| Konu: | Sanayinin Geliştirilmesi ve Üretimin Desteklenmesi Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 110 |
| Tarih: | 18.06.2017 |
MHP GRUBU ADINA MEHMET NECMETTİN AHRAZOĞLU (Hatay) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; 485 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın dördüncü bölümü üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, konuşmama başlamadan önce ülkemizin gelişme ve kalkınma mücadelesine büyük hizmet ve katkıları olan, geride onca iz, eser ve hatıra bırakarak ebediyete intikal etmiş 9'uncu Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel'e vefatının yıl dönümü münasebetiyle Cenab-ı Allah'tan rahmet diliyorum. Ayrıca, geçtiğimiz hafta henüz hayatının baharında şehit olan müzik öğretmeni Şenay Aybüke Yalçın'ın ruhu şad ve mekânı cennet olsun. Aybüke'nin muhterem babası Sadık Yalçın'ın şu sözleri sonsuza kadar kulaklarda çınlayacaktır: "Beş bin yıl değil, beş yüz bin yıl daha buradayız, Allah'ın izniyle. Kimse bizleri yıldıramaz. Bu vatan tarihte Türk'tü, bugün de Türk, yarın da Türk. Ne mutlu Türk'üm diyene!"
Bu vakur, bu asalet, bu soylu, bu millî ve inanmış yürek Türkiye'nin yegâne aradığı, özlemle ihtiyaç duyduğu sesleniş ve dik duruştur.
Bu vesileyle başta Sadık Yalçın olmak üzere değerli evlatlarını vatan için toprağa veren şehitlerimizin babalarının, sizlerin ve bütün babalarımızın Babalar Günü'nü en içten dileklerimle kutluyor; rahmetli olan babalarımıza da mekânları cennet, ruhları şad olsun diyorum.
Değerli milletvekilleri; Milliyetçi Hareket Partisi olarak sanayileşmeye yönelik hedeflerimiz seçim beyannamelerimizde de açıklanmıştı. Bunlar arasında büyüme, istihdam ve ihracat kapasiteleri yüksek olan sektörlerde katma değeri yüksek ürünlerin üretimine ağırlık verilmesi ve ithalata bağımlılığı azaltacak ve yerli imkânları harekete geçirecek sanayi yatırımlarının desteklenmesi ile KOBİ'lerin üretim, yönetim, organizasyon, pazarlama ve benzeri alanlarda rekabet güçlerinin artırılmasına yönelik destekler sağlanması; bu desteklerin izleme ve değerlendirmesine ilişkin etkin sistemler oluşturulması örnek verilmişti.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak tarım reformuyla etkileşim içerisinde ancak tarım alanlarına -yani meralara, zeytinlik alanlara- zarar vermeden kalkınmayı hedefleyecek sanayileşme için politika ve stratejiler belirlenmesi temel ihtiyacımız olarak görülmektedir.
Değerli milletvekilleri, teklif farklı kanun ve kanun hükmünde kararnamelerde değişiklik meydana getirmektedir; üretim reform paketinden oldukça uzak, "torba yasa" niteliğini kazanmış bir çalışmadır. Diğer yasalaşmış tekliflerde olduğu gibi, reform olarak değerlendirilebilecek, yapısal sorunlara çözüm olan herhangi bir uygulama bu yasa teklifinde de maalesef bulunmamaktadır.
"Üretim reformu" olarak adlandırılan tasarıda, piyasa gözetimi yapacak olan ürün denetmenlerinin harcırahları yer alırken sanayi teşvikleriyle ilgili herhangi bir husus bulunmamaktadır. Diğer sektörlerde teşvikler ilgili bakanlıklar tarafından yürütülürken sanayi teşvikleri ilgili bakanlık yerine Ekonomi Bakanlığı tarafından yürütülmektedir. Madem reform yapılacak, teşvike karar verecek makam ile teşvikin nerede, nasıl kullanılması gerektiğini belirleyecek makam diğer uygulamalarda olduğu gibi tek yer olmalıydı yani Sanayi Bakanlığı.
Değerli milletvekilleri, tasarının 65'inci maddesinde ise "Yetkili kuruluşlar, teknik düzenlemeleri insan sağlığının, can ve mal güvenliğinin, çevrenin, hayvan ve bitki sağlığının veya tüketicinin korunması veya enerji verimliliğinin sağlanması gibi bir kamu yararı gözeterek, rekabeti engellemeyecek şekilde ve gözettiği amacın ötesine geçmeyen, uygun, orantılı, açık ve uygulanabilir hükümler koyarak hazırlanır." denilmektedir.
Özetlersek: Bu değişiklikle, ürün denetimi açısından yetkili kuruluşlar teknik düzenlemelerle ürün denetim şartlarını belirleyecek ancak teklifin tamamında geçerli olan amaçlardan biri de, Avrupa Birliği mevzuatıyla uyum çerçevesinde böyle bir konu da kanun maddesine yazılmış dahi olsa eğer ürün Avrupa Birliği tarafından yayınlanmış olan direktifler kapsamında yer alıyorsa yetkili kurum, teklif maddesinde verilen kurallara göre şartları belirleyemez.
