi olan bir dil ve üslubu benimsemek herkesin görevidir. Bu süreçte insan malzemesinde şu veya bu sebeplerle kimi problemler olabilir mi? Olabilir. Dünyada mükemmel rejim yok, mükemmel işler yok, mükemmel partiler de yok. Olabilir, hatalar olabilir ama bu, mücadele edilen bu çetenin varlığını, devletin bunlarla mücadele iradesini, istikametini hiçbir şekilde gölgelemez. Eleştiriler yapılabilir ama eleştirileri mücadelenin önüne koyan, eleştirileri âdeta bu mücadele baştan sona yanlış şeklinde bir algı doğuracak tarzda dile getiren ve böylelikle bu çete mensuplarının yurt dışında yaratmaya çalıştıkları algıyı da destekler şekilde anlaşılan şaibeli bir siyasal dil, bir siyasal yaklaşım son derece yanlıştır. Birbirimizle rekabet içinde olabiliriz, birbirimizle tartışabiliriz. Memleketin nasıl idare edileceğine ilişkin kanaatlerimiz farklı olabilir ama temel bir ortaklığımız var: Meşru zeminlerdeyiz biz ve bu çete, halktan saklı, halktan gizli bu millet iradesini birilerine peşkeş çekmek için 15 Temmuzda darbe girişiminde bulundu. Bunu hiç unutmayalım.

Bu hususların altını çizmek için söz aldım. Bunun ne kadar hayati, ahlaki, bu millete karşı, bize oy verenler, vermeyenler, herkese karşı partilerin, demokratik kuruluşların ahlaki bir ödevi olduğunu bir kez daha hatırlatmak kastıyla söz aldım. Teşekkür ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)