Direktiflerle uyum içinde çalışacağını deklare eden her ülke gibi ülkemiz de bu direktifleri uygulamakla yükümlüdür. Direktiflerin uygulanmasında standartlarda yer alan ülke sapmasının belirlenerek Avrupa'da ilgili kurumun onayıyla bu değişikliği uygulama hakkı bulunmamaktadır.
Avrupa müktesebatına uyum için gerekli olan şartlar bunlardır ancak direktif kapsamında olmayan bir ürün piyasaya sürülecek ise bu ürünler için teknik düzenleme yapılabilir. Maddenin sadece bu tip ürünler için geçerli olacağı belirtilmelidir.
Kaldı ki değişiklik yapılması düşünülen 4703 sayılı Yasa'nın 5'inci maddesinde "Üretici, piyasaya sadece güvenli ürünleri arz etmek zorundadır. Teknik düzenlemelere uygun ürünlerin güvenli olduğu kabul edilir. Teknik düzenlemenin bulunmadığı hallerde, ürünün güvenli olup olmadığı; ulusal veya uluslararası standartlara; bunların olmaması halinde ise söz konusu sektördeki iyi uygulama kodu veya bilim ve teknoloji düzeyi veya tüketicinin güvenliğe ilişkin makul beklentisi dikkate alınarak değerlendirilir." denilmektedir. Art arda gelen iki madde arasındaki çelişki oldukça net olarak görülmektedir. Değişiklikle, uluslararası uygulamalara ters bir politikayla sanayinin canlandırılması da mümkün değildir.
Değerli milletvekilleri, teklifin 67'nci maddesiyle "Yetkilendirilen test, muayene ve/veya belgelendirme kuruluşunun adı, adresi, uygunluk değerlendirmesi yapacağı modüller ile ürünler Komisyona bildirilir. Bu kuruluş, Komisyon tarafından Avrupa Birliği Yeni Yaklaşım Onaylanmış Kuruluşlar Bilgi Sisteminde yayımlanması ile onaylanmış kuruluş statüsünü elde eder." denilmektedir. 68'inci maddesiyle de "Onaylanmış kuruluşların faaliyetlerinin geçici olarak durdurulması veya onaylanmış kuruluş statüsünün kaldırılmasına ilişkin kararlar yetkili kuruluş tarafından Komisyona bildirilir ve Avrupa Birliği Yeni Yaklaşım Onaylanmış Kuruluşlar Bilgi Sisteminde yayımlanır." denilmektedir.
Onaylanmış kuruluş statüsünün düzenlendiği bu iki maddeyle uygulama Avrupa Birliği mevzuatına uygun hâle getirilmektedir. Bu kuruluşların onay sistemi Resmî Gazete'de yetki verdiğimizi göstermek değildir. Ancak Resmî Gazete'de yayımlanma hususunun kaldırılmış olması kamuoyunun bilgilendirilmesi açısından boşluk yaratmaktadır. Türkiye'deki üreticilerin Avrupa Birliği Yeni Yaklaşım Onaylanmış Kuruluşlar Birliği Sistemi'ni takip etmelerinin kolay olmayacağı da açıktır. Avrupa Birliği onayını takiben onaylanmış kuruluşları güvenilir bir kaynak olarak kabul gören Resmî Gazete'de yayımlama uygulamasından vazgeçilmemesi gerektiğini düşünüyorum.
Bir diğer önemli konu da 2012 yılında yasalaştırılan 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu'nda yapılması teklif edilen ötelemeler ve kapsam değişiklileridir. Bahse konu kanunla, 10 kişiden az çalışan iş yerleri uygulama kapsamına alınarak Türkiye'deki bütün çalışanları iş sağlığı ve güvenliği açısından daha korunaklı hâle getirmek hedeflenmişti. Ancak teklifle 10 kişiden az çalışan iş yerleri için istisnai bir düzenleme yapılmaktadır.
Yine, kamu kurum ve kuruluşları ile 50'den az işçi çalıştırılan az tehlikeli iş yerleri için iş güvenliği uzmanı ve iş yeri hekimi istihdamı zorunluluğu dışındaki risk değerlendirmesi ve yasanın öngördüğü diğer zorunlulukların giderilmesi 2020 tarihine kadar ertelenmiştir.
Hükûmetler çıkardıkları yasalarda iki üç yıla bir uygulamayı ötelemeyi âdet haline getirmişlerse uygulamayı yasalaştırırken ilgili tarafları dinlemedikleri ve ihtiyaç tespitini günü kurtarmak için yapmış oldukları anlaşılmaktadır. Ayrıca, teklifte yer alan sanayi siciline kayıtlı işletmelerin elektrik faturalarından kaldırılan TRT payının diğer vatandaşlarımızın faturalarından kaldırılmaması da günlük uygulamalara bir örnek olarak verilebilir.
Değerli milletvekilleri, Türk sanayisinin sorunları elbette ki uzun yıllardır süregelen bir sorundur ancak AKP hükûmetleri de Türkiye'yi geçen sene yönetmeye başlamış değildir. On beş senedir hâlâ çözüm bekleyen ve günbegün artan sorunlarla karşı karşıya bulunmaktayız diyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ederim Başkanım. (MHP sıralarından alkışlar